Konu: Darvinizm
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 27-01-2007, 16:05   #4
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Hücredeki Tasarım
BEYİN HÜCRESİNİN KOMPLEKSLİĞİ
Tek bir beyin hücresi kendisi gibi 10 bin kadar hücre ile sürekli bir bağlantı içindedir. Bu haberleşme ağı, dünya üzerinde kurulmuş tüm telefon santrallerinden çok daha komplekstir.
Tüm canlılar hücrelerden oluşur. Tek bir hücre bile kendi kendine yetebilir; kendi besinini üretebilir, hareket edebilir ve diğer hücrelerle haberleşebilir. Olağanüstü bir teknolojiye sahip olan hücre, canlılığın tesadüfler sonucu oluşamayacağının kesin bir ispatıdır.
Tek bir proteininin bile tesadüfen oluşamayacağı hücre, evrimin "tesadüf" iddiasını tamamen anlamsız hale getiren bir tasarım harikasıdır. Hücrenin içinde, benzetme yapmak gerekirse; enerji santralleri, kompleks fabrikalar, dev bir bilgi bankası, depolama sistemleri ve gelişmiş rafineriler vardır.
BİTKİ HÜCRESİ
İnsan ve hayvan hücrelerinin yanı sıra bitki hücresi de bir yaratılış mucizesidir. Bitki hücresi, günümüzde hiçbir laboratuvarda gerçekleştirilemeyen bir işlemi yani "fotosentez" işlemini gerçekleştirir. Bitki hücresinde bulunan "kloroplast" isimli bir organel sayesinde bitkiler su, karbondioksit ve güneş ışığını kullanarak nişasta üretirler. Bu besin maddesi, yeryüzündeki besin zincirinin ilk halkasıdır ve yeryüzündeki tüm canlıların besin kaynağıdır. Bu çok karmaşık işlemin ayrıntıları günümüzde hala tam olarak çözülememiştir.
Darwin zamanında hücrenin bu olağanüstü yapısı hakkında hiçbir şey bilinmiyordu. Dönemin ilkel mikroskopları altında hücre belli belirsiz bir leke gibi görünüyordu. Bu nedenle gerek Darwin, gerekse onun dönemindeki diğer evrimciler, hücrenin tesadüflerle oluşabilecek son derece basit bir su haznesi olduğunu sandılar. Canlılığın tesadüflerle açıklanabileceği inancı, bu ilkel bilim anlayışı nedeniyle kabul gördü.

Vücuda giren mikropları yakalayan bir savunma hücresi.
Oysa 20. yüzyıldaki bilimsel gelişmeler, canlı hücresinin akıl almaz derecede kompleks bir sisteme sahip olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu denli karmaşık bir tasarıma sahip olan hücrenin, evrim teorisinin iddia ettiği gibi rastlantılarla oluşmasının imkansız olduğu bugün anlaşılmış durumdadır. Elbette insanın bile oluşturamadığı kadar kompleks bir yapı, "tesadüf" ürünü olamaz. Ünlü İngiliz matematikçi ve astronom Profesör Fred Hoyle, bu imkansızlığı şöyle açıklar:
"Tesadüfler sonucu bir canlı hücresinin meydana gelmesi, bir hurda yığınına isabet eden kasırganın savurduğu parçalarla tesadüfen bir Boeing 747 uçağının oluşması kadar imkansızdır."9
Hoyle, bir başka yorumunda ise şöyle der: "Aslında, yaşamın akıl sahibi bir varlık tarafından meydana getirildiği o kadar açıktır ki, insan bu açık gerçeğin neden yaygın olarak kabul edilmediğini merak etmektedir. Bunun (kabul edilmemesinin) nedeni, bilimsel değil, psikolojiktir."10
TESADÜFLERLE UÇAK OLUŞUR MU?
Hücre o kadar detaylı bir tasarıma sahiptir ki, ünlü bilimadamı Fred Hoyle (sağda) onu bir Boeing 747 uçağına benzetir. Hoyle'a göre nasıl bir uçak tesadüfen oluşamaz ise, hiçbir hücre de asla tesadüfen oluşamaz. Aslında bu örnek bile yetersizdir. Çünkü insanoğlu bilgi ve teknolojisi sayesinde dev uçaklar yapabilmektedir, ama hala tek bir hücre dahi yapamamıştır.




