Tekil Mesaj gösterimi
Alt 29-01-2007, 11:15   #1
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Osmanlı Devletinde tarım Sektörünün Durumu

OSMANLI DEVLETİNDE TARIM SEKTÖRÜNÜN DURUMU
Osmanlı Devleti, 19 ncu yüzyılda Batı'da meydana gelen sanayileşme devriminin dışında kalmış ve bu sebeple ekonomisi tarıma dayalı bir özellik taşı­mıştır. Bu özellik yüzyıllar boyunca değişmemiştir. Tarımsal üretim, devletin son döneminde milli gelirin % 65'ni oluşturmaktaydı. I.nci Dünya Savaşı önce­sinde tarımsal üretimin ortalama %80'i bitkisel, %20'si ise hayvansal üretim olup tahıl, bitkisel üretimde %75'lik bir paya sahipti. Zaman içinde tarımsal üretimde sanayi bitkileri lehine bir gelişme olmuş, koza, pamuk, fındık ve tü­tün üretimi artmıştır. Bu tip üretim, devletin son döneminde, özellikle dış borçları ödeyebilmek amacıyla ihracata konu teşkil ettiği için, Duyunu Umumi­ye idaresi tarafından teşvik edilmişti. Bunun sonucunda tarımsal maddeler ih­raç gelirlerinin toplam tarımsal gelire oranı 1899 yılında %12'den 1914'de %14'e yükselmiştir. Osmanlı Devleti'nin son yıllarında toplam nüfusun % 80'i tarım kesiminde çalışmakta idi.
Osmanlı Devleti, 20.nci yüzyıla, tarım sektörünü geliştirmek amacıyla bir reform programı uygulayarak girmiş, örnek çiftlikler kurulmuş, tarım okulla­rı açılmış ve sulu tarım teknikleri uygulamaya konulmuştur. Yüzyılın başın­da, tarımsal makineler ülkeye girmeye başlamış, fakat sayı yeterli seviyeye ulaşamamıştır. 19 ncu yüzyılın sonlarına doğru kullanılmaya başlanan pul­luklar, hiçbir zaman karasabanın yerini alamamıştır. Karasaban, döğen ve kağnıdan oluşan bir tarımsal altyapıda, tarımsal üretimi arttırmak mümkün olamamıştır. Pamuk ekim ve üretiminde prodüktiviteyi yükseltmek için İngil­tere ve Almanya, sömürge tipi çiftçilik kurma yoluna çok az gitmişler ve işin ti­caretine daha çok önem vermişlerdir. Bununla beraber, 1878 yılında İzmir böl­gesinde tarıma elverişli toprakların tamamı İngilizlerin eline geçmiştir. 1880 yılında Aydın ve yöresinde toplam 2.2 milyon dönüm toprak sulamaya açılmış, 1883'de bu alan 4.1 milyon dönüme çıkmıştır. Yabancı çiftçiliklerde özel sula­ma yöntemlerine başvurulmuş, Aydın-İzmir demiryolu, yörede üretilen ürün­lerin taşınmasına katkıda bulunmuştur. Tarımda ilk makineleşme hareketi de bu yörelerde başlamıştır.
Bu özel durum dışında genelde Osmanlı Devleti'nde ulaşım ve haberleşme yetersizliği, çiftçiyi pazara değil, kendi tüketimine yönelik üretime yöneltmiş­tir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da çiftlikler 50 dönüm ve daha büyük iken, Ba­tı Anadolu'da işletme büyüklükleri küçülmüştür. Bunun başlıca sebebi, miras yoluyla toprağın paylaşılmasıdır. Osmanlı Devleti'nde genelde tarım sektörün­de, küçük üreticilik ve aile işletmelerinde iç tüketim için üretim yapısı egemen olmuştur. 1838 Ticaret Anlaşması sonucunda ülke liberalizme açıldığı için, ta­rım sektörü korunamamıştır. Yabancılara sağlanan ticari ayrıcalıklar ve kapi­tülasyonlar sonucunda, 1878-1913 döneminde her yıl ülkeye ortalama 75.000 ton un, 65.000 ton pirinç ve 10.000 ton buğday ithal edilmiştir.
  Alıntı ile Cevapla