Tekil Mesaj gösterimi
Alt 17-03-2009, 22:58   #1
sevil1903
İMansız_26
 
sevil1903 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Büyüka: En iyisi Beşiktaş

Büyüka: En iyisi Beşiktaş
Click the image to open in full size.Büyüka: En iyisi Beşiktaş
Beş takım arasında Beşiktaş'ı şanslı kılan sadece fikstür avantajı değil
Click the image to open in full size.
AKŞAM, Şampiyonluğun favorisi kim diye sordu. Yazarımız Şansal Büyüka 5.'nin bile şansı aynı oranda dedi. Ancak bir parantez açmayı ihmal etmedi


AKŞAM: Şampiyonluk yarışında 5 takımın kafa kafaya gelmesinin başlıca sebebi nedir?

Ş.B.: Trabzonspor'un yıllar sonra yeni bir yönetim anlayışı ile uyanması. Sivasspor'un son iki yılda müthiş bir takımdaşlık ve mücadele gücüne ulaşması, özellikle Anadolu takımlarının artık üç büyüklere kayıtsız şartsız teslim olmaması, ortaya beş adaylı bir şampiyonluk yarışı çıkarttı.

AKŞAM: Sezon başında böyle bir tablo bekler miydiniz?

Ş.B.: 'Bunu beklerdim' demek çok kolay değil. Trabzonspor'un yaptığı transferlerden sonra ciddi bir sıçrama yapacağı belliydi. Ancak Sivasspor'un aynı başarıyı tekrarlayacağını düşünen kabul edelim ki fazla değildi. Bu beşli yarışta en önemlisi, takımların yakın puan farklarıyla sıralanmaları. Bugün beşinci takımın bile birinci takım kadar şampiyonluk şansı var. Aslında bu yarışı güzelleştiren ilk beşteki her takımın belki de aynı oranda bu yarışın, bu iddianın içinde olması

FENER'İN İŞİ ZOR

AKŞAM: Üç büyüklerin dışında, iki Anadolu takımın bu yarışın içinde olmasını neye bağlıyorsunuz?

Ş.B.: Trabzon'un yarışın içinde bulunması kadar doğal bir şey olamaz. Anormal olan, Trabzonspor'un yıllardır bu yarışın dışında kalmasıydı. İlk sorunun cevabında da söyledim. Sivas müthiş takımdaşlık ve mücadele gücüyle iki yıldır bu zirve yarışını sürdürüyor.

AKŞAM: Fikstüre göre hangi takım daha avantajlı?

Ş.B.: Baktığınızda ilk beşteki takımların kalan 10 haftada birbirleriyle tam 7 maçı var. Bu maçlar üç puanlık değil, 6 puanlık maçlar. O zaman sadece bu takımların birbirleriyle oynayacakları maçlarda ortada 42 puan var. Bu durumda şimdiden bir takımı çıkarıp belirli biçimde 'Favori' demek çok doğru olmaz. Ama kabul edelim ki, Beşiktaş bu hafta Sivas engelini yara almadan aşarsa, daha sonra kendi sahasında Fenerbahçe ve Galatasaray ile karşılaşacak. Galatasaray'ın son sekiz maçına baktığınızda İstanbul dışına sadece Hacettepe maçı için çıkacak. Demek ki, İnönü'deki Beşiktaş-Galatasaray maçı zirve yarışının düğümünü çözmede çok önemli rol oynayacak. Fikstürü en kötü takım Fenerbahçe. Bu hafta Bursa deplasmanı. Sonra üç şampiyon adayına deplasmana gidecek. Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor. Fenerbahçe'nin işi zor.

AKŞAM: Kadrolara baktığınızda hangi takım daha avantajlı?

Ş.B.: Tam kadro oynayabilse Galatasaray iyi. Ama sakatlık ve kırmızı kartlardan kurtulamadıkları için yarışı yarım takımla sürdürüyorlar. Beşiktaş'ta hem alternatifli, hem hazır bir kadro var. Üstelik Gökhan Zan'ın dışında sakatı yok, alternatifi çok. Görünüşte en iyisi Beşiktaş.

