Tekil Mesaj gösterimi
Alt 27-05-2009, 09:57   #1
Gokhan
Gogo
 
Gokhan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Kartal omuz omuza

Bugüne dek sürekli Mustafa Denizli ve talebelerine övgüler yağdırdık, rütbeler taktık. “Nereden nereye” dedik. Denizli'yi sihirbaz ilan ettik. Hak ettiler, fazlasıyla hak ettiler. Bilek gücüyle, inanç birlikteliğiyle bu noktaya geldiler. Büyük iş başardılar. Sezonun ikinci yarısında 5 basamak birden yükseldiler. Son I7 maçta tam 40 puan topladılar. Kritik virajlarda yere sağlam bastılar. Savrulmadılar, dağılmadılar. Dimdik ayakta kaldılar. “Şans efendim şans” diyenlerin kafalarına vura vura zirveye yerleştiler.
Buraya kadar her şey tamam. Peki, en ufak başarısızlıkta yerden yere vurduğumuz başkan ve yönetim kurulunun bu noktaya gelişte hiç mi payı yok? Şimdi derin bir nefes alalım. Bence onlar, alkışın en büyüğünü hak ediyorlar. Neden:
1-) Nihayet profesyonel bir kurum gibi davranmaya başladılar.
2-) Takım içindeki iki başlılığı ortadan kaldırarak teknik direktörü tam yetkiyle donattılar. “Tek komutan Denizli'dir” mesajını herkese çok net bir biçimde verdiler.
3-) Ümraniye'ye sadece çay, kahve içmek ve Denizli'nin isteklerini yerine getirmek için gittiler. Futbolcularla teknik ve idari konularda en ufak bir diyaloğa girmediler. Denizli'nin her isteğini hemen yerine getirdiler.
4-) Transfer tartışmalarıyla oyuncularının yıpranmasına izin vermediler. Bobo'yu isteyenlere, “Sezon bitmeden tek kelime konuşmayız” dediler. Gönderilecek söylentileri çıkan Cisse'nin etkilenmemesi için Cisse'yle ve menajeriyle ikna edici konuşmalar yaptılar.
5-) Senetleri vadesi gelmeden ödediler. Transfer ödemelerinde sadece 1 ay geriden gittiler.
6-) Gelecek sezona Mustafa Denizli ile devam edileceğini açıklayarak futbolcunun hocasına dört elle sarılmasını sağladılar.
7-) Bu ekonomik krizde Denizli'nin istediği Ernst ve Yusuf'u oldukça yüksek ücretlerle transfer ettiler. Özveride bulundular, karşılığını da aldılar.
Başarı, şansla rastlantıyla gelmez. Ekip iyi çalışırsa, doğrularda buluşulursa zirveye çıkılır. Beşiktaş, yönetimi, teknik heyeti, futbolcusu ve taraftarıyla omuz omuza...Ve sonuç ortada.

Ayaklar baş olunca!..

Beşiktaş karşısında çok iyi oynayan Galatasaray'ın ligin son maçında bile ilk 5'i garantileyememiş olması ciddi biçimde tartışılıyor. “Galatasaray kaliteli kadrosuyla, nasıl bu duruma düşer?” suçlaması bitmek bilmiyor.
Eleştirenler yerden göğe kadar haklı. Cimbom yanlış çok yanlış yönetiliyor. Futbolcuya dayalı düzenin sonu işte budur. Geçen sezonun son haftalarında futbolcuya verilen tavizler bu sezon da devam edince ayaklar baş, başlar ayak oldu.
Teknik direktörler kukla olarak ortada dolaşmaya başladı. Etkinlikleri sıfıra indi. Futbolcular ön plana çıktı. Futbolcuların isteğine göre işler yapıldı. Bu nedenle Feldkamp istifa etmek zorunda kaldı. Skibbe'nin yardımcıları gönderildi, yetmedi kendisi de kapının önüne kondu.
Arda son demecinde şöyle dedi: “Bülent Hoca kalsın!” Çok acıklı, çok düşündürücü bir durum. Demek ki teknik direktörün kellesi futbolcunun iki dudağının arasında. “Kalsın, yok hayır gitsin!” Emriniz olur, acaba başka bir arzunuz var mı. Vah vah vah!
Sezonun ilk yarısında hep beraber alkışladığımız o güzelim Galatasaray'ın ligde bulunduğu şu içler acısı durumuna bir bakın hele. UEFA için binbir hesap yapıyor. Takım içinde herkes kendi kafasına göre takılıyor. Sabri'ye hiç kimse, “Yeter artık” diyemiyor. Kimse kimseyi dinlemiyor. Tam bir yeniçeri ocağı. Kavgalar, cezalar, sorumsuzluklar. Hasan Şaş ve Ümit Karan gibi oyuncuların küstürülmesi. Bülent Korkmaz'ın emanetçi konumuna düşürülmesi. Yazık çok yazık. Cimbom kötü yönetiliyor.

Mentörden 'Uygun' övgüler!

