şimdi bu konudaki fikrimi uzun uzun anlatırsam destan olur, gerke yok, en basit örneği o.lyon, adamlar her yıl avrupa'da beli bir standardı tutturabiliyorlar, önemli olan kurumsal gelişimimizi tamamladıktan sonra, yetiştir(ya da erken keşfet)-oynat-sat modeliyle hem mali hem de başarı olarak belli bir yerde kalabilmek...kimse kendini kandırmasın, biz dünyadaki en iyi kulüplerden falan değiliz, olamayız da, fb, gs de olamaz, onların yeri belli, en çok tanınan, dünya üzrinde en çok sempatizanı olan, marka değeri tüm dünyaya yayılmış takımların sayısı zaten belli, türkiye'deki sivasspor veya bir başka takımı düşünün, öyle 1-2 yıl şampiyonluğa oynamakla veya şampiyon olmakla büyük olunmaz, o platformda asırları deviren 3 büyüklerin yanında adları bile anılmaz, aynı şekilde uefa'nın kuruluşundan bu yana sürekli olarak zirveye oynayan takımların sayısı belli zaten, onların seviyesine öyle çeyrek final oynamakla, uefa kupası almakla ulaşamayız, bu başarıları daimi hale getirmek şart, sen 50 yıl boyunca şampiyonlar liginde en az gruplardan çık, çeyrek, yarı finaller, finaller oyna, bir kaç şampiyonluk al, o zaman belki dünyanın sayılı kulüplerinden birisi olursun...bunları ortalıklarda gezen "yok biz dünya kulübüyüz, yok şuyuz, yok buyuz " diye kendilerini kandıran 3 büyük yönetici ve başkanları ve bazı ütopik taraftarlar için yazıyorum, dediğim gibi önümüzde o. lyon örneği var, mantık bu olmalı, büyük kulüpler onlar, biz değiliz, her zaman en büyük bütçeli takımlar onlardır, biz değil, onlar bizden yetişen bir oyuncuyu her zaman alır, ama bu saha içerisinde onlarla yarışamayacağımız anlamına gelmez, ben şahsen takımımı her yıl şampiyonlar ligi arenasında büyük kulüplerle oynarken izlemek isterim, "yok final oynayacağız, yok şampiyon olacağız" savsatalarının olmadığı bir ortamda sadece her yıl bu heyecanı yaşayabilmek, 4-5 yıl aradan sonra şamp. ligine ilk kez katılıp hedefimiz yarı final demekle devran yütümez, zaten belli bir zamandan sonra sadece oynamak bize yeterli gelmez, daha fazlasını da isteyip ona ulaşma yollarını ararız, istikrar da böyle bir şey sanırım... |