Tekil Mesaj gösterimi
Alt 25-03-2009, 23:41   #1
Gokhan
Gogo
 
Gokhan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Zirvede neler oluyor?

İlginç bir lig yaşıyoruz. Yarın ne olacağı hiç belli değil? Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor, intihar etmeye devam ediyor. Tam bir harakiri harekâtı. Durmadan kan kaybediyorlar. Sezonun ikinci yarısında rekor üstüne rekor kırıyorlar. Sivasspor ve Beşiktaş istikrarı yakaladı. Bu nedenle de zirvede kolkola birlikteler.
BENİM GÖNÜL TAKIMIM
Sivas benim gönül takımım. Bin kere, milyon kere helal olsun. Büyüklerin onda biri bütçeyle karşılarına kim çıkarsa çıksın kafa tutuyorlar. “Rastlantı” diyenin alnını karışlarım. İki senedir hep tepelerde dolaşıyorlar. Her geçtikleri yerden ses getiriyorlar. Ne verecekleri, ne yapacakları belli.
Muhteşem bir çark. Dişliler uyumlu. Herkes birbirinin yardımcısı. Akortsuz tek ses yok. Bireyler görevin nerede başladığını nerede bittiğini biliyor. Sınırlar çizilmiş. Ayrıca mükemmel bir ruh birlikteliği. Aynı duyguları paylaşıyorlar. Hedefi belirlemişler. Büyük bir kararlılıkla inandıkları yolda yürüyorlar. Böylelerini alkışlamaktan başka ne yapabiliriz.
KARTAL'IN MUHTEŞEM YÜKSELİŞİ
İlk yarının sonunda (16 maç sonrası) Beşiktaş üzerindeki 5 takımdan toplam 23 puan gerideydi. Bugün üstünde tek puan farkıyla sadece Sivasspor var. Ve de Kartal diğer 5 rakibini yine toplamda 26 puan geçmiş.
Evet şampiyonluktaki rakipleri anormal puanlar kaybetmişler ama gayet net bir biçimde görülüyor ki Beşiktaş da müthiş bir çıkış yakalamış. 9 maçın 6'sını kazanmış, 3'ünde de berabere kalmış. Tablo dört dörtlük.
Bunda en büyük faktör Mustafa Hoca'nın artık taşlarla fazla oynamaması. Hepimiz kimin hangi görevle sahada yer alacağını, ufak yanılgılarla da olsa bilebiliyoruz.
Savunma güvenliği öncelik kazandı. Pozisyon hataları asgariye indi. Ernts orta alanda büyük rol oynamaya başladı. Her işi yapıyor. Yusuf gerçek kimliğini Sivas maçında gösterdi. Hatta, “Delgado mu yoksa Yusuf mu?” sorusunu gündeme getirdi. Bobo ile Nobre'nin beraber oynadıkları maçlarda Beşiktaş sayısız pozisyona girdi. Oyun disiplini üst düzeye çıktı. Sorumsuz davranışlar sona erdi. Bedava kart görme dönemi kapandı.
Beşiktaş, takım olma yönünde son derece önemli adımlar attı. Şampiyonluk şansı Kaf Dağı'nın ardındayken şimdi kucaklarına kadar geldi.
DEDE İLE KOLKOLA...
Fenerbahçe'de vidalar laçka olmuş durumda. Artık son sıkma noktalarına gelindi. Doymuş oyuncularla uzun yola çıkmak, onlara yeni ufuklar açmak zor iştir. Aragones futbolcularına, “Bukalemun gibisiniz” diyor ve ardından ekliyor, “Benim de anlayamadığım bazı şeyler var.” Hoca anlamıyorsa cemaate nasıl anlatacak?
Aylar öncesinde “Fenerbahçe'de yüzler eskidi. Takım yenilenmeli. Gelecek sezon büyük bir revizyon şart” diye yazdığımda ve çeşitli TV'lerde dile getirdiğimde inanılmaz sert tepkilerle karşılaştım. Şu anda gelinen nokta ne acıdır ki aynen böyle.
Dünyanın en iyi teknik direktörünü takımın başına getirseniz nafile. Çünkü pek çok futbolcunun içi boşalmış, elektriği kesilmiş, şalteri indirmişler. Bunlarla aydınlık yarınlara ulaşılmaz. Bunları Dede ile birlikte postalamak tek çıkış yolu.
LİNCOLN BAŞA BELA!
Galatasaray Lincoln ile yatıyor, Lincoln ile kalkıyor. Adam koskoca camiayı birbirine soktu. Haklı bulanlar, haksız bulanlar. Protesto edenler, alkışlayanlar. Her kafadan bir ses çıkıyor. Sambacı tam bir virüs. İnanılmaz bulaşıcı, rahatsız edici, baş belası. Oynatsan dert, oynatmasan dert. Satsan dert, satmasan dert. Büyük bir hayal kırıklığı.
