Haydi hocam haydi tam zamanı şimdi ! | | İyisiyle kötüsüyle bir sezon bitti.
Sezon başında kurulan takım daha ligin ik haftalarından itibaren arıza sinyalleri vermeye başladı. Akabinde şampiyonlar liginde ve Türkiye kupasında yaşanan hüsran, yeni sezon için kadro yapılanması amacıyla harcanan paraların buhar olduğunun bir göstergesi oldu.
Bonservis bedeli ödenerek sancılı bir şekilde alınan bir kaç oyuncunun takıma oyun kalitesi ve puantaj olarak birşey katmadığını net bir şekilde görebiliyoruz. Geçtiğimiz sezon sonunda mevcut olan sıkıntılar, şampiyonluğun verdiği rehavet, hocanın kararsızlığı ve bunun yaz aylarının ortalarına kadar sürmesi hem takım yapılanmasını hem de taraftarı ciddi sıkntıya düşürmüş oldu.
Yaz aylarının ve hareketli transfer sezonunun beleyerek geçirilmesi, taraftar baskısı ile alınması hayal olan, Deco,Tevez yada Quaresma gibi oyuncuların peşinde kaybedilen vakit ve nakit malesef orta alana ihtiyaç olan takviyeyi son 3 gün krizine dönüştürerek Tabata için harcanan bilmemkaçmilyon euroya mal oldu. Neticede Beşiktaş tam da ihtiyacı olan mevkiye transfer yapmış ama neticede yapamamış oldu. Tabi bunun yanına dünya çapında bir Nihatın formsuzluğu Tellonun form tutamaması, forvetlerin kısırlaşması gibi bir takım form düşüklükleride de etken oldu. Bunları ister şampiyonluk sonrası rehavete bağlayın ister motivasyon eksikliğine bağlayın ister antreman sistemine bağlayın...
Koskoca Beşiktaş kulübü transfer sezonunu Mustafa Hocanın belirsizliği engeli e Hayali yıldızların peşinden koşarak geçirip, sezonun bitimine 2-3 gün kala kendisine altın tepsi içinde sunulan tavuğa muhtaç kalacak duruma düşmeli miydi...
Hepsi oldu bitti, koca bir sezon iyisiyle kötüsüyle geçi gitti. Tabi sezon içerisinde başka gelişmeler de oldu, en önemlisi seçimli genel kurulda başkanın yeniden ve maddi anlamda daha güçlü bir ekiple seçilmesi oldu. Seçilmeden önce ve seçildikten sonra bazı üst düzey yönetim kurulu üyelerinin taraftarın ruhunu okşar nitelikteki ve hatta bazen ' Messiyse Messi Ronaldoysa Ronaldo ' gibisinden sloganvari vaatleri dikkat çekti. Haliyle taraftarda sezon sonu ve yeni sezon yapılanması için hayallere dalmış oldu. Tabi bunun arkasında Sayın Adalı'ya, ve sayın Mansimov'a duyulan güven var.
Şimdi gelelim konumuza. Bundan önce Beşiktaşta hep belirsizlikleri yaşadık. Özellikle İç ve Dış transfer konusunda ciddi anlamda sürüncemede kaldık.
Delgado kalıcak mı? Donucak mı? Gidicek mi ?
O kalıcak mı ? Bu gidicek mi ?
Nihat geldi, gelmedi ...
Bazı sözüm ona TOP çu' ların peşinde koştuk, çokça vakit kaybettik.
Quaresma mı... Deko mu...
Yok karısı istemedi, kendisi istemedi kulübü bırakmadı, tam gelicek derken Deco gol attı vs...
Çözümsüzlükler içerisinde geçen bir transfer dönemi sonunda takımın geldiği durum ortada, takım kimine göre bir mezarlık, kimine göre ise içinden super ligde mücadele edebilecek nitelikte bir ikinsi takımın dahi çıkabileceği bir toplama oyuncular sürüsü.
