1915 sayımına göre Osmanlı Sanayiinde Türkler, sermayedar ve işçi olarak %15 oranında yer tutarken, Rumlar sırasıyla %50 ve %60, Ermeniler %20 ve %18 ve Yahudiler de %95 ve %10 oranında bir paya sahiptirler. Büyük sanayi tesisleri, kamu tarafından ordunun ve sanayiin ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulmuşlardır. Sanayide, yabancı sermayenin payı düşük, çevirici güç yetersiz, teknoloji geri idi. 264 sanayi kuruluşunda toplam 20.977 beygir gücünde çevirici güç kullanılmıştı. Bu gücün %76'sı buhar makinelerinden, %13'ü petrol kullanan içten yanmalı motorlardan ve %6.5'ide elektrik motorlarından sağlanıyordu. Enerji daha çok kol gücüne dayanıyordu. Osmanlı Devleti'nde ilk elektrik enerjisi üretim birimi, 1902'de Adana'da kurulmuş ve 1913 yılında İstanbul'da bir benzeri faaliyete geçmiştir. 1913-1915 sanayi sayımları sonuçlarına göre, bugünkü Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde kalan Osmanlı Devleti arazisinde kurulmuş sanayi tesisleri şunlardır:  - Fabrikalar:2 makarna, l bira, 6 konserve, 7 yünlü dokuma, 2 pamuk ip 
lik ve dokuma, 1 iplik dokuma, 5 çeşitli dokuma, 8 sigara kağıdı, 5 madeni eş 
ya, l kimyasal ürün,                                                                            - İmalathaneler:l buz, 3 kireç. 3 tuğla, 7 kutu, 2 yağ, 2 sabun, 2 porselen,  - Diğerleri:20 un değirmeni, l1 tabakhane, 7 marangoz ve doğrama atölyesi, 30 ham ipek atölyesi, 35 matbaa.  OSMANLI'DAN KALAN   A. GİRİŞ  Ekonominin bugünkü yapısı ve sorunları, tarihsel gelişme süreci içinde açıklanabilir. Ekonomik gelişmeyi belirleyen iç ve dış etmenlerin saptanması, bunların zaman içinde evrimi temel yöntem olarak benimsendiğinde çözümlemeye Osmanlı ekonomisiyle başlamak gerekmektedir.  Cumhuriyet dönemindeki ekonomik gelişme, İmparatorlukları devir alınan bir yapı üzerinde oluşmuştur; onun bir uzantısıdır. Bu durum, yalnız üretim yapısı için değil, ekonomik gelişmenin diğer öğeleri için de geçerlidir. Bu nedenle bu bölümde Osmanlı ekonomik ve toplumsal yapısının son dönemlerine kısaca değinilecektir.  Osmanlıda üretim çok büyük ölçüde tarıma dayalıdır. Sanayi gelişememiş, buna karşılık özellikle ticaret, ulaştırma ve bankacılık gibi hizmet kesimleri İmparatorluğun son 50-60 yılında önemli sermaye birikimine konu olmuştur. Bu kesimler çok büyük oranda azınlık ve yabancı sermaye egemenliğindedir.    |