“İyi futbolcu mu, al.” Hayır efendim tek kriter o değil işte. İyi insan mı, iyi profesyonel mi? Davranışları ne? İstikrarlı mı? Huzur bozan problemli bir tip mi yoksa uzlaşmacı mı? Bunları araştırmadan transfer yaparsan sonunda işte böyle saçını başını yolarsın.
Lincoln, bundan önceki kulübünde de problemdi. Satılma nedeni zaten bu oldu. Huylu huyundan vazgeçer mi? Kapris, ihtiras, bencillik iliklerine kadar işlemiş. Takım oyuncusu hiç değil. Bavullarını topladı gitti. Umarım dönmez.
Aslında Lincoln, şu anda yönetimin ve Bülent Korkmaz'ın önünde muhteşem(!) bir kalkan. Yönetim ve Korkmaz, Lincoln paravanının arkasında. Fatura sambacıya kesiliyor. Oysa Adnan Polat ve Adnan Sezgin bence asıl suçlular. Çok yanlış yaptılar ve yapıyorlar. Geçen sezon takım şampiyon olunca yanlışların hepsi göz ardı edildi. İşin en acı yanı da bir kesim doğruların yapıldığını düşündü.
Bu sezon yola aynı şekilde devam edildi. Skibbe kuklaya çevrildi, yıpratıldı, ipi çekildi. Zannedildi ki aynen geçen sezonda olduğu gibi yine her şey yolunda gidecek. Bu kez, “Eğri gemi, düz sefer” olmadı. Göl maya tutmadı. Acı gerçek ortaya çıktı.
TRABZON ALTERNATİFSİZ
Trabzonspor için sezon başından bu yana hep aynı şeyleri yazıyorum. Sahaya çıkan ilk on bir ülkemiz sınırları içerisinde yetersiz değil ama alternatifsiz. Bir oyuncunun her maçta beklenen performansı göstermesi olanaksızdır. Trabzonspor işte bunun sıkıntısını yaşadı ve yaşıyor.
Formsuz oyuncuların yerine girenler, çıkanları aratıyor. Çünkü onlar, kalitesi sınırlı oyuncular. Daha fazlasını verecek çapları yok. Özellikle de Gökhan Ünal ve Umut iyi günlerinde değillerse iş sarpa sarıyor, Trabzonspor'un gol şansı iyice azalıyor.
Yattara zaten problemli bir oyuncu. Hangi maçta ne vereceği hiç belli olmuyor. O da Lincoln benzeri. Oynatsan dert, oynatmasan dert. Bunlar özel ilgi bekliyor. Üç gün sevecek, üç gün döveceksin! Teknik direktör bir noktada çaresiz kalıyor. Alanzinho sadece Galatasaray maçında “Ben de varım” dedi. Henüz kendisini çözmüş değilim. Kimi, “Trilyonluk maskot”, kimi “Süper bücür” diyor. Ne olduğu yakında ortaya çıkar.
Ersun Yanal genellikle Alanzinho-Yattara ikilisini birlikte düşünmüyor. O zaman bu pahalı transfere ne gerek vardı! Ocak ayında Alanzinho yerine, bir golcü bir de sol kulvar oyuncusu transfer edilseydi, çok daha doğru olmaz mıydı?
Trabzonspor yıllardan sonra ilk kez büyük bir avantaj yakalamıştı. Bu şansını kendi elleriyle azalttı. Özellikle de Denizli ve Konya yenilgileriyle ipi boğazına geçirdi. Kolayı, zora çevirdi.
TARAFTAR İSYANDA
Galatasaray ve Fenerbahçe'de kötü sonuçların yanı sıra teknik direktör-oyuncu problemleri de can sıkmaya başladı. Taraftar çıldırmış durumda. Bursa dönüşü Fenerbahçe kafilesine yapılan saldırı girişimi kahredici. Ali Sami Yen'deki bazı futbolculara alkış diğerlerine protesto da son derece üzücü. Bunlar moral bozan, keyif kaçıran eylemler.
Galatasaray ve Fenerbahçe'de durum iç açıcı değil. Trabzonspor için henüz tren kaçmadı. Ufak bir kıpırdanış, kendilerini tekrar yarışın en iddialı takımı haline getirebilir. Sivasspor ve Beşiktaş'ın bu konumlarını fazla bozacaklarını sanmıyorum. Yarışı burun farkıyla sonuna kadar sürdürürler...

