Ben tüm beyazlarımı geceyle boyadım düşsüzlüğümün uykusunda. En çok kendime sığındım içime yokluğun yağdığında usuldan. Şimdiyse sırılsıklam bir sen/sizliğe suskun düşüyorum. Anlatsam sel olur gider sesli harfleri dökülmüş meçhul cümlelerim. Anlatsam sana bulanır bu kentin kan kokan elleri.
Ben tüm kardelenlerimi simsiyah beyazlara sarmalayıp buz gibi bir ölümün sandığına sakladımAşk elini eteğini çekti sana ayarlı yüreğimin tik-taklarından.
Ey benim ayaz yarim! Gönlümün uzak köşelerinde hasretin türküsü yakılır. Üstü başı özlem kokan bir çocuğun üşüyen gözlerinden damla damla vuslat düşer içime. Bilirim içimden geçen yolların hiçbir durağında beni beklemiyorsun. Suskunluğuma düşen hiçbir cemre yetmez yokluğunun karakışını dindirmeye.
Belki bir rüzgar yağmurları getirir diye bekliyorum kuytu yalnızlığımla. Belki Aydede heybesinden düşürür seni diye bekliyorum. Bil ki ben seni bir çocuğun düşleri kadar seviyorum...
__________________ |