Sivasspor'da mentör olarak görev yapan Bünyamin Altunelli, teknik direktör Bülent Uygun için, açmış ağzını yummuş gözünü. İşte söyledikleri: “O, bir filozof... O, bir Yunus Emre... O, hem komutan, hem asker... O, bir elinde gül, bir elinde kılıcıyla gezen bir cengaver... O, bir beyin avcısı. O, taktiklerini gerekiyorsa çiviyle çamura yazabilen bir deha...O, eşi az bulunan bir önder.”
Bu sözlere ne diyeyim, ne söyleyeyim. Ben pes ettim. Mentör kardeşimizin yorumunu okuyucularımıza ve Bülent Uygun'a bırakıyorum.

Yıldırım taşı tuğlayı bıraktı

Aziz Yıldırım yeniden başkan. Hem de açık ara. Hak edene mühürü tekrar veriyorlar. Öyle kolay iş değildir yıllarca büyük kulüplerin başında kalmak. Adamdan iş isterler, başarı isterler. O koltuğa yakışmayanı anında silker atarlar.
Yıldırım Başkan inşaat ile sporu birlikte yürüttü. Şimdi şöyle diyor: “İnşaatı bıraktım sadece sportif başarılara odaklanacağım. Üç yıl üst üste şampiyon olacağız.”
Yeniden seçilen başkanı biz de tebrik ediyor ve bundan sonrası için başarılar diliyoruz. Ancak üst üste 3 şampiyonluk sözü bize fazla iddialı geldi. Bakalım zaman ne gösterecek.

Haftanın incileri

Fenerbahçe Asbaşkanı Ali Koç, Aragones için şöyle bir değerlendirme yaptı: “Yanlış seçim değildi, doku uyuşmadı.”
-- Evet Aragones'in dokularında harabiyet var.
Bülent Korkmaz, “Bir anda her şeyi değiştiremem” diye konuştu.
-- Hocam sen değiştirmezsen seni değiştirirler.
Bülent uygun, “Anadolu'nun bütün güzel illeri şampiyon olmamızı istiyor” dedi.
-- Çirkin illerimiz acaba hangileri?
Aragones, “Futbolun gerçek aktörleri oyunculardır” ifadesini kullandı.
-- Sayın Aragones siz figüran mısınız?
İbrahim Üzülmez kendisinin düşürülmesiyle ilgili penaltı tartışmaları için, “Hakem penaltı verseydi ağır karar olurdu” şeklinde konuştu.
-- Ah ah ah! Centilmenlik uğruna yalan beyan.
Mehmet Topal, Beşiktaş maçındaki hataları için, “Özür diliyorum” dedi.
-- Topal'a gelene kadar Galatasaray'da o kadar çok özür dileyecek kişi var ki...
Nobre, “Başkanla her konuda anlaştık, kalıyorum. Diğer teklifleri de geri çevirdim” şeklinde konuştu.
-- Nobre lütfen söyler misin, hangi diğer teklifler?
Mustafa Denizli, Galatasaray maçı için, “Oyuncunun gözü, kulağı, beyni farklı yerlerde. Bunun kontrol edemiyoruz ” değerlendirmesini yaptı.
-- Aman hocam, oyuncularına bir 90 dakika daha göz, kulak ol.
Denizlispor Başkanı Ali İpek, Beşiktaş maçı için, “Adam gibi oynayacağız” dedi.
-- Sayın Başkan yoksa farklı bir beklenti mi vardı?
Bülent Uygun, “Şampiyon biziz, birinci Beşiktaş” diye konuştu.
-- Bu Bülent Uygun da ne kadar mütevazi!
Fenerbahçe Asbaşkanı Ali Koç, “Başkanlar yönetim kurullarının kalecileridir” dedi.
-- Evet, Aziz Yıldırım bu yıl çok gol yedi.
Mustafa Denizli, Yusuf için “Aslında düşündüğüm kadar yararlı olmadı” yorumunu yaptı.
-- Anlaşıldı, Mustafa Hoca Yusuf'u, süperman olarak görüyor!
Bülent Korkmaz, Beşiktaş maçı sonrasında, “Futbol şansı Beşiktaş'tan yanaydı” dedi.
-- Peki Korkmaz, daha önceki maçlarınız için ne gibi mazeretler öne süreceksin?
Fenerbahçe'nin son kongresinde başkan adayı Funda Sibel Pala, “Başkan olursam soyunma odasına girmeyeceğim” diye konuştu.
-- Doğru karar...Tuhaf olurdu!
Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, takımının birinci golünde havalara sıçradı, çok sevindi ve yanında oturan Galatasaray Başkanı Adnan Polat'ı alnından öptü. Daha sonra işin farkına vardı ve, “Başkan kusura bakma kendimi kaybettim, özür dilerim” dedi.
-- Polat öpücüklerin devamından korktu, ikinci yarıda sıvıştı.



Sanlı Sarıalioğlu
__________________
Click the image to open in full size.
Click the image to open in full size.





Gökhan
Gokhan Ofline   Alıntı ile Cevapla