Tekil Mesaj gösterimi
Alt 29-01-2007, 11:16   #3
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Batılılardan gelen baskılarında etkisiyle Osmanlılarda geçerli olan tarım­da devlet mülkiyeti (miri arazi) sistemi yerine, tarımı özel mülkiyete açmayı, toprağı fiilen işleyenin mülkiyetine bırakmayı amaçlayan ve 1858 Arazi Yasa­sıile miri arazinin hukuki rejimi yeniden belirlenmiştir. Yasada küçük çiftçi­leri koruyucu, toprakların belli ellerde toplanmasını önleyici, toprağın alım sa­tımını yasaklayıcı, yabancıların tarım arazisi almasına engelleyici hükümler bulunmasına rağmen, daha sonra tüm kısıtlayıcı hükümler ortadan kaldırıl­mıştır. 1866 yılında çıkarılan bir Yasa ile yabancılara toprak alma hakkı ta­nınmış ve izleyen yıllarda Batı Anadolu'da yabancıların eline geçen topraklar, 56 milyon dönüme ulaşmıştır.
Arazi Yasası, köylülerin işledikleri topraklar üzerinde fiili denetim kuran toprak ağalarının gücünü meşrulaştırmıştır. Ayrıca Yasa, miri arazilerin mül­tezimler, esnaf, nüfuzlu kamu görevlileri ve paşalar tarafından paylaşılması­na yol açmıştır. Bu dönem, 4.10.1926 tarihinde kabul edilen Medeni Kanun'a kadar devam etmiş ve bu Yasa ile mutlak mülkiyet esası getirilmiştir. Devlet böylece, rakabe hakkına dayanarak araziyi geri alma hakkını kaybetmiştir. Sonuçta, miri arazi değil, mülk arazisi toprak mülkiyetinin esasını oluştur­muştur. Medeni Kanun, on yıl nizasız ve fasılasız hüsnüniyetle ve malik sıfa­tıyla tasarruf edilen arazinin tapu dairesine zilyetleri namına tescil edilmesi­ni kabul ederek, arazi üzerinde özel mülkiyet hakkını tesis etmiştir. Böylece, piyasa ekonomisine geçişte önemli bir adım atılmıştır.
OSMANLI DEVLETİNDE SANAYİ SEKTÖRÜNÜN GELİŞİMİ
Osmanlı Devleti'nin ekonomisi tarıma dayalı bir yapıda olduğu için, sanayi sektörü nisbi olarak ikinci planda kalmış ve içinde bulunulan şartlarda sana­yileşme çabaları başarıya ulaşamamıştır. Dolayısıyla bugün Türkiye'nin sana­yileşme seviyesinin, Batılı gelişmiş ülkelerin gerisinde kalmasının en önemli sebebini oluşturmuştur. Aslında Batı'da sanayileşme devrimi başlamadan ön­ce 15-18.nci yüzyıllarda Osmanlı imparatorluğu dünyanın en gelişmiş ülkele­rinden biri idi. Lonca örgütlenmesiyle çinicilik, dokumacılık, gemi yapımı alan­larında oldukça ileri bir durumdaydı, İngiltere'de 18.nci yüzyıl ortalarında bu­harın makineye uygulanması sonucunda başlayan "sanayi devriminden" Osmanlılar, gerekli şekilde haberdar olamamışlardır. Bu durum sanayileşme sü­recinin ülkeye gelmesini engellemiştir. Böylece ekonomide makine gücüne da­yanan bir sanayi kurulamamış, geleneksel sisteme dayanan yerli sanayi de hızla gerilemiştir.
  Alıntı ile Cevapla