Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26-09-2008, 19:59   #1
asparagas
 
asparagas - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
"Türkiye'nin Ferguson'u olacağım"

Kartal’ın genç hocası Milliyet Gazetesi'nde yayınlanan röportajında gündemi uzun süre meşgul edecek açıklamalar yaptı:

"Aslında geçen seneki başlangıcımıza baktığınız zaman hemen hemen bu sezon ile aynı. Avrupa’da, Sherrif ve Zürih’i eleyerek Şampiyonlar Ligi’ne kaldık. Ligde ilk üç maçta üç galibiyet, dört haftada on puan aldık. Bu seneye baktığınız zaman birbiri ile örtüşüyor. Bu seneki farklılık ise takımın başında kalmam nedeniyle hem ekibimizi ve oyuncularımızı çok iyi tanımam. Bu konuda çok mesafe kat ettik. Artı oyuncularımız bizim ne istediğimizi çok iyi anlamaya başladı."

"Çok umutluyum"


"Geçtiğimiz sene hissedilen eksiklere göre transferler yaptık. Bu transferlerin de bugün itibari ile eksikliklerimizi gidermeleri, bütün futbol kamuoyuna bu ışığı vermeleri geleceğe biraz daha umutla bakmamızı sağlıyor. İşin tabii ki çok başındayız. Ekip olarak sadece saha içinde değil, dışarıda da uyum içinde olmamız şampiyonluk yolunda açıkçası beni çok umutlandırıyor. Takımda kalan arkadaşlarımızın da geçtiğimiz sezondan çok iyi dersler çıkardığını görüyoruz. Gol yememe konusunda bir başarı var ama takım savunması olarak bazı sıkıntılar yaşıyoruz."

"Rakipten korkmayız"

"Biz tek forvet oynamıyoruz. Sağ tarafta Holosko var. Bunun yanında santrfor özellikli bir orta saha oyuncusu olan Delgado’ya görev veriyoruz. Baktığınız zaman takımın üç forvetle sahaya çıktığını herkes görür. Bazı maçlarda pozisyon üretmede sıkıntı çıkınca tek forvet konusunda eleştiriler gelmeye başladı. Bizim yerleştirmek istediğimiz anlayışı bir çok kişi anlıyor ama anlamamazlıktan geliyorlar. Futbolu iyi bilen insanların tek forvetle sahaya çıktığımızda bile rakipten korkmadığımızı anlaması lazım."

"10 numara da koşacak"


"Artık günümüz futbolunda oyunun iki yönünü uygulamaya çalışan oyuncular ön plana çıktı. Top rakibe geçtiğinde her oyuncu takıma defansif anlamda katkı sağlamalı. 10 numara bile olsa. Zidane son iki senesinde bunu yaptı. Ronaldinho gibi oyuncular bile artık savunma yönünü geliştiriyor. Bundan 7-8 sene öncesinde 6-7 kilometre koşan bir futbolcu çok iyi performans sağlamış sayılıyordu. Son oynanan Avrupa Şampiyonası’da 11 - 12 kilometre koşan futbolcular görür hale geldik. Bu da şu demektir. Artık futbolda bundan 7-8 sene öncesinin iki katı mesafe alınmıştır. Artık topu alıp düşünerek, bekleyerek oynama şansın kalmadı. Artık hızlı düşünmeli futbolcular."

"22 tane aslanım var"

"Milyonlarca insan bizden başarı bekliyor. Hedeflerinin çok büyük olduğu bir kulüpte görev alıyoruz. Artı hiç birşeyi düşünmediğimi farzedin, benim kendi geleceğim var. Bana başarı getirmeyecek herhangi bir oluşum içinde olmam. Gaziantepspor maçı öncesindeki rotasyonun doğru olduğuna inandığım için böyle bir değişiklik yaptım. Bazı oyuncularımızda gerçekten fiziksel anlamda düşüş olduğunu gördüm. Bazı oyunculara kramp girmeye başladı, bazılarının ağrıları nüksetmeye başladı. Belki de onları dinlendirmeden oynatmak risk taşıyabilirdi. Geçtiğimiz sezon Zürih ile oynadık arkasından Kayseri ile berabere kaldık. Liverpool’u devirdik, Büyükşehir Belediye ile yenişemedik. Liverpool deplasmanından döndük Sivasspor’a mağlup olduk. Bunun tecrübesini geçtiğimiz sezon çok yaşadık. Çok samimi söylüyorum 22 tane aslan gibi oyuncum var. Türkiye Ligi’nde bu rotasyonu yapabilecek en rahat teknik direktörüm diyebilirim."

