Tekil Mesaj gösterimi
Alt 29-11-2008, 22:05   #1
BJKMaster
 
BJKMaster - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Icon4 Ey Besiktaslilar!

Kartallarim,

Bildiginiz gibi Besiktasimiz bugün Fenerbahçe'ye karsi 2-1 yenildi. Insanlik hali, olabilir der ve geçeriz. Maalesef ki maalesef, hiç bir derbide bunu diyemiyoruz çünkü illa birsey çikariyorlar.

Sanki hakemler Fenerbahçe - Besiktas maçlarinin çok zevkli ve enteresan maçlar olduguni bile bile hareket ediyorlar. Ben hakemlerle ilgili yorum yapmayi sevmem, sahsima uymaz birsey, lakin beni artik zorluyorlar. Maçi ve olanlari biraz analiz edelim:

NTV'de maç öncesi programina bakiyorum ve ne duyuyum: Holosko oynamiyor. Sahsen bundan sonra maçi yenilecegimizi hemen babamada söyledim, aklimdanda zaten geçti. Bu maçi kafadan yenildik dedim ve nitekim öyle de oldu, ama sorun o degil. Tello denen Silili arkadasimizi biz neden aldik? Delgado denen Arjantinli arkadasimizi biz neden aldik? Maç kazandirsinlar diye, degil mi arkadaslar? Sahsen öyle düsünüyorum, sizin düsünceleriniz nasil bilmem ama bence öyle. En azindan takima katkilari bulunsun diye alindilar.

Simdi oyunculara bakiyoruz: Tello diyoruz, büyük maçlarin hiç birinde yok. Delgado diyoruz, kaptanimiz diyoruz, paramizi yiyor, büyük maçlarin hiç birinde yok. Simdi burada iste su da bu da demeyin: büyük oyuncular büyük maçlarda kendini belli eder, sahneye çikar oynar, ziplar, hoplar ama 3 puani getirir. Bakiyoruz Delgado sahada yaylaniyor, Tello zaten yok. Simdi ben bu takima daha nasil güveneyim?

Zapotocny ve Sivok diyoruz. Biri, Sivok, en iyi adamimiz yine kendine hayran biraktiriyor ve harika bir maç çikiyor. Digeri, bagrimiza bastigimiz Zapotocny ise, hatali goller yedirtiyor. Ben hangi birine güveneyim? Bir takimda bu kadar çeliski olmaz ki? Ibrahim Toraman diyoruz, hemserim diyorum, iyi çocuk diyorum, akil almaz seylerle ugrasiyor. Gökhan Zan konusuna girmek bile istemiyorum, çünkü beni bezdirdi artik. Üzülmez ayagindan belki 10 tane top kaçirdi ve bu böyle devam etti. Cissé denen Fransiz arkadasimiz zaten geldiginden beri sifir: bir orta saha oyuncusu aktif olur, pasif degil.

Haaaa simdi oyuncularin çogunu saydik. Ne gördük? Takimin yarisi Besiktas'a layik oyuncular degil. Cissé'mi? Hemen atin çöpe. Üzülmez'mi? Atin çöpe. Zan'mi? Atin çöpe. Atip durun taa ki bitene kadar. Ondan sonra ne yapalim? Ondan sonra su yönetim denilen akil almaz kisileri asagiya firlatalim, çöp kirlenmesin. Zaten en büyük sorumlu o sahislar ama oraya girmek istemiyorum.

Geliyoruz teknik adama. Ilk sorum: Ertugrul Saglam'i biz hangi nedenlerden dolayi gönderdik? Çok korkak oynuyor diye. Tamam harika, gönderdik ve sözde daha atak oynayan Mustafa Denizli'yi aldik. Peki bugün ne oldu? Bugün derbiye dakikalar kala en iyi oyuncularimizi ilk onbire almayarak takimin altina dinamit yerlestirdi ve patlatti. Sonuç ortada: patlama çok agir yaraladi.

Ikinci sorum: madem sende korkak idin, neden Besiktas'a geldin Mustafa Denizli? Lig TV'de yorum yaparken biliyordun hocam, peki ya simdi? Zaten kafadan beraberlige gelerek maçin içine eden Denizli, Serdar Özkan ve Zan'i sahada 90 dakika boyunca oynatarak maçin daha kötü gitmesine yol açmistir. Ayriyetten 70. dakikaya kadar Holosko ve Bobo gibi en önemli silahlarimiza basvurmamasi daha da düsündürücüdür. Orayi da geçtik: maçta terinin son damlasina kadar kosan, savasan bir Ekrem Dag'i yi oyundan alarak adeta dalga geçti ve daha da komik olan, ikinci yarida orta sahasiz oynamamiza ragmen, Ugur Inceman'i 80'de oyuna sürerek beni kendisinden süphe etmesini saglamistir.

Buraya kadar zaten su 5 yildir neler çektigimizin kisa bir özetidir. Sonra geçiyoruz baska bir faktöre: hakem.

Hakem denilince ilk akla gelen sey, maçin lideri, kontrolde tutan kisi olur. Türkiye'de 'hakem' sözcügünün baska bir açiklamasi, baska bir mânâsi vardir o da söyledir: ''hakem = maçin kaos ortamina dogru gitmesini saglayan kisidir.''

Bünyaminmis, geziyormus, uyuyormus, tutuyormus, gösteriyormus hiç fark etmez; burada önemi olan insan olmak. ADAM GIBI ADAM olmaktir. Dürüstçe çikip söylesin: ''ben Fenerliyim, bunu açik yüreklilikle söylüyorum'' bende eyvallah diyim, ama yangindan mal kaçiriyormus gibi hareket yapip, adeta laubali bir sekilde kararlar vererek beni çileden çikartmaya hakki yoktur.

Ilk yarida neler oluyor neler. Tamam, iki golde hataliyiz ama ondan sonrasi resmen komedi. Cissé'in ilk hareketi sari olabilir, eyvallah, ama ikincisine Amatör Kümede bile çalmazlar. Birakin sari karti, serbest vurus bile vermezler. Ama bizimki ne yapar? Sari karti çikarir, maçin kopmasina, kaos ortamina gitmesini saglar. Yukarida ne demistik? ''hakem = maçin kaos ortamina dogru gitmesini saglayan kisidir.''

Dönüyoruz ilk yariya. Lugano Nobre'ye çelme takiyor, hakem görmemezlikten geliyor ve sadece bir serbest vurus veriyor. Hayirdir? Lugano'nun milletvekilleri gibi bir dokunulmazligimi var? Varsa söylesinler, ona göre hareket edelim, yorum yapalim. Bundan sonra zaten Cissé atiliyor maç alt üst oluyor.

Geçiyoruz ikinci yariya. Roberto Carlos bir kaç kez 'PUTA' diyor, kimse agzini açip konusmuyor. Toraman'in yerinde olaydim, hem hakeme hem de Carlos'a bir kafa atardim. Bu kadar adilik, nankörlük olunmaz.

Haticeye degil, neticeye bakmak gerek. Sonuçta bagzi sebeplerden dolayi yenildik, ama yenildik. Herseye ragmen takimin oynundan gayet memnunum ve umutluyum. Bu takim is yapar, yeter ki durdurmaya çalismasinlar.

Alayina isyan, Ölümüne Besiktas. Seviyorum seni kartalim. Atin ölümü arpadan olsun bre.
__________________
''Cehalet insanı çirkinleştirir. Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek cevabım vardır. Lakin, lafa bakarım laf mı diye, adama bakarım adam mı diye''
BJKMaster Ofline   Alıntı ile Cevapla