|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
29-01-2007, 11:41 | #21 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Yaşama Payı Başlangıç ve büyüme döneminde olan civcivler gibi, genç tavuklar da, vücut ağırlığının her gramı için vücuttan kaybolan 1.6 mg proteini yaşama payı olarak rasyonları ile almak zorundadırlar. Buna göre, örneğin, 1880 gr ağırlığındaki tavuğun günde yaşama payı olarak 3 gr protein alması gerekir. Büyüme İçin Protein İhtiyacı 22. haftadan 32. haftaya kadar olan 70 günlük süre zarfında genç tavuğun vücut ağırlığında yaklaşık olarak 450 gr’lık bir artış olmalıdır. Bu, günlük hayvan başına 6.5 gr’lık bir ağırlık artışına tekabül eder. Daha önce, büyüyen dişi kanatlıların günlük protein ihtiyaçlarının hesaplanmasında (Tablo 18) kullanılmış olan aynı formüller kullanılarak, genç ve henüz büyümekte olan bir tavuğun, günde dokularında 1.2 gr yeni büyüyen tüylerinde ise 0.4 gr proteini depo ettiği hesaplanabilir. İkinci ve üçüncü yumurtlama dönemlerinde tavuk artık büyümediğinden, büyüme için proteine ihtiyacı yoktur. Birinci döneme göre tüyler için protein ihtiyacı azalır; fakat yaşama payı için protein ihtiyacı devam eder. İkinci dönemde yumurta ağırlığının artışı yüzünden protein ihtiyacı biraz artar. Üçüncü dönemde çok az tavuk, ancak % 85’in üzerinde yumurtlar. Bundan dolayı günde bir yumurta için bu dönemde sadece 5.3 gr protein depo edilecektir. Yumurtada, vücut dokularında ve tüyde depolanan protein miktarı ile deneysel olarak saptanmış günlük protein ihtiyaçları Tablo 23’te mukayeseli olarak verilmektedir. Dönem 1., 2. ve 3. için depolanan protein miktarları, sırasıyla 10.2 gr, 9.1 gr ve 8.4 gr bilinmesine karşılık, ihtiyaçlar da sırasıyla 18.0 gr, 16.0 gr ve 15.0 gr olarak saptanmıştır. Bu değerler, proteinden yararlanmanın her üç devrede de % 56-57 olduğunu ortaya koymakta ve daha önce büyüyen beyaz Leghorn’lar için deneysel olarak tespit edilen proteinden yararlanma derecesi (%55) ile tam bir uygunluk göstermektedir. 1., 2. ve 3. yumurtlama dönemlerinde vücuda alınan diyetsel proteinin yaklaşık olarak değerlendirilmesi Tablo 24’te verilmektedir. TABLO 24 Leghorn Tavuklarında 1., 2. ve 3. Yumurtlama Dönemlerinde Günlük Alınan Diyetsel Proteinin Vücutta Değerlendirilmesi Tavuk başına günlük diyetsel protein ihtiyacı Dönem 1 Dönem 2 Dönem 3 Günlük dokularının yaşama payı Vücut dokularının büyümesi Tüylerin büyümesi ve yaşama payı 9.9 5.3 2.1 0.7 10.5 5.3 0.0 0.2 9.5 5.3 0.0 0.2 18.0 16.0 15.0 Yem Tüketimi Bakımından Rasyonda Protein Düzeyi Yumurtlayan tavukların ihtiyaç duydukları belirli miktardaki proteini, hayvan başına günde individuel olarak sağlamak mümkün olmadığından, yem tüketimleri ile, minimum protein ihtiyaçları arasındaki ilişkiyi iyi anlamak gerekmektedir. Ancak bu bilgi ile, bilinen bir çevrede yemin enerji düzeyi ayarlanarak yem tüketimleri iyi bir şekilde tahmin edilebilir. Yem tüketimine göre, yaklaşık minimum protein ihtiyacı rasyonun yüzdesi olarak Tablo 25’te verilmektedir. TABLO 25 Beyaz Leghorn’larda Yumurta Verimi İçin Protein İhtiyacı Protein, rasyonun yüzdesi olarak Dönem 1 Dönem 2 Dönem 3 80 85 