Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28-05-2009, 02:14   #1
Mehmet
 
Mehmet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Dostsuz Olmak

Dostsuz hayat, hayat değildir.
“Dostlarım ! Dünyada hiç dost yoktur” der Aristo. Böylece, dost sandıklarından ne kadar acı çektiğini göstermiş olmuyor mu ?
Dostsuzluk , yoksulluktur. Dostsuz insanı , hiç bir zenginlik mutlu edemez.
Hz.Adem (a.s.) , Cennet’te bile yalnız olamadı , dostsuz kalamadı.O’nun duası bereketiyle , Hz.Havva annemiz yaratıldı.
Maddeci dünyanın insanları , dostluğu iyice tahrip ettiler ve azalttılar.Dolayısiyle de , hayvanlarla dostluğu tercih eder hale geldiler.
İşte onlardan biri ,”İnsanları tanıdıkça , köpeğimi daha çok seviyorum.” Diyor.
Sevgisiz dünyanın insanlarına kulak verdikçe, hayretten hayrete düşersiniz. Neler neler demişler iç yangınlarıyla :
“-Dostlar da arılar gibi , bal veren çiçekleri severler.”
“- Üç tane sadık dostumuz vardır:
Yaşlı bir eş
İhtiyar bir köpek
Hazır para...”

“-Üç türlü dostumuz vardır:
Kendileriyle pek ilgilenmediklerimiz
Hoşumuza gitmeyenler
Nefret ettiklerimiz...”

“-Dostluk , toprak bir maşrapa gibidir.Önemsiz bir sebebten dolayı birden bire kırılır ve bir daha kullanılamaz.”

“-Hayvanlar , en sadık dostlarımızdır , ne soru sorarlar , ne de bizi eleştirirler.”

Hele de şu ünlü Fransız ‘a , Napolyon ‘a kulak veriniz ve acıyınız :
”Bir insanın kendisinin değil, iyi günlerinin dostu vardır.”
“-Dost elbiseye benzer , onu yıpratmadan terk etmelidir. Yoksa o sizi terkeder.”

Bir ünlü Filozof da dostluğu devam ettirmek için bakınız ne tavsiye ediyor :
“- Kadın , ya da erkek bütün dostlarınıza , gerektiğinde kendilerinden vazgeçebileceğinizi belli edin .Bu tavır , dostluğu pekiştiren iyi bir çaredir.”
Sevgisiz bir dünyanın insanları , hep bencilce düşünüyor.Bencilllik gelince de dostluk gidiyor.Böyle olduğu içindir ki , şimdi Batı Medeniyeti’nin çocukları , dostluğu defterden silmiş bulunuyorlar. Hep, ”En iyi dostum , banka cüzdanımdır” diyorlar.
Kendi nefislerini dost ediniyorlar. Yani kendilerini yalnızlığa mahkum ediyorlar.
Böylece , kendi kendilerini cezalandırmış oluyorlar.Bir başka deyimle , seçtikleri davranış biçimi , onlar için cezaya dönüşüyor.Dostsuz ve sevgisiz insan , bunalıp çırpındıkça ,
daha da batıyor. Gerçeğini kaybetmiş olduğu dostluğu , sahtesiyle yaşamak istiyor.
Düşmanca duygularını gizleyip , dostmuş gibi davranıyor.

Oysa ki ;
“-Düşmanın en büyük hilesi , dostluğudur.”
Dolayısiyle de , en çok sakınacağımız insanlar , dost görünen düşmanlarımızdır.Dost görünen düşmanın dinimizdeki adı , münafıktır.


İçi başka dışı başka insanları farketmek kolay değildir. Çünkü özellikle de, saf insanları yanıltacak bir çok maske kullanırlar. Maskeleri çok parıltılı, cazip ve kandırıcıdır. Bunların arasında , kuzu postuna girmiş kurtlara bile rastlanır.
Bu tür insanları karpuza da benzetirler:
“-Dışının yeşiline kanmayın , içi kıpkırmızıdır” derler.Ancak karpuzun sadece rengi aldatır. Tadı , lezzeti , faydası itibariyle içi daha kıymetlidir.Yani karpuz insanı aldatmış olmaz.Ne var ki , melek görünen şeytanlaşmış insanlardan neler çektiğimizi hep görmekteyiz...
Dost görünen düşmanlar , aldatma fırsatını nasıl bulur ?
Aldatmanın birçok yöntemi vardır.Ancak ,değişmeyen şart ,karşısındaki insanın saf,
tertemiz ve kötülere karşı tedbirsiz oluşudur.İnsanları iyi tanımadan teslim olmak da diyebiliriz buna...Herkese karşı , insan oluşları itibariyle iyi niyet beslemeli, sevgi ve saygı duymalıyız.Ancak alış veriş , ortaklık ,yolculuk ,komşuluk , akrabalık bağları kurmak gibi bir durum sözkonusu ise, teslimiyetci değil , tetkikçi ve araştırıcı olmamız gerekir.
Aramızdaki anlaşmayı, alışverişi yazmamız Kur’an-ı Kerim’in tavsiyesidir.”Bilgiyi yazı ile bağlayın” diyen de Efendimizdir.(s.a.)
Gıybet en büyük günahlardan biri iken , danışan birine bildiklerimizi söyleme müsaadesi verilmiştir.Ortaklık kuracağı kimseyi, akrabalık kuracağı kişiyi sorana,bilinen doğru söylenmelidir. Gıybet tarifine girse de , mahkemede şahitlik yapılmalıdır.
Çünkü , hak deyince akan sular durur.
Gerçeği gizleyen ve yalan yere şahitlik yapan , en büyük günahlardan birini işlemiştir.
Doğruların topluma hakim olduğu yerde , düşmanın dost görünerek aldatması imkanı yoktur.
Gerçek dostlukların yerleştiği alanlarda, sahtesinin yer bulup yanıltması mümkün olabilir mi ?
O halde dost görünen kötülerden korunmanın en iyi yolu, gerçek dostlukları artırmak , geliştirmek ve genişletmektir. Ancak yine de , sahtelerine çok çok dikkat etmeyi elden bırakmamalıdır.
Çünkü , bizi aldatabilen sahte dostlar , hakikisine en çok benzeyenleridir.
Bu gerçeği atalarımız ne güzel açıklamışlardır :
“- PİRİNCİME BENZEYEN TAŞTAN KORKARIM !”
Dostluk ne hale geldi ?
Daha doğrusu dostluk ne hale getirildi ?
“- Dostluk istiyorsan , cebinde ara !..”
__________________
Besiktasforum.NET

KayıpKentinYakışıklısı.
Mehmet Ofline   Alıntı ile Cevapla