BÜYÜKLER YENİLMEZ DEĞİL

AKŞAM: Bu sezon her takım her takımı yenebiliyor. Bunu ligimizin kalitesizliğine bağlayanlar da var, kalitenin arttığını ileri sürenler de. Sizce doğru görüş hangisi?

Ş.B.: Geride kalan 40 yıla bakın, bir Trabzon fırtınası hariç, üç büyükler geleni geçeni yenmişler. İyi oynasalar da kötü oynasalar da yenmişler. Artık ciddi bir uyanış var, bir kişilik belirtisi var. Anadolu biliyor ki, iyi oynarsa, iyi mücadele ederse büyükleri yenebilir, büyüklerden puan alabilir. Büyükler artık yenilmez değil. Bu konuda Sivas'ın son iki yıldaki hakkını teslim etmek lazım. Anadolu kulüplerine iyi bir örnek oldu. Üç büyüklerle başa çıkılabileceğini, onların da yenilebileceğini bütün takımlara gösterdi. Bu Türk futbolunun hayrınadır. Keşke bizim ligimiz beşinci, altıncı şampiyonu çıkarabilse. Keşke üç büyükler ve Trabzonspor dışında başka takımlar da şampiyon olabilse.

AKŞAM: Mustafa Denizli Beşiktaş için bir şans mı?

Ş.B.: Bana göre Beşiktaş'ın en büyük şansı Denizli. Unutmayın, yıllar önce Fenerbahçe'yi , o bunalım dönemlerinden Mustafa Hoca çıkartıp şampiyon yapmıştı. Benzer bir durum şimdi Beşiktaş'ta var. Beş takım arasında Beşiktaş'ı şanslı kılan sadece fikstür avantajı değil, böyle yarışlara ve kritik durumlara çok alışkın olan Mustafa Hoca da bir başka büyük şansı Beşiktaş'ın.

MHK yanlış yapıyor

AKŞAM: Sezon başından beri bugüne kadar pek yaşanmamış hakem hataları yaşandı. Örneğin Yunus Yıldırım, yirmiyi aşkın maçta penaltı vermemekle övünse bile her hafta maç alıyor ve çoğu kulüp haksızlığa uğruyor. Buna rağmen kulüpler en azından Haluk Ulusoy döneminde olduğu kadar tepki göstermiyor. Hakemlerin bu kadar hata yapmasının ve kulüplerin tepkisizliğini nasıl karşılıyorsunuz?
Ş.B.: Yunus Yıldırım, Trabzonspor- Galatasaray maçında kötü bir hakem gibi değil, ilk kez sahaya çıkan acemi bir hakem gibi maç yönetti. Resmen hayal kırıklığı oldu. Ama bu kadar konuşulan, Tahkim Kurulu'na kadar giden Sivas- Galatasaray maçının ardından aynı Yunus Yıldırım'ı Trabzonspor-Galatasaray maçına verirseniz olacağı budur. Sadece bu maçla ilgili değil, genel olarak baktığımızda MHK'nin hakem atamalarında çok ciddi ama çok ciddi yanlışlar yaptığını düşünüyorum. Ancak hakem hataları geçmiş yıllarda olduğu gibi maksatlı olarak kabul edilmiyor, hakem hatası olarak değerlendiriliyor. Buna rağmen 'Kulüplerin tepkisi az' görüşüne ben katılmıyorum. Kulüpler daha ne yapacak? Galatasaray'ın federasyonu bir dövmediği kaldı. Beşiktaş ilk yarı sonunda geride kalınca federasyonu, hakemleri ve yayıncıyı hedef aldı. Oysa aynı Beşiktaş bugün şampiyonluğun en büyük adayı. Ne değişti? Federasyon mu değişti, hakemler mi değişti, yayıncı mı değişti? Hiçbiri değişmedi. Sadece Beşiktaş değişti ve haklı olarak buralara geldi. Trabzonspor taraftarı da federasyona gidip siyah çelenk bıraktı. Bizim kulüpler hakeme tepki koymadan yaşayamazlar. Kabul edelim ki bu sezon sadece Fenerbahçe sesini çıkartmıyor. Zaman zaman canı yanıyor, buna rağmen sesini çıkartmıyor. Üstelik ben F.Bahçe'nin hakemler tarafından, federasyon tarafından kollandığına inanmıyorum. Söyler misiniz, bu sezon Fenerbahçe hangi maçı hakemle kazandı. Ben hatırlamıyorum. Ama hakemle kaybettiği maçlar var. Bu her takıma oluyor. Hakemle kazanıp, hakemle kaybedebiliyorlar. Bu futbolun doğasında var.