90 95 100 105 110 115 120 22.5 21.0 20.0 19.0 18.0 17.1 16.3 15.7 15.0 20.0 18.8 17.8 16.9 16.0 15.3 14.5 - - 18.7 17.7 16.7 15.8 15.0 14.5 - - - Bu tabloda %14.5’ten daha aşağı protein düzeyleri verilmemiştir. Çünkü bundan daha aşağı düzeyleri elde edebilmek için rasyona çok fazla miktarda, mısır veya diğer tahılların girmesi gerekir. Tahıl proteinin kalitesi düşük olduğundan rasyonun amino asit dengesi bozulabilir. Gelecekte sentetik amino asitleri yüksek düzeylerde kullanarak belki daha düşük proteinli rasyonlar gerçekleştirileceklerdir. Bu şimdilik üzerinde çalışılması gereken bir konudur. | ||
|
29-01-2007, 11:41 | #22 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Yem Tüketiminde Rasyon Enerjisinin Etkisi Beyaz Leghorn tavuğunun günlük enerji ihtiyacı izole edilmemiş kümeslerde, yazın ortalama 29°C çevre sıcaklığında yaklaşık olarak 260 Kcal, metabolik enerji; kışın donma derecesi veya bunun altındaki çevre sıcaklıklarında 380 Kcal metabolik enerji veya bundan daha fazladır. Modern kümeslerde ve ileri bakım şartlarında en soğuk havalarda bile kümesin dahili sıcaklığı 13°C nin üstüne çıkmaz. Amerika’da yapılan çalışmalar, beyaz Leghorn tavuklarının pratik enerji ihtiyaçlarının, Kuzey Doğu Amerika’da günde 310 Kcal metabolik enerji olmasına karşılık, California vadisinde günde 265 kcal metabolik enerjiye kadar düşebileceğini göstermiştir. Enerji ihtiyaçları bütün yıl boyunca değişmeler gösterir. Kış ortası enerji ihtiyacı, normal şartlarda, yaz ortasına göre % 10 daha fazladır. Rasyonun Enerji Kapsamına Göre Protein Düzeyinin Ayarlanması Beyaz Leghorn tavuğu 2500-3300 Kcal M.E./Kg kapsayan rasyonlardan yeterli düzeyde enerji sağlayarak yem tüketimini ayarlayabilir. Rasyon enerjisi çoğaldıkça, yem tüketimleri azaldığından; enerji kapsamı düştükçe yenen yem miktarı arttığından, rasyonun enerji düzeyine göre protein düzeyini de ayarlamak gerekmektedir. Yumurta verim dönemlerinin her biri için, rasyondaki M.E./Protein oranı denemelerle saptanmıştır. Serin bir iklimde, 1. yumurtlama döneminde minimum protein düzeylerini sağlayabilmek için bu oranın (Kcal M.E./Kg rasyon/Rasyonun % proteini) 166-170; 2. yumurtlama döneminde 193-195; 3. yumurtlama döneminde ise 196-200 olması gerekmektedir. Sıcak iklimlerde veya yazın çok sıcak geçen aylarında M.E/Protein oranı % 10 düzeyinde düşürülmelidir. Yukarıda verilen oranlarla tavuklara 1. dönemde günde 18 gr; 2. dönemde günde 16 gr; 3. dönemde ise günde 15 gr protein sağlanmalıdır. Beyaz Leghorn’ların 1., 2. ve 3. yumurtlama dönemlerinde enerji ve protein ihtiyaçları ve beklenen yem tüketimleri sıcak ve soğuk iklimler için Tablo 26, 27 ve 28 de verilmektedir. TABLO 26 Beyaz Leghorn Tavuklarının 1. Dönemde Enerji ve Protein İhtiyaçları Soğuk iklim Sıcak iklim Rasyonun metabolik enerjisi Kcal/Kg Protein ihtiyacı % Yem/tavuk/gün Gr Yem/ Yumurta* Gr Protein ihtiyacı % Yem/gün/ Tavuk Gr Yem/ Yumurta* Gr 2600 2750 2900 3050 3200 3350 15.0 16.0 17.0 18.0 19.0 20.0 117 111 105 100 95 90 150 142 135 128 122 115 17.0 18.0 19.0 20.0 21.0 22.0 105 100 95 90 86 82 135 128 122 115 110 105 *Bu dönemde yumurta veriminin % 78 düzeyinde