[bjkkrtl]

Belki de kusursuz bir yola giremeyiş sebebimiz, sorunu hep "bireysel olarak" aradığımızdandır. Korkarım ki 2009'a da bu mantıkla giriyoruz.


Yine, "takımı bir bütün olarak değerlendirmeden uzak" yapılanmış planlar görüyorum.

Yusuf transferine benim bakış açım bu; Delgado'nun bazen yetersiz kalması. Yoksa, o kadar eksik varken ilk transferimizi bir gece yarısı operasyonunda Yusuf'la yapmazdık.
Peki Delgado hakikaten etkisiz ve yetersiz mi? Yoksa O'nu böyle gösteren şey takımın genel görüntüsü mü?

Tigana'nın ısrarla istediği dönemde, hakkında Roma deplasmanında çatalda patlayan şutu ve Middlesbrough kalecisini uzak çaprazdan avladığı görüntüler dışında pek bilgim olmayan Delgado'yu araştırmaya kalkmıştım. İsviçre Ligi'nin maç özetlerini, hafta hafta yüklemiş bir internet sitesi buldum ve rastgele Basel'in maç özetlerini izleyemeye koyuldum. İzlediğim maçlarda, hep rakip cezasahası etrafında dolanan Delgado'nun, Basel'in hücum konusundaki tek dayanağı olarak gördüm. Etkili ara paslarıyla yaptığı asist ve asisten bir önceki pasları, uzun şut ve frikikten golleri, bir forvet tamamlayıcısı olarak cezasahasında attığı goller vesarie.
Fakat asıl nokta şuydu ki; Basel'de, Delgado'nun bu performansına zemin hazırlayan bir takım olgusu ve oyuncu kurgusu vardı. Delgado'yu hiç geriye çekmeye zahmet ettirmeyecek bir ortasaha ve hucümda sürekli, aralara - defans arkasına etkili koşular yapabilen adamlar... En başta da forvet Mladen Petric ve şimdilerde Liverpool'a kadar yükselen sağbek Degen. Özellikle bu iki oyuncunun dünya piyasasında sivrilmesinde en büyük etken Delgado'nun oyunudur. Delgado'nun o dönemde sivrilmesine de bu oyuncular etkendi tabi...

Beşiktaş'ın son görüntüsüne baktığımızda, ne dirençli bir ortasaha ne de oyuna katkı yapabilen bekler görüyoruz. Beşiktaş'ın "takım olarak" ileri gidebileceği ve dolaylı olarak da Delgado'nun etkili performans göstereceği bir sistemi sene başında yakalamıştık. Cisse ve Uğur'dan oluşan 2 ortasaha önünde oynayan Delgado, ileri çıkışlarda zamanlamasını tutturan ve topu aldığında etkili sonlandıran bir solbek Tello, Holosko - Aydın - Serdar Özkan gibi hem kenardan hem de içeriye sürpriz koşularıyla kanat-forvet görüntüsündeki oyuncular ve ileride top tutuşu, diğer oyunculara da pozisyon hazırlayışıyla tam bir tek forvet örneği olan Bobo ile, geleceği olan bir takıma, sisteme bürünmüştük. Delgado da bu sistemde, kendisini daha fazla cezasahasına yakın gösterebiliyor ve topu aldığında etrafında etkili koşular yapabilen bir çok oyuncu buluyordu.
Bu durum, Ertuğrul Sağlam'ın "tek forvet-çift önlibero" eleştrilerine katlanabildiği son nokta olan Belediye maçına kadar sürdü. Belediye maçıyla birlikte farklı denemeler ortaya çıktı ve birden işler tepe takla gitti...

Mustafa Denizli döneminde ise bambaşka bir durum gördük. En temelden, savunma ve özellikle Sivok - Zapo tandeminin bozulmasıyla tamamen sistemsiz ve başarıyı bireysel arzuya bırakmış bir takım. Çoğu insana sistem tartışması saçma gelebilir ama futbolda en büyük hastalık sistemsizliktir. Sistemsizlik bir bakıma "ne yaptığını bilememektir." İşte bu nedenle, bazı Anadolu maçlarını kazansak da, dişli rakiplere karşı özellikle derbi maçlarında, genel olarak "iyi oynuyormuş gibi" görünsek de, saçma goller, acemice hareketlerle ne olduğunu anlamadan mağlup çıktık.

Sorun yine tabi bireysel olarak arandı ve aranıyor. Oysa bizim iyi bir takım olmamız için, uygun bir sistem ve o sisteme uygun adamlar gerekli.

Delgado'nun elbette bireysel olarak da kötü olduğu maçlar var. Bu yazının ana fikri, öncelikle takım ve sistemin nasıl işlediğine bakmamız ve ondan sonra bireysel olarak oyunculara yüklenmemiz gerektiği konusudur. Aslında sadece Delgado'yu değil, gelen Yusuf ve gelecek olan oyuncuları da koruma amaçlıdır.

Yusuf transferine gelecek olursak; Delgado'nun ameliyat döneminde iyi bir alternatif olabilir. Veya rakibin iyice gömüldüğü durumlarda, Delgado'yu ortasaha bölgesine çekmekle birlikte, Yusuf forvete yakın oynaması için sahaya sürülebilir. Delgado'nun oynayabilecek durumda olduğu sıralar, maçın normal seyrettiği dönemlerde yan yana oynatmak bizi iyice takım olgusundan çıkarır. Tigana, Rico ve Delgado'yu beraber oynatmak için, sistemde "ön kanat oyuncusu" modelinin üstüne çizgi çekti ve kanatları sadece beklere bırakmak zorunda kaldı. Sonuç olarak aslında ne Rico ne de Delgado yerinde oynamış oldu, ikisi birlikte oynadığında.

Yusuf'un transfer şekline baktığımızda, bana göre şuan bile çok ihtiyacımız olan, biraz üstüne koyduğunda Türkiye'nin önde gelen yeteneklerinden biri olacak olan Aydın'ı Beşiktaş'tan soğutmamızla bile, "skandal" dememe yeter sanırım.

Mustafa DEMİRTAŞ

Not:Alıntıdır.