Tabiki geçmişteki hatalar ne olursa olsun, yaşananlardan ders çıkarmak ve bir sonraki hatta bundan sonraki sezonlarda aynı hataları tekrarlamamak gerekiyor. Görünen o ki Beşiktaş A takımı bu kadro ile ne Türkiyede ne de uluslararası turnuvalarda başarılı olabilir. Yani gelinen noktada ciddi bir kadro revizyonuna ihtiyaç var, geçmiş yönetimin tansfere dair doğrularının yanında yaptığı yanlış adımları temizlemenin ve yerine doğru taşların oturtulması zamanı gelmiştir.
Ayrıca yeni seçilen yönetim, transfer yapmaya aç, Beşiktaşımız için para harcama hevesinde olan yeni yöneticilerin ellerinden geleni ardlarına koymayacakları görünüyor. Anlaşılıyor ki pek para sorunu yaşanmayacak, anlaşılıyor ki yeni yönetcilerimiz bu işi başarabilecek vizyona sahip insanlar. En azından aksini görene kadar böyle kabul etmeliyiz, onlara bu imkanı ve şansı tanımalıyız. Eğer eleştireceksek icraatlarını veya yapamadıklarını gördükten sonra eleştirimizi sunmalıyız.
Şimdi gelelim başlığımızdaki konuya.
Beşiktaşımızı yeni sezonda oluşturması gereken kadroyu yapılanması için öncelikleeldeki bazı yerli ve yabancı oyuncularla mutlaka yolların ayrılması gerekiyor. Bunların hangi oyuncular olduğu konusuna girmek istemiyorum, zira bunun en doğrusunu sayın Denizli bilir.
Geçilen 31. hafta sonrasında Beşiktaşımızın ne şampiyonluk ne de şampiyonlar ligi iddiası kalmamıştır. Uefa Ligine katılma konusunda bir sıkıntı yaşanacağını düşünmüyorum.
Yani gelmek istediğim konu şu,
Takımdan gitmesini istediğin yabancı ve yerli oyuncuları vakit geçirmeden açıklamalısın sayın Denizli. Artık Beşiktaşın oyuncu transfer etmenin yanında adam göndermek için vakit kaybetmeye tahammülü kalmamıştır.
Yöneticilerin transfer konusunda rahat hareket edebilmeleri için öncelikle kadro ve kontenjan açısından önlerinin açılması gerekir.
Bunuda sağlayacak olan takım ve kadro konusunda ek sözsahibi olan teknik adam Mustafa Denizlidir. Denizli vakit kaybetmeden takımda kalmasını istemediği oyuncuları yönetime bildirmeli ve yönetimde bu oyuncular ile kulübün ilişkisini gerek tazminatlı gerek tazminatsız olarak kesmelidir. Şimdiden bunlar açıklanırsa ona göre isteyen kulüpler belli olur onlarla bonservis veya diğer konularda görüşme yapabilmek için bonservis diretebilmek için vakit kazanmış oluruz.
Ancak ve malesef geçtiğimiz sezon gibi bu işler aylarca beklemede ve sürüncemede kalırsa ve transfer sezonunun sonuna bırakılırsa istemediğimiz oyuncuları mecburen kadroda tutmak ve yine önümüze sunulan bir veya bir kaç isim arasında tercihte bulunmak zorunda kalırız. Oysaki uzun transfer sezonu gözönüne alındığında kadroyu şimdiden temizleyip rahat hareket etmeye başlarsak elimizde çok fazla iyi oyuncu alternatifi olacaktır.
Netice de sayın Denizli'yi kolay olmayan ama kanımca bonkör davranması gereken ve geciktirilmemesi zorunlu olan bir süreç bekliyor. Kendisinden bu konuda kesinlikle tereddüt yaşamamasını ve tavrını çabuk, kesin ve net bir şekilde ortaya koymasını bekliyorum.
Ve ekliyorum.
Haydi hocam haydi tam zamanı şimdi !
Emre Sofuoğlu
__________________ Emre - 1981 - Yeşilköy - Arh + |