olduğu kabul ediliyor. TABLO 27 Beyaz Leghorn Tavuklarının 2. Dönemde Enerji ve Protein İhtiyaçları Soğuk iklim Sıcak iklim Rasyonun metabolik enerjisi Kcal/Kg Protein ihtiyacı % Yem/tavuk/gün Gr Yem/ Yumurta* Gr Protein ihtiyacı % Yem/gün/ Tavuk Gr Yem/ Yumurta* Gr 2650 2800 2950 3100 3250 13.7 14.5 15.0 16.0 16.8 117 111 105 100 95 163 155 146 139 129 15.2 16.0 16.9 17.7 18.5 105 100 95 90 86 146 139 129 125 119 *Bu dönemde yumurta veriminin % 72 düzeyinde olduğu kabul ediliyor. TABLO 28 Beyaz Leghorn Tavuklarının 3. Dönemde Enerji ve Protein İhtiyaçları Soğuk iklim Sıcak iklim Rasyonun metabolik enerjisi Kcal/Kg Protein ihtiyacı % Yem/tavuk/gün Gr Yem/ Yumurta* Gr Protein ihtiyacı % Yem/gün/ Tavuk Gr Yem/ Yumurta* Gr 2650 2800 2950 3100 3250 13.5 14.3 15.0 15.7 16.5 111 105 100 95 91 180 170 161 153 146 15.0 15.9 16.7 17.5 18.4 100 95 90 86 82 161 153 145 139 133 *Yumurta veriminin bu dönemde % 62 düzeyinde olduğu kabul ediliyor. Tablo 26’da verilen değerlerin incelenmesinden, 1. yumurtlama döneminde, serin iklimde, 2600 Kcal/Kg metabolik enerji düzeyinde, rasyonun protein seviyesi % 15 olabilirken, sıcak iklimlerde, rasyonda 3350 Kcal/Kg metabolik enerji düzeyinde, % 22 protein ihtiyacı ancak karışlayabilmektedir. Yumurtlayan tavuğun enerji ihtiyacı, hem vücut ağırlığı (yaşama payı) hem de yumurtlama derecesi ile ilgili olduğundan, 3. dönemdeki enerji ihtiyacı, 2. dönemdekinden hafifçe düşüktür. Çünkü tavuk ağırlıkları, her iki dönemde de yaklaşık olarak eşit olsa bile, 3. dönemde 2. döneme kıyasla, daha az yumurta verimi sağlandığından, daha az enerjiye ihtiyaç vardır. | ||
29-01-2007, 11:41 | #23 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Kanatlıların Amino Asit İhtiyaçları Civciv ve yumurtlayan tavukların amino asit ihtiyaçları Tablo 29’da verilmektedir. TABLO 29 Beyaz Leghorn Tavuklarının 3. Dönemde Enerji ve Protein İhtiyaçları Amina asit Civcivler Yumurtlayan tavuklar Rasyonda %* Proteinde % Rasyonda %* Proteinde % Lisin Metiyonin yahut metiyonin+sistin Metiyonin (minimum) Triptofan Glisin Histidin Losin İzolösin Fenilalanin yahut fenilalanin+tirosin Fenilalanin (minimum) Treonin Valin 1.2 1.0 0.7 0.4 0.2 1.0 0.4 1.4 0.8 1.4 0.7 0.7 0.86 6.0 5.0 3.5 2.0 1.0 5.0 2.0 7.0 4.0 7.0 3.5 3.5 4.3 0.8 0.64 0.58 0.32 0.16 - 0.3 1.2 0.8 1.0 0.7 0.55 0.8 5.0 4.0 3.6 2.0 1.0 - 1.9 7.5 5.0 6.4 4.4 3.5 5.0 *Civciv rasyonunun % 20; yumurta tavuk rasyonunun % 16 protein ihtiva ettiği esas alınmıştır. Bu ihtiyaçlar, çok sayıda denemeler sonunda elde edilmiş olup, Tablo 29’da görüldüğü gibi ya rasyonun veya rasyon proteininin yüzdesi olarak ifade edilmektedir. Amino asit ihtiyacını belirtmek için çeşitli yollar mevcuttur. Bunlar: 1. Günde hayvan başına düşen gram amino asidi, 2. Her 1000 kcal metabolik enerjiye isabet eden gram amino asidi, 3. Rasyonda bulunması gereken yüzde (%) amino asidi, 4. Rasyon proteininde bulunan yüzde (%) amino asidi. Birinci metod, amino asit ihtiyacını, şüphesiz en doğru şekilde belirten metot olmakla beraber, yem yapan kuruluşlar tarafından, pratik olmadığı için pek kullanılmamaktadır. Üçüncü metot ise tetmin edici bir metot