Aragones'i Yıldırım bile durduramaz

AKŞAM: Fenerbahçe ile Galatasaray aynı puanda. Buna rağmen Galatasaray'dan Skibbe kovuldu, Fenerbahçe'de Aragones duruyor.
Ş.B.: Skibbe bizim ülkeye 'Stajyer hoca' diye geldi . Aragones de Avrupa şampiyonu hoca. Aragones'i bugün görevde tutan bu Avrupa şampiyonluğu unvanı ile Başkan Aziz Yıldırım'ın son yıllardaki istikrar politikasıdır. Ama işler böyle giderse Aragones'i Aziz Yıldırım bile kurtaramaz.


AKŞAM: Aragones'in mevcut kadroyu iyi kullandığına inanıyor musunuz?

Ş.B.: Hayır inanmıyorum. Fenerbahçe'de elbette kadro zaafı var. Buna rağmen sahaya daha iyi bir on bir sürebilir. Oysa Aragones ezberlediği şablonun dışına çıkmıyor. Örneğin Önder'i sağbek oynatıp, Gökhan Gönül'ü Önder'in önüne almayı niye düşünmez? Solda Wederson'u geriye koyup, önüne Roberto Carlos'u almak aklına gelmez mi? Fenerbahçe'de buna benzer çok şey yapılabilir. Ama hoca ezberini hiç bozmuyor.

G.Saray'ı G.Saray eler

AKŞAM: G.Saray'da Bülent Korkmaz ile Lincoln arasında bir gerelim olduğuna inanıyor musunuz?

Ş.B.: Gerilimi hepimiz gördük. Sen milyonların önünde hocana bağırıp çağıracaksın, sonra baş başa kaldığında özür dileyeceksin. Yok öğle yağma. Lincoln yönetim ve seyirci tarafından çok şımartılmıştı, Bülent Korkmaz gelince her kuşun etinin yenmeyeceğini anladı. Kabul edelim ki Lincoln sorunlu bir futbolcu ama büyük futbolcu. Galatasaray ve Bülent Korkmaz, ince ayar yaparak Lincoln'ü oturtmak yerine, ondan yararlanmanın yolunu bulmalı. Lincoln aklını başına toplayıp oynarsa yarım takım eder.


AKŞAM: Galatasaray-Hamburg maçı ne olur?

Ş.B.: Hamburg, Galatasaray'ı eleyemez. Galatasaray'ı ancak Galatasaray eler. Hatırlamak bile istemem ama Steau Bükreş maçında olduğu gibi büyük bir kaleci hatası, hiç olmayacak bir savunma hatası. Galatasaray başka türlü elenmez Hamburg'a. Bu maçı çok ciddi bir stoper sıkıntısına rağmen Galatasaray'ın alıp Avrupa'nın ilk sekizine gireceğini düşünüyorum. Stoper dedik de bu konuda Bülent Korkmaz'ın işi zor. Bu stoperlerden biri Hakan Balta, yanında Semih oynasa, 'Hiç tecrübesi yok oynatılır mı?' diyecekler, Kewell oynasa, 'Nereden çıktı bu, üstelik Kewell'ı stopere koyarak takımın hücum gücünü azalttı' diye bir başka eleştiri getirecekler. Bu bakımdan Bülent Korkmaz neyi doğru biliyorsa, neye inanıyorsa onu yapmalı. Benim aldığım haberlere göre takımın çift stoperi Hakan Balta ile Kewell olacak. Takımla yaşayan Bülent Hoca. Bindiği dalı kesecek hali yok ya.Click the image to open in full size.
__________________
sevil1903 Ofline   Alıntı ile Cevapla