[bjkemre06]

BABA Ferit...

1960'lı yıllarda İstanbul'da Baba Ferit namıyla anılan gözüpek, astığı astık kestiği kestik bir kabadayı varmış. Baba Ferit geçimini kanundışı yollardan iş yapan suçlulardan aldığı haraçlarla sağlarmış.

Aldığının büyük bölümünü de fakir fukaraya dağıtırmış. Üstelik ite, kopuğa karşı garibanları korurmuş. Geniş gönüllü, babayiğit bir adammış kısacası.

Elini kana bulamayan bu babayiğitin düşmanları da çokmuş. Bir gün kaçakçının birinden haraç almak istemiş. Adam direnmiş, korumalarını salmış Baba Ferit'in üzerine.

Sıkı döğüş olmuş, derdest etmiş hepsini ama saldırganlardan birine kötü vurmuş bizimki. Adamı karga tulumba hastaneye yetiştirmiş. Doktorlar çok uğraşmış, lakin adamcağız son nefesini vermiş.

Baba Ferit yıkılmış haberi duyunca. Gitmiş teslim olmuş.

Olay nefsi müdafaya girdiği, meftayı kurtarmak için elleriyle hastaneye taşıdığı ve kendiliğinden teslim olduğu için az bir ceza yemiş.

Ama bir insanın canını almış olmak Baba Ferit'e çok dokunmuş. Hapiste yattığı dönemde haraç toplamaya ve kabadayılıktan elini eteğini çekmeye karar vermiş. Çıkar çıkmaz Üsküdar'da bir kahvehane açmış.

Mütevazi bir yaşam tutturan Baba Ferit'in amacı, namusuyla, hiç kimseye karışmadan ekmek parasını çıkartmak ve mahalleden bir aile kızıyla evlenerek ömrünün geri kalan kısmını huzur içinde geçirmekmiş.

Bir süre işleri iyi gitmiş, karışanı görüşeni olmamış. Ama bir gün kahvehanesinin kapısından üç genç girmiş.

Gençlerden biri işlettiği kahvehanenin onlara haraç vermeden işlemeyeceğini, müşteriyi dağıtacaklarını, hatta gözdağı vermek için kahvehanenin bütün camlarını göz kırpmadan kıracaklarını söylemiş.

Baba Ferit gencin söylediğini kılını kıpırdatmadan büyük bir sakinlikle dinlemiş.

Gencin sözü bittiğinde ''Bitti mi? '' diye sormuş. Gençten evet cevabını aldıktan sonra oturduğu tabureyi eline alıp kahvehanenin camlarını kırmaya başlamış.

Hepsini tek tek kırmış. Giriş kapısının üzerindeki son küçük pencere camına kadar.

Olayı dehşetle izleyen gençlere dönerek ''Evet! Şimdi bu camı kırın da göreyim'' demiş. O günden sonra kimse Kahveci Ferit'i rahatsız etmemiş.