değildir. Çünkü, hayvanın yem tüketimi büyük ölçüde rasyonun enerji kapsamına bağlıdır. Yem tüketimi değiştikçe vücuda alınan amino asit miktarı da değişecektir. İkinci metodla rasyonun enerji kapsamı da dikkate alındığından faydalı ve protik bir metot olarak ortaya çıkmaktadır. En az masraflı rasyonların formüle edilmesinde bu gün en çok uygulanmaya başlanan bir yoldur. Bir çok durumlarda verilen bir enerji düzeyinde, hayvanın esansiyel amino asitleri ve esansiyel olmayan amino asit introjeni ihtiyaçlarını karşılayacak rasyon protein düzeyini belirtmek en iyi pratik bir yol olarak kabul edilmektedir. Örneğin, eğer diyetsel protein bazı esansiyel amino asitlerince noksansa, balık unu veya sentetik bazı amino asitleri kullanarak eksiklik giderilebilmektedir. Böylece, rasyon proteinin yüzdesi olarak her esansiyel amino asidin durumu belirlenmektedir. Yani bu durumda ikinci ve dördüncü metotlar birbirlerini tamamlamaktadır. Esansiyel Amino Asitlerin Kaynağı Olarak Yem Proteinlerinin Nisbî Yarayışlılık Derecelerinin Ölçülmesi Araştırıcılar, hayvan besleme ile ilgili olarak yaptıkları çalışmalarda, insan dahil, çeşitli hayvan türlerinin protein ve amino asit ihtiyaçlarını karşılayan diyetsel proteinlerin nisbî etkinlik derecelerini ölçmek için çeşitli metodlar geliştirmişlerdir | ||
29-01-2007, 11:42 | #24 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Nitrojen Bilanço Metodu Nitrojen bilanço metodu ilk defa, 1850 yılında, Bischoff ve Voit tarafından köpekler üzerinde uygulanmıştır. Adı geçen araştırıcılar, 35 Kg ağırlığında bir köpeğin 24 saatte 12 gr üreyi idrarla dışarı çıkarmasına karşılık, aynı hayvanın 2.5 Kg et yemesinden sonra 184 gr üreyi dışarıya attığını müşahede etmişlerdir. Voit, 1881 yılında, vücuda verilen protein miktarının, açlık sırasında okside olan protein miktarına tamamen tekabül etse bile, nitrojen dengesinin meydana gelmediğini, bir kısım vücut kaslarının da metabolizmaya uğradığını ispatlamıştır. Rasyondaki protein düzeyi yükseldikçe, kaybolan vücut dokusu miktarı azalmakta; vücuda alınan protein miktarı vücuttan kaybolan proteine eşit olduğu zaman vücutta bir nitrojen dengesi kurulmaktadır. Bu metot, hayvanların nitrojen dengesinde bulunmasını sağlayan belirli bir rasyonun etkililik derecesini ölçmek için halen kullanılmaktadır. Biyolojik Değer Metodu Leipzig Üniversitesinden Karl Thomas 1909 yılında, Illincis Üniversitesinden H.H. Mitchell, 1924 ve 1936 yıllarında, proteinlerin besleme değerini ilk defa “Biyolojik değer” ile tanımladılar. Biyolojik değer, sindirilen ve absorbe edilen (idrarla dışarı atılmayan) nitrojenin vücutta kalan yüzdesi olarak tarif edilmiştir. Biyolojik değeri ölçmek için gerekli standart şartlar, düşük proteinli (yaklaşık olarak %9-10) bir rasyonu, gerçek sindirim derecesinin ve net protein retansiyonunun (vücutta tutulan net protein) ölçülmesini gerektirir. Yukarıda verilen standart şartlarda yapılan çalışmalar, bütün (parçalanmamış) yumurta proteinin biyolojik değerinin 100; et proteinlerinin 72-79; tahıl proteinlerinin 50-65; jelatinin 12-16 olduğunu göstermiştir. Biyolojik değerlerin ölçülmesi, individuel