Tekil Mesaj gösterimi
Alt 29-01-2007, 11:42   #24
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Nitrojen Bilanço Metodu

Nitrojen bilanço metodu ilk defa, 1850 yılında, Bischoff ve Voit tarafından köpekler üzerinde uygulanmıştır. Adı geçen araştırıcılar, 35 Kg ağırlığında bir köpeğin 24 saatte 12 gr üreyi idrarla dışarı çıkarmasına karşılık, aynı hayvanın 2.5 Kg et yemesinden sonra 184 gr üreyi dışarıya attığını müşahede etmişlerdir.
Voit, 1881 yılında, vücuda verilen protein miktarının, açlık sırasında okside olan protein miktarına tamamen tekabül etse bile, nitrojen dengesinin meydana gelmediğini, bir kısım vücut kaslarının da metabolizmaya uğradığını ispatlamıştır. Rasyondaki protein düzeyi yükseldikçe, kaybolan vücut dokusu miktarı azalmakta; vücuda alınan protein miktarı vücuttan kaybolan proteine eşit olduğu zaman vücutta bir nitrojen dengesi kurulmaktadır. Bu metot, hayvanların nitrojen dengesinde bulunmasını sağlayan belirli bir rasyonun etkililik derecesini ölçmek için halen kullanılmaktadır.
Biyolojik Değer Metodu

Leipzig Üniversitesinden Karl Thomas 1909 yılında, Illincis Üniversitesinden H.H. Mitchell, 1924 ve 1936 yıllarında, proteinlerin besleme değerini ilk defa “Biyolojik değer” ile tanımladılar. Biyolojik değer, sindirilen ve absorbe edilen (idrarla dışarı atılmayan) nitrojenin vücutta kalan yüzdesi olarak tarif edilmiştir. Biyolojik değeri ölçmek için gerekli standart şartlar, düşük proteinli (yaklaşık olarak %9-10) bir rasyonu, gerçek sindirim derecesinin ve net protein retansiyonunun (vücutta tutulan net protein) ölçülmesini gerektirir.
Yukarıda verilen standart şartlarda yapılan çalışmalar, bütün (parçalanmamış) yumurta proteinin biyolojik değerinin 100; et proteinlerinin 72-79; tahıl proteinlerinin 50-65; jelatinin 12-16 olduğunu göstermiştir. Biyolojik değerlerin ölçülmesi, individuel proteinlerin nisbî değerlerini saptamada, karma yemlerin yapılması gibi individuel bazı proteinleri etkileyen faktörlerin tesirlerini tayin etmede çok faydalı olmaktadır. Protik hayvan beslemede, amino asitçe yeterli rasyonları formüle etmede ise yukarıdakilere göre nispeten daha az yararlı olmaktadır.
Biyolojik değer, oldukça önemli derecede rasyonun protein kapsamına bağlı bulunmaktadır. Örneğin, yumurta proteini, sütten kesilmiş farelerin diyetine % 10 düzeyinde konulduğu zaman % 100’lük bir değer gösterirken, farelerin maksimum büyümeleri için gerekli olan düzeyde diyete sokulduğu zaman daha düşük bir biyolojik değer göstermektedir. Bazen de, esansiyel amino asit kaynağı olarak çok düşük düzeylerde kötü bir biyolojik değer gösteren proteinler, optimum veya optimumun hafifçe üzerindeki düzeylerde daha iyi bir biyolojik değere sahip olabilmektedir. Çünkü proteinde sınırlı düzeyde yer alan bazı amino asitlerin eksikleri protein düzeyi yükseldikçe ortadan kalkabilmektedir.
  Alıntı ile Cevapla