"Rakamlarla başarı olmaz"


"Türk futbolunun en büyük sıkıntılarından biri sabırsızlıktır. Maalesef ülkemizde önce başarı gelsin sonra başarıyı getiren halkalar oluşsun isteniliyor. Başarı rakamlarla, istatistiklerle ölçülüyor. Böyle gelen başarı suni bir başarıdır. Sonuçlardan bir kalite oluşturmaya çalışıyoruz. Bir hocanın göreve başlayarak çevresini, futbolcuları ve başarıyı yakalayacak kendi kadrosunu oluşturması zaman alıyor. Bu zamanı bütün teknik direktörlere tanımak lazım. 60 seneden beri Beşiktaş’ta böyle bir anlayış hakim olmadı. İki sene üst üste çalışan yerli hoca mantalitesi olmadı. Sayın başkanımız Yıldırım Demirören ile birlikte bu anlayışı yıkmış olduk. Türkiye’de bütün hocaların olmak istediği yerdeyim. Benim amacım Alex Ferguson gibi uzun yıllar bu kulübe hizmet etmektir.

Maç geceleri çok zor uyurum. Eve geldiğimde maçı bir kez daha seyrederim. Kendimi maç oynamış kadar yorgun hissediyorum. Fiziksel yorgunluk yanında zihin olarak da çok yoruluyoruz. Hedefleriniz büyükse baskı ve stres ortamında kendimizi kontrol etmeyi bilmeliyiz. Benim hayatımın büyük kısmı tesislerde geçer. Her gün saat 11 gibi tesislere gelirim. Açıkçası tesislerden uzak kaldığım zaman huzursuz oluyorum. Burada vakit geçirmekten keyif alıyorum. Sorumluluğum çok fazla. Eşimden bu konuda anlayış istedim. Kitap okuma isteğim her zaman üst seviye olmuştur. Bu yoğun dönemlerde açıkçası çok fazla okuyamıyorum. Genelde elimde kitap olur. Son olarak Pascal Boniface’nin Futbol ve Küreselleşme kitabını okudum. Futbol ve kişisel gelişim ağırlıklı kitaplar okurum. Eşim benimle evlendiğinde futboldan pek anlamazdı. Ne zaman antrenör oldum, her ülke vatandaşı gibi o da antrenör olmaya başladı. Oğlum her maça gelmeye çalışır. Her maçtan sonra o gün iyi oynayamamış bir oyuncu varsa niye onu kesmedin de yerini şunu oynatmadın diye konuşur. Biz her maçtan sonra oyuncularımızla rutin toplantılar yapıyoruz. Zaman zaman fikir ayrılıkları yaşıyoruz. Tello ile aramızda basına yansıdığı gibi kavga ve tartışma olmadı. Ben bu tür haberleri art niyetli buluyorum. Çok güzel bir hava yakaladık. Böyle basit şeyler huzurumuzu bozamaz."

"Milli Takım için yaşım genç"


"Milli Takım teknik direktörlüğü kutsal bir görevdir. Her Türk antrenörün gönlünde bu görevi yapmak vardır. Ama ben çok önemli bir görevin başındayım. Yaşım daha çok genç. 39 yaşındayım ve antrenörlük hayatımın başındayım. Başka şeyler düşünüp de konsantrasyonumu dağıtmak istemem. Bütün enerjimi Beşiktaş’ın başarısı için harcamak istiyorum. Milli takımın başında benim de hocalığımı çok başarılı yürüten Fatih Terim var. Milli Takım Fatih hoca ile birlikte çok güzel örtüşüyor. Ben Fatih hoca ve ekibine nasıl katkı sağlarım uğraşı içinde olurum ancak. Milli Takım Teknik Direktörlüğü’nü en iyi yapacak isim olarak Fatih Terim’i görüyorum. Fatih hocanın çok üstüne gidiliyor. Dönem dönem bizlerin de üzerine geliniyor. Bu bütün hocalara yapılıyor. Bu anlayıştan vazgeçmemiz lazım. Tabii ki eleştiriler olacak. Ama bunun dozunu çok iyi ayarlamak lazım. İnsanları kırmamak lazım. Eleştirilen insanları başarıya teşvik etmek lazım."
__________________
asparagas Ofline   Alıntı ile Cevapla