Darwinizm'in Sonu


Genetik Bilgi
The structure of DNA was discovered by two scientists named Francis Crick and James Watson. Despite being an evolutionist, Crick said that DNA could never have emerged by coincidence.
Vücudumuzu oluşturan trilyonlarca hücrenin her birinin çekirdeğinde, 900 ciltlik bir ansiklopediye ancak sığacak kadar büyük bir bilgi deposu bulunduğunu biliyor musunuz?
DNA, her canlı hücresinin çekirdeğinde saklı duran dev bir moleküldür. Canlının sahip olduğu bütün fiziksel özellikler, bu sarmal biçimindeki molekülde şifrelenmiştir. Gözümüzün renginden, iç organlarımızın yapısına, hücrelerimizin şekil ve fonksiyonlarına kadar her türlü bilgi DNA'daki gen adı verilen bölümlerde programlanmıştır.
KOPYALAMA MUCİZESİ
Bir bakteriyi uygun bir ortama bırakırsanız, birkaç saat sonra kendinin aynı olan yüzlerce bakteri daha üretmiş olduğunu görürsünüz. Çünkü her canlı hücresi "kendini kopyalama" özelliğine sahiptir. DNA keşfedilene dek, bu mucizevi işlemin nasıl gerçekleştiği anlaşılamıyordu. DNA'nın bulunmasıyla birlikte, her canlı hücresinin, kendisi hakkındaki tüm bilgileri barındıran bir "bilgi bankası"na sahip olduğu ortaya çıktı. Bu bulgu, yaratılışın muhteşemliğini ortaya koyuyordu.
DNA şifresi, dört farklı molekülün diziliminden oluşur. Bu dört molekülün herbirini birer harfe benzetirsek, DNA'yı dört harfli bir alfabeden oluşan bir bilgi bankası olarak kabul edebiliriz. Bedenin tüm bilgisi, bu bilgi bankasında depolanmıştır.
Sadece hücrelerin değil, tüm canlı bedenlerinin planları DNA'da kayıtlıdır. İç organlarımızın yapısı, ya da kuşların kanatlarının şekli, kısacası her şey DNA'da tüm ayrıntılarıyla kayıtlıdır.
DNA'daki bilgileri kağıda dökmeye kalkarsak, bu bilgiler yaklaşık bir milyon ansiklopedi sayfası büyüklüğünde bir yer tutar. Bu, insanlığın en büyük bilgi birikimlerinden biri olan Britannica Ansiklopedisi'nin 40 katı büyüklüğünde bir ansiklopediye eşittir. Ama bu inanılmaz bilgi, milimetrenin yüzde biri kadar olan hücrelerimizin, ondan daha da küçük çekirdeklerinde saklanmıştır.
Every piece of information is derived from an intelligent source that brings it into being. The fascinating information in DNA is evidence of the supreme wisdom and creative power of God.
Bir çay kaşığına sığabilecek boyuttaki bir DNA zincirinin, bugüne kadar dünya üzerinde basılmış bütün kitapların bilgisini saklayabilecek kapasitede olduğu hesaplanmaktadır.

DNA'nın dört "harfli" bir alfabesi vardır.
Elbette ki böyle muhteşem bir yapı, kendiliğinden ve tesadüfen oluşamaz ve canlılığın Allah tarafından yaratıldığını ispatlar. Nitekim evrimciler DNA'nın kökenine hiçbir açıklama getirememektedir. Ancak sırf teoriyi yaşatmak adına, "tesadüf" iddiasına sarılmayı sürdürürler. Avustralyalı ünlü moleküler biyolog Michael Denton, Evolution: A Theory in Crisis (Evrim: Kriz İçinde Bir Teori) adlı kitabında bunu şöyle anlatır:
"Canlıların genetik programlarının yapısı, milyarlarca bit (bilgisayar birimi) bilgiye ya da bin ciltlik küçük bir kütüphanenin içindeki tüm harflerin dizilimine eşdeğerdir. Bu denli kompleks organizmaları oluşturan trilyonlarca hücrenin gelişimini belirleyen, emreden ve kontrol eden sayısız karmaşık işlevin tamamen rastlantıya dayalı bir süreç sonucunda oluştuğunu iddia etmek ise, insan aklına yönelik bir saldırıdır. Ama bir Darwinist, bu düşünceyi en ufak bir şüphe belirtisi bile göstermeden kabul eder!"11

HELEZONDAKİ BİLGİ

DNA molekülü, bir helezon şeklinde uzanan milyonlarca basamaktan oluşur. Eğer bir tek hücremizin içindeki DNA molekülü açılsa, yaklaşık 1 metrelik bir zincir oluşturur. Ama bu zincir, olağanüstü bir "paketleme" sistemiyle, milimetrenin yüzbinde biri büyüklüğündeki hücre çekirdeğine sıkıştırılmıştır.




  Alıntı ile Cevapla