Basri Baykoç: Telafisi olmayan puan kaybı hissi ve bunun getirdiği baskı Beşiktaş’ı lider yaptı. Ancak son haftanın ilk 45 dakikaları bitene kadar bu iş çözülmeyecektir
Soru: Beşiktaş üç kere ayağına gelen fırsatı tepmişti. Bu kez Ankaraspor’u geçmeyi başardı ve Sivas’ın üstünde zirveye kuruldu. Kalan maçları nasıl değerlendireceksiniz ve Kartal, Ankara karşısında istediğini aldı ama futbol olarak sizi tatmin etti mi?
Basri Baykoç: Artık tabi Sivas’ın bu puan kaybından Beşiktaş yararlanmasaydı bunun bu saatten sonra bir telafisi olmazdı. Beşiktaş da bu bilincle sahaya çıkmıştı. Her hafta bölüm bölüm konsantre kayıpları gördüğümüz Beşiktaş bu kez baştan kazanmaya motiveydi. Ankara’nın da direnci vardı. Beşiktaş’ın 2. gole kadar Ankara maça ortaktı. Beşiktaş bu karşılaşmayı savunmacılarıyla kazandı. Rüştü kurtarışlarıyla, Toraman da müthiş performansını attığı golle taçlandırıp, Beşiktaş adına defans oyuncularının ön plana çıkmasını sağladı. Özetle Kartal telafisi olmayan kayıplara uğramanın bilinciyle kazandı.
Soru: Kalan haftalarda Beşiktaş’ın tekrar geriye düşme ihtimali var mı?
Basri Baykoç: Tabi var. Bu ligde her an herşey değişebilir. Ligin altında da üstündekiler gibi herkesin bir hesabının bulunması dengeleri değiştirebilir. Altta can derdinde olan takımların mücadelesi ligin bitmediğini gösteriyor.
Soru: Mustafa Denizli’nin, Fenerbahçe maçı sonrasında oyunculara hitaben “Şampiyon olamazsak bu mesleği bırakırım” açıklamasını yaptı. Derbide fırsat tepen Beşiktaş bir hafta sonra zirveye oturdu. Kehanetleriyle bilinen Denizli bunu yılların tecrübesiyle mi söyledi, yoksa tamamen psikolojik bir demeç miydi?
Basri Baykoç: Mustafa Denizli’yi biliyoruz. Kehanetlerde bulunur ve psikolojik savaş açar. Rakiplerini de bu psikolojik savaşın içine sürükleyip, bir girdap oluşturur. Sağlam ve inandırıcı konuşur ayrıca bulunduğu ortama çok pozitif enerji yükler. Bu tip kehanetleri tuttuğu zaman rakipler üzerinde bir baskı oluşturabilir. Zaten bu gücü kendinde hissettiği için yarıştığı rakiplerine karşı bir gözdağı olarak kullanıyor bunu. Ama hocalığı bırakırım, biraz fazla eksejere bir cümle... Teknik direktörlüğe bırakmaz, bence şampiyonluğa çok inandığı için söylemiş olmalı, yanlış anlaşılmamalı...
Soru: Ankaraspor gibi zorlu geçmesi beklenen bir maçta Delgado-Yusuf ile başlamak doğ u bir karar mıydı? Ayrıca Delgado tipinde bir oyuncuya hala güvenmek ne kadar gerekli?
Basri Baykoç: Beşiktaş’ın çaresizliği var. Delgado, Yusuf Tello bunlar part-time oyuncular. Aslında gerçekçi baktığınız zaman hiçbirisinin ilk 11’de kullanılmaması gerekiyor. İkinci devre veya son 20 dakika futbolcuları. Eğer Beşiktaş, Denizli veya başka bir hocayla çok daha sağlam bir takım kurgusuna yönelecekse Delgado ile devam etmemesi gerekir. Mesele Delgado-Tello-Yusuf üçlüsünün hangisinin doğru, hangisinin yanlış olduğu değil. Aslında hepsi yanlış. Fakat forvet arkası oynayacak oyuncuların denk düşmesidir. Ankara maçında denk düştü, ama Fener derbisinde olmadı.
Soru: Yüzde vermek çok doğru değil ama sizce en şanslı takım puan tablosunun da gösterdiği gibi Beşiktaş mı?
Basri Baykoç: Matematiksel olarak öyle gözüküyor. Ama bu sezonki yarış bize bu iş için bu aşamada bile yüzde verilmeyeceğini gösterdi. Trabzonspor’un Sivas yenilgisi sonrası yarış dışı kaldığı pozisyon için bir yüzde vermek gerekseydi bugün nasıl bir yüzde verecektik o zaman? Bu nedenle yüzde verilmemesi gerekir. Hatta son haftanın ilk 45 dakikaları bitene kadar yüzde vermek doğru olmaz.
Soru: Sizce Beşiktaş 101. yılında kaçan şampiyonluğun getirdiği tramvayı bu sezon mutlu sona ulaşırsa aşabilir mi?
Basri Baykoç: Kesinlikle aşar... Bu durum Beşiktaş’ta iz bırakmış bir olay değil. Beşiktaş ondan sonra da saha sonuçları ile şampiyonluğa yaklaştı ve bunu kovaladı. Beşiktaş o gün yaptığı yanlışların üstüne doğru koyamadığı ve o hataların merkezine inemediği için sorunu çözemedi. O kadro bambaşka bir kadroydu. Beşiktaş o kadroyu temizledi ama yerine getirdiği oyuncular ve kurduğu yeni düzen Beşiktaş’ı sonuca götürecek sistem değildi. Misyonları bitmiş futbolcuların kadroda toplanması, isimli teknik direktörler getirilmesine rağmen başarısız olmaları bu kadronun nitelik, iddia ve hedef açısından yeterli olmadığını gösterir. Mustafa Denizli kalırsa bu senenin tecrübesiyle önümüzdeki yıl kuracağı takım, daha sağlıklı olacaktır. Sivasspor örneğini düşünelim. Sivas’ta Bülent hoca, geçen sezondan bu yıla aktardıklarıyla büyük iş başardı. Takım yapma olayında ben Sivasspor’u ve Bülent hocayı çok başarılı buluyorum.