Susmalıyım…
İçimde her ne kadar haykırmam gereken bir sen olsa da susmalıyım işte…
Senle doldurduğun bu benden sonra nasıl çekip götürmek istediysen o lanet olası seni,işte o kadar susmalıyım.
Ne kadar istemesemde bu suskunluğu,ne kadar lanet okusamda bu ayrılığa,ne kadar kusmak istesemde geçmişimi bir bir yüzüne karşı; işte o kadar susmalıyım bu gece…
Özledim seni ilk defa belki de az önce;
çılgın bir mavi gibi,deli bir kırmızı gibi,öfke dolu bir yeşil gibi özledim seni…
Biliyordun karanlık ve sessiz gecelerden ne çok korktuğumu.
Ama sen yinede bile bile koca bir sessizliğe hakim karanlık bir gece gibiydin.Sende hep bir suskunluk,hep bir bensizlik ve hep bir soğukluk vardı.Ve ben bu bensizliği bir türlü dolduramadım.
Hep konuştum,haykırdım sana olan o koca sevgimi ama sen beni hiç duymadın
Şimdi içimde bir sen gizli bir de senin yokluğun.Hani şu alışmak zorunda olduğum ama bir türlü alışmayı başaramadığım senin o derin yokluğun.
Şimdi koca bir sen var yüreğimde ve unutulmaya yüz tutmuş bir sürü boş anı.
İsyanım ne sana ne de bana.İsyanım sadece şurda duran yüreğime.
Şimdi sensiz ve sessiz şuracıkta duran aptal yüreğime.Kim olduğunu ne olduğunu bilmeden aldı ve gömdü en derinlere seni.....
ben bu gece senin için bitiyorum,
son varlığımı ve belkide tek varlığımı sana bağışlıyorum.
Suskunluğumu yanıma alarak gidiyorum.Sana bütün güzellikleri bırakıyorum.Sırf sen mutlu ol diye,gidiyorum işte.....