proteinlerin nisbî değerlerini saptamada, karma yemlerin yapılması gibi individuel bazı proteinleri etkileyen faktörlerin tesirlerini tayin etmede çok faydalı olmaktadır. Protik hayvan beslemede, amino asitçe yeterli rasyonları formüle etmede ise yukarıdakilere göre nispeten daha az yararlı olmaktadır. Biyolojik değer, oldukça önemli derecede rasyonun protein kapsamına bağlı bulunmaktadır. Örneğin, yumurta proteini, sütten kesilmiş farelerin diyetine % 10 düzeyinde konulduğu zaman % 100’lük bir değer gösterirken, farelerin maksimum büyümeleri için gerekli olan düzeyde diyete sokulduğu zaman daha düşük bir biyolojik değer göstermektedir. Bazen de, esansiyel amino asit kaynağı olarak çok düşük düzeylerde kötü bir biyolojik değer gösteren proteinler, optimum veya optimumun hafifçe üzerindeki düzeylerde daha iyi bir biyolojik değere sahip olabilmektedir. Çünkü proteinde sınırlı düzeyde yer alan bazı amino asitlerin eksikleri protein düzeyi yükseldikçe ortadan kalkabilmektedir. | ||
29-01-2007, 11:42 | #25 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Net Protein Değerleri Özel proteinlerin değerini saptamak için, “Biyolojik değer” tekniğinin kullanılması, idrar ve dışkının (feçes) ayrı ayrı toplanma zorunluğundaki problemden dolayı bazı güçlükler doğurmaktadır. Bu güçlükleri ortadan kaldırmak, biyolojik değer met****un sınırlayıcı etkilerini elemine etmek için bazı araştırıcılar büyüyen kanatlılar için proteinleri değerlendirmede “Net protein değerleri”nin tayin edilmesini önerdiler. Net protein değeri (NPD) tayin prosedürü, bilanço tekniğinden ziyade karkas analizine dayanmaktadır. Net protein metodları, önce Bender tarafından fareler üzerinde, sonra da Summers ve Fisher tarafından kanatlılar üzerinde uygulanmıştır. Net protein değeri aşağıdaki eşitlikte tarif edilmektedir: Bf= Test diyetiyle beslenen hayvanın karkasındaki nitrojen miktarı If= Test diyetiyle vücuda alınan nitrojen miktarı Bk= Nitrojensiz rasyonla beslenen hayvan karkasındaki nitrojen miktarı Lk= Nitrojensiz rasyonla beslenme halinde vücuda alınan nitrojen miktarı Buna göre NPD, test proteini kapsayan diyetlerle beslenen grupların karkas nitrojeni ile, N’siz rasyonlarla beslenen grupların karkas nitrojeni arasındaki farkın vücuda alınan nitrojene göre yüzde olarak ifadesi olmaktadır. Protein kalitesinin bu ölçü metodu, bilanço çalışmalarına dayanan klasik nitrojen retansiyon metotlarıyla iyi bir korelasyon göstermektedir. Summers ve Fisher rasyonlara % 13 düzeyinde sokulan çeşitli proteinleri mukayese etmişlerdir. NPD, rasyonda protein düzeyi yükseldikçe düşmektedir. bundan dolayı proteinlerin birbirleriyle standart mukayeselerinde, kullanılan düzey hepsi için eşit olmalıdır. Bu metodu kullanarak, soya küspesinin NP değeri 55 olarak bulunmuş, metiyoninle desteklenmesi halinde ise 68’e yükselmiştir. Keza aynı metotla yapılan çalışmalarda, bu değer bütün yumurtada 66; yer fıstığı küspesinde 39; susam küspesinde ise 56 olarak tespit edilmiştir. Net Protein değerlerini tayin etmede uygulanan analitik prosedürleri azaltmak için çeşitli metotlar ortaya atılmıştır. Bir hayvan türünde, vücuttaki su