HAFTANIN iNCiLERi

Bülent Korkmaz, UEFA Kupası için, “Bu yıl olmadı. Ancak 1-2 yıl içinde olacak” dedi.
--- Peki hocam seninle mi, sensiz mi!
Trabzonspor Teknik Direktörü Ersun Yanal Gaziantep maçı öncesi futbolcularına, “Forma hep sizin sanmayın. Kimsenin yeri garanti değil” şeklinde konuştu.
--- Hocam sen de ayağını denk al! Kimsenin yeri garanti değil!
Trabzonspor Başkanı Sadri Şener, “Herhalde 25 maçı aynı oyuncular kaldıramıyor. Öyle anladım” değerlendirmesinde bulundu.
--- Doğrusu müthiş(!) bir tespit.
Brezilya'ya 10 bavulla uçan Lincoln, “1 gün sonra döneceğim” dedi.
--- Lincoln yoksa uzay mekiğiyle mi seyahat ediyor!
İspanya Teknik Direktörü Del Bosque, Güiza için, “Çabuk kırılır, bağırmayın. Sürekli poh pohlayın” yorumunda bulundu.
--- Eyvah! Güiza da bez bebek çıktı!
Milli Takım'a seçilen İbrahim Üzülmez, “Del Bosque'nin üzerimde emeği çok. Maçtan önce ona gidip sarılacağım” diye konuştu.
--- Sevgili İbrahim, Del Bosque'nin 6 ayda sana ne gibi bir emeği oldu doğrusu çok merak ediyorum!
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Bursa'da Gürhan oyuna girerken çok şaşırmış ve, “Bu çocuk bizim takımda mı oynuyor?” demiş.
--- Başkan da artık işi gırgıra vurdu.
Denizli'ye geçen yıl yaptığı, “Sivasspor gelecek yıl aynı başarıyı gösteremeyecek” açıklaması sorulunca, “Otoriteler yanılmaz değildir” yanıtını verdi.
--- İyi, Mustafa Hoca, bizim yanılgılarımıza da artık sesini çıkaramayacak.
Arda, Hamburg'a elendikleri maçtan sonra, “UEFA finali Fenerbahçe Stadı'nda diye bazı insanların yüreğine inecekti” serzenişinde bulundu.
--- Aferin Arda! Pek çok kimsenin yüreğine su serptiniz!
Lincoln, hocası Korkmaz'a, Eskişehir maçından önce Florya Tesisleri'nde şöyle demiş: “Hafif bir sakatlığım var. İsterseniz çıkıp elimden geleni yaparım. Eğer oynatmayacaksanız burada kalayım.”
--- Emredersiniz padişahım! Başka bir buyruğunuz var mı!
İbrahim Toraman, “Milli Takım'a seçilmeyi bekliyordum, olmadı. Benim vicdanım rahat, onlarınki de rahatsa söyleyecek bir şey yok” dedi.
- Fatih hocam buyurun, söz sizin.


Sanlı Sarıalioğlu
__________________
Click the image to open in full size.
Click the image to open in full size.





Gökhan
Gokhan Ofline   Alıntı ile Cevapla