Yârdan cevr ü cefâ lûtf u kerem gibi gelür Gayrıdan mihr ü vefa derd ü elem gibi gelür Firkat-i yâr katı zâr ü zebûn itdi beni Döymeyem mihnet ü hicrâna ölem gibi gelür Dil-i pür-hûn elem-i hecrün ile cûş ideli Çeşme-i çeşmün akan suları dem gibi gelür Bâki’yâ kangı gönül şehrine gelse şeh-i ışk Bile endûh u belâ hayl ü haşem gibi gelür”
birde böyle bişey var, çokk şey anlatıyo çokkk


di mi İrfan abi ve Hazel abla