miktarıyla karkas nitrojen kapsamı arasında çeşitli besleme şartlarında oldukça yakın bir ilişki bulunmuştur. Buna dayanarak, kuru karkasın nitrojen kapsamının sadece karkas suyunu tayin etmekle tahmin edilebileceği öne sürülmüştür. Bu metottan Net Protein Değerlerinin hesaplanmasında yararlanılabileceği Summers ve Fisher adlı araştırıcılar tarafından gösterilmiştir. Net Protein Değeri, Protein Retensiyen Derecesi (PRD)’nin tayin edilmesini gerektiren diğer bir metotla da tahmin edilebilmektedir. PRD, vücuttaki ağırlık artışlarından aşağıdaki şekilde hesaplanabilir. Gf= Deneme rasyonu ile yapılan beslemede vücutta meydana gelen ağırlık artışı veya ağırlık kaybı Gk= Nitrojensiz rasyonla beslenenlerde vücutta meydana gelen ağırlık artışı ve kaybı Pf= Deneme rasyonu ile vücuda alınan protein miktarı Formüldeki “18” rakamı kanatlı hayvanın karkasındaki yüzde proteini temsil etmektedir. Böylece, bu metot NPD’nin tayininde kullanılan direkt karkas nitrojen ölçümleri yerine vücut ağırlığındaki değişmelerden yararlanmaktadır. Çeşitli protein kaynaklarının besleme değerlerini mukayese etmede, belki en basit metotlar, üzerinde çalışılan proteinleri kapsayan rasyanlarla beslenen hayvanların büyümelerini incelemeye dayanır. Hınners ve Scott, çeşitli proteinlerin nisbî değerlerini ölçmede büyümeye dayanan bir metot geliştirmişlerdir. Diğer büyütme testlerinde olduğu gibi, protein kalite farklarını ortaya çıkarmak için bu testte de düşük düzeyde proteinler bir beslenmenin uygulanması gerekir. İllinois Üniversitesinde yapılan çalışmalar, civcivlerin protein kalitesindeki farklılıklara en çok % 10’luk diyetsel protein düzeyinde hassas olduğunu göstermiştir. Çeşitli protein kaynakları arasındaki farklılıkların, protein düzeyi yükseldikçe ortaya çıkması güçleşmektedir. Büyüme testinde, çeşitli protein kaynaklarının, civcivleri büyütme gücü, değeri 100 olarak bilinen referans bir proteinin sağlandığı büyüme ile mukayese edilmektedir. | ||
29-01-2007, 11:43 | #26 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Amino Asit İhtiyacının Rasyonun Amino Asit Kapsamına Uydurulması Modern amino asit analiz metotlarıyla, bugün, kanatlıların yemlerindeki amino asitleri kolayca tayin edebilmektedir. Gerek tabii yiyeceklerin, gerekse yan ürünlerin ve hayvansal dokuların amino asit kompozisyonu hakkında oldukça geniş bilgiler mevcuttur. 1954 yılında, Cornell Üniversitesinde, karkastaki amino asitleri esas alınarak, büyüme için amino asit ihtiyaçlarını tahmin etmek amacı ile geniş bir çalışma yapılmıştır. Fare, civciv ve domuzların bütün karkasında yer alan bütün amino asitleri mikrobiyolojik metotlarla tayin edilmiştir. Bu çalışmada her tür için nisbî karkas amino asit kompozisyonu, çeşitli yemleme metotları ile tayin edilen ve bu türler tarafından ihtiyaç duyulan nisbî amino asit miktarları ile mukayese edilmiştir. Çeşitli türlerin vücut amino asit kompozisyonları Tablo 30’da verilmektedir. TABLO 30 Fare, Domuz ve Civciv Proteinlerinin Nisbî Esansiyel Amino Asit Kompozisyonu Amina asit Karkas proteinin yüzdesi (%) olarak Fare Domuz Civciv Ortalama Histidin İzolösin Dösin Lisin Metiyonin