[Gokhan]

Batuhan’ın adını çoğumuz Manchester City tarafından istendiği haberleriyle duymuştuk. O zamanki röportajlarına bakıyorum da... Daha aklı başındaymış sanki. Mesela “Beşiktaş’ta mutluyum. Gözümü Beşiktaş’ta açtım. İngiltere’den gelen teklif benim için piyango. Parasal yönden çok, eğitim yönü beni ilgilendiriyor. Çünkü iyi bir futbolcu eğitimli ve örnek olmalı” demişti o zamanlar, heyecanlı bir yıldız adayı olarak...
Sonra...
Bir türlü kısmet olup da gidemedi adaya...
07-08 sezonunda Gaziantepspor - Beşiktaş maçının uzatmalarının son dakikasında Batuhan’ın golüyle Beşiktaş 1-0 galip gelmişti... Hepimiz çok sevinmiştik, bu yetenekli genç çocuk için... Ve “inşallah kaybolup gitmez” diye iç geçirmiştik.
Zaten Antep maçı sonrasında dönemin teknik direktörü Ertuğrul Sağlam da “Futbolun çöplüğü yıldız adayları ile dolup taşıyor... Batuhan kendini eleştirir, kişilik ve karakter olarak kendini geliştirirse büyük bir yıldız olabilir. 16 yaşında ama kalitesi yaşının çok çok üstünde... Onu çok uyarıyorum, daha bir çocuk. Arkadaşları ve ailesi destek olmalı. Boy boy resimleri çıkıyor. Para da kazanacak, şöhreti de artacak. Bununla birlikte kişiliğini geliştiremezse bunların altında ezilir” diyerek dikkatini çekmişti yıldız aday adayının...
Sonra...
Batuhan’daki tevazunun nasıl yittiğini izledik ekran başında, tribünde...
Büyük-küçük farketmez, bütün dağları ben yarattım edasıyla dolaşmasından, konuşmasından, oynamasından nasıl da şımardığını gördük...
Nobre’den iyi olduğunu, Hakan Şükür’den iyi olduğunu dillendirdi sürekli...
Geçtiğimiz sezon Beşiktaş’ın 2-1 geride olduğu Fenerbahçe maçında bomboş pozisyondaki Higuain’e pas vermeyip mutlak golden ettiğinde takımını, hiçbir pişmanlık belirtisi göstermeden “Kral yapmayacaksın, kral olacaksın” diyerek değme filozoflara taş çıkarmıştı açıklamasıyla...
Yine geçen yıl Antalya’da düzenlenen U-17 Avrupa Şampiyonası’nda yarı finalde Fransa’ya elenilmesinin baş sorumlusu değil midir kendisi? Maç içindeki şımarık hareketlerini, hem takım arkadaşları hem de hakemle gereksiz tartışmalarını geçtim, penaltılara kalınmışken topu atacağı köşeyi kaleciye göstermiş ve aklınca onu küçümsemişti. İlah-i adalet böyle bir şey olsa gerek, kaleci penaltıyı çıkarmış ve Türkiye 5-4 mağlup olarak final şansını onun şımarıklığı ve lakayt tavırları sebebiyle kaçırmıştı.
08-09 sezonunun ilk haftası PAF takımın Antalyaspor’la yaptığı maçta Antalya tribünlerine yaptığı hareketten gördüğü kırmızı kart...
Bardak taştı galiba
Eskişehirspor’un Fenerbahçe ile oynadığı maçtan önceki gece kamptan kaçarak barda sabahladığında, maçtan sonra Rıza Hoca’yı küçümseyen ifadelerle “Hoca çok panik oldu, rahat ol dedim” dediğinde, “Eleştiriler umurumda değil, ben gamsız biriyim” diyerek açık yüreklilikle ne kadar şımardığını ve karakter sorunları olduğunu gözümüzün içine sokmuştur artık.
Kimsenin Batuhan’ın yeteneğinden şüphesi yok, fakat böyle disiplinsiz davranmaya devam ederse ne Avrupa’da ne de Türkiye’de kendine yer bulamaz... Ertuğrul Sağlam’ın dediği gibi “Futbolun çöplüğü yıldız adayları ile dolup taşıyor”...
Ayrıca hiç kimse Batuhan’ın eleştirilmesine kızıp “17 yaşında çocuk, çocuğu bu hale medya getirdi” demesin! 17 yaşında dünya yıldızı olanlardaki tevazuyu da biliyoruz.
Kendini yetiştirememiş, eğitimini doğru düzgün tamamlamamış, kompleks sahibi futbolcuların futbolları büyüdükçe egoları da büyür, bu bir gerçektir. Başarılı oldukça kendilerini daha yukarda görürler ve yanlışlar yaparlar, bu da bir gerçektir. Tüm bunlar ortadayken memlekette sporculara, genç yaşta aldıkları sorumlulukları taşımalarında psikolojik olarak yardımcı olacak, spor hayatları için onlara yol gösterecek insan yok mudur hiç?.. Altyapılardan milyon dolarlık futbolcu çıkarmak isteyen yöneticiler, niye bu konular için adım atmazlar?..

Nilay Yılmaz