Tekil Mesaj gösterimi
Alt 25-09-2006, 03:30   #8
Markus Münch
 
Markus Münch - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Click the image to open in full size.
FATİH URAZ
25.09.2006 PAZARTESİ

İlk 10 dakikasında iki takımın da bırakın pozisyon bulmayı, tek bir olumlu hareket dahi yapmadığı maçı Beşiktaş fazla bir gayret göstermeden skoru 2-0’a aldı götürdü.

Bunun ise temelde iki nedeni vardı: Siyah-Beyazlı ekibin ilk atağında golü bulması ile Koray’ın sakatlanmasından sonra oyuna giren Ali Tandoğan’ın yardımı ile Burak’ın başkent ekibinin sol tarafını çökertmesi.
Yukarıda saydıklarımıza ek olarak elbette A.Gücü hocası Hikmet Karaman’ın yanlış oyun kurgusu ve yaptırdığı eşleştirme hataları da eklenebilir. Tigana’nın adını zikretmeye gerek yok; çünkü o başka bir gezegende yaşıyormuşçasına kendi bildiği doğruları yapmaya devam ediyor. Maç başlarken Ali Tandoğan, Fahri, İbrahim Akın, Ricardinho yedek, ama ne hikmetse Baki, Mehmet Sedef ve Kleberson sahada; zira Tigana öyle istiyor. İkinci golü atan Gökhan Güleç de herkesin bildiği gibi Bobo sakat olduğundan ötürü forma şansı buluyor. Aynen Ali Tandoğan’ın da öyle şans bulduğu gibi.
Burak’ın 10 dakikalık oyunu A.Gücü takımını 2-0 geriye düşürürken ilk devrenin 44’üncü dakikası dışında misafir takım gol şansı bulamadı. Beşiktaş cephesinde ise atılan iki, kaçırılan iki gol pozisyonu vardı.
Beşiktaş’ın hocası 4-4-2 sisteminde ısrar ettiği sürece orta sahasını ve defansını kalabalık tutan rakiplere karşı zorlanacağını neden anlamak istemiyor sorusuna cevap aramaktan vazgeçtik, çünkü yararı yok!
İkinci yarıya Beşiktaş, topu rakip kaleye en çabuk taşıyan ismi Burak’ın ayağından gol kaçırarak başladı. Beşiktaş’ın son derece kaliteli oyunculardan kurulu olduğunu sık sık tekrar ediyor olsak bile bir saptamayı da yapmamız gerek: Klas olarak sadece 3 oyuncuya; Ricardinho, Delgado ve Burak’a sahipler. O açıdan işler umulduğu gibi gitmezken onlara daha çok ihtiyaç duyulacak. Bir de orta saha 4 oyuncuyla paylaşıldığından dolayı top kaybedilir kaybetmez Tigana, Burak’ın geriye gelmesini istiyor; bu da genç oyuncunun maç içinde devamlılığını sekteye uğratıyor.
Yalnız bir noktada başkent ekibinin de hakkını teslim edelim; ikinci yarıda daha skorboard 60. dakikayı göstermeden 3 net gol şansını heba ettiler. Kaybedecek bir şey kalmamanın getirdiği pervasızlık mı yoksa Beşiktaş’ın temposuzluğu mu buna sebep oldu, emin değiliz. İkinci yarının heyecan katsayısını yükselten an 65. dakikada Ceyhun’un güzel taşıdığı topu Runje’nin yardımıyla Beşiktaş filelerine gönderdiği kareydi. Runje’yi okurlarımız daha Türkiye’ye gelmeden eleştirmeye başladığımızı hatırlayacaktır, eleştirmiştik; çünkü Beşiktaş’a güç katacak bir kaleci değildi. Her geçen hafta haklı çıktığımızı görmek bizi inanın sevindirmiyor. Seyirciden sonra arkadaşları da ona güvenmemeye başladı ki, bu hayra alamet değil. Golü atan Ceyhun’un 75. dakikada bomboş durumda bulunan Emre’ye vermediği pas muhtemelen Beşiktaş’ı kurtaran enstantaneydi. Haydan gelen penaltıyı Nobre’nin heba ettiği ana ise şaşırmadık; çünkü takımın penaltıcısı bile yok. Kaçırdıkça sıra bir başkasına geliyor. Netice olarak 3 puan ile ilk yarının 10’uncu ve 20’nci dakikaları arasında sergilenen oyun dışında iyi olan bir şey yok.

e-posta adresi:[email protected]
__________________




Markus Münch Ofline   Alıntı ile Cevapla