Kolay değil tabii. Ligin ilk yarısını çok gerilerde bitireceksin. Ondan sonra rakiplerinin puan kaybetmesini bekleyeceksin, açığı kapatmak için. Hem de önünde Sivasspor, Trabzonspor, Galatasaray ve Fenerbahçe varken. Biri kaybetse, diğeri var. Bu arada da sen bütün maçlarını kazanacaksın.
Beşiktaş hem kupada, hem ligde bunu yaptı. Herkesi geride bıraktı. Hem de bileğinin hakkıyla. Çünkü hep istedi. İnandı, yılmadı, zorlukların altından kalktı. İklim değişikliği oldu, sıcaklar bastı, onlar fren yapmadı. Ankara’da Ankaraspor ile 1-1‘e gelen maçı 4-1’e taşıdı.
Arada İzmir’e uçtu. Kupa finalinde 1-1’e gelen maçta Fenerbahçe’yi 4-2 mağlup etti. Tekrar Ankara’ya geri geldi. Yine 1-1’e gelen maçta Ankaragücü’ne de üç attı. Bu Beşiktaş saygı duyulacak bir takım. Yolunda da emin adımlarla ilerliyor. Tabii ki zaman zaman hatalar yaptı. Ama elindeki malzemeyi iyi kullandı.
Beşiktaş arzulu ve istekli olunca, oyun içinde herkes mücadele edince yıldız ayaklara sadece skoru değiştirmek, sahne almak kalıyor. Bu dönemde Tello ve Bobo, zaman zaman bu maç hariç Holosko sürekli iş bitiren isimler oldular. Ernst ve Cisse de birlikte oynayınca takım savunmasını çok iyi yapıyor Beşiktaş. Ve sonuna kadar hak ettiği şampiyonluğa yavaş yavaş yaklaşıyor.
İnsanlar şansı kendileri yaratır. Futbolda şans sadece kale seçiminde vardır. Mustafa Denizli şanslı manslı değildir. Denizli, Beşiktaş için bir şanstır.
Kendisi için yaratılan şansı da iyi kullanmıştır. Tebrikler Beşiktaş.
Rıdvan Dilmen