Metiyonin + Sistin Fenilalanin Treonin Triptofan Valin Treonin 5.89 2.16 3.49 6.46 7.61 1.71 3.20 3.69 3.87 0.76 5.51 2.88 7.12 2.65 3.84 7.14 8.55 1.77 2.78 3.77 3.79 0.74 6.00 2.59 6.71 1.96 4.12 6.63 7.46 1.76 3.51 3.95 4.02 0.77 6.72 2.49 6.57 2.27 3.82 6.84 7.87 1.75 3.16 3.80 3.89 0.75 6.08 2.65 Yukarıdaki tabloda da görüleceği gibi, karkas proteinin yüzdesi olarak ifade edildiği zaman, türler arasında karkas amino asit kompozisyonu bakımından önemli benzerlik bulunmaktadır. Karkas kompozisyonu verilerinden hesaplanan amino asit ihtiyacı ile, daha önce yapılan besleme çalışmaları ile saptanan amino asit ihtiyaçları arasında yakın bir uyuşma görülmüştür. Bu, karkas analizinin büyüme için esansiyel amino asit ihtiyacının tamamen olması bile büyük çapta saptanmasında geçerli bir metot olduğunu göstermektedir. Esasen, kanatlıların büyümesi için esansiyel amino asit ihtiyacı, diyetsel proteinin yüzdesi olarak, kanatlıların karkasındaki esansiyel amino asit yüzdesiyle önemli bir benzerlik göstermektedir. Tablo 31’de, tavuk ve civcivin esansiyel amino asitleri ihtiyaçları ile, karkas ve yumurta proteinlerindeki esansiyel amino asit yüzdeleri verilmektedir. Tipik yumurtlama ve broyler rasyonlarındaki proteinlerin esansiyel amino asit kompozisyonu ile, doku ve yumurta proteinlerinin esansiyel amino asit kompozisyonları mukayese edilirse, yem proteinlerindeki en büyük eksikliğin, metiyonin olduğu anlaşılır. Geniş çapta mısır (veya sorgum) ve soyaya dayanan pratik rasyonlarla yapılan biyolojik çalışmalar hem broyler hem de yumurta tavuğu rasyonlarının metiyoninle desteklenmelerinin büyümede ve verimde hele bilhassa yemden yararlanmada oldukça önemli faydalar sağladığını açık bir şekilde ortaya koymuştur. | ||
29-01-2007, 11:43 | #27 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| TABLO 31 Amina asit Karkas proteinin yüzdesi (%) olarak Fare Domuz Civciv Ortalama Lisin Histidin Metiyonin Sistin Triptofan Fenilalanin Lösin İzölösin Treonin Valin 6.7 7.5 2.0 1.8 1.8 0.8 4.0 4.6 4.1 4.0 6.7 6.0 5.0 1.5 2.0 1.5 1.0 3.5 7.0 3.0 3.0 4.0 6.4 7.2 2.1 3.4 2.4 1.5 6.3 9.2 8.0 4.9 7.3 5.0 4.0 2.0 2.0 1.6 1.0 4.4 7.5 5.0 3.5 5.0 Kanatlıların amino asit ihtiyaçları ile, yemlerin amino asit kapsamını bilmekle rasyon formülasyonunda önemli bir adım atılmış olur. Bu şekilde gerekirse rasyonun esansiyel amino asitlerce eksikliği anlaşılır ve sentetik amino asit veya biyolojik değeri yüksek protein kaynakları rasyona ilave edilir. Buna rağmen aşağıdaki nedenlerle amino asit beslenmesi bakımından tam yeterli bir formülasyonun sağladığı iddia edilemez. 1. Fiziko kimyasal prosedürler ile tayin edilen yem amino asit değerleri proteinin sindirimi hakkında bir bilgi sağlamadığı gibi esansiyel amino asitleri kapsamının hayvanın sindirim sisteminde tamamen serbest hale geçebileceği hakkında da bir garanti veremez. 2. Proteinin sindirim derecesi bilinse bile, yemlerin işlenişleri veya yapılışları sırasında maruz kaldığı ısı ve diğer muamele ve etkenler yüzünden esansiyel amino asitlerinden bir kısmı, hayvanın yararlanamayacağı şekilde bağlanabilir. 3. Teşekkül eden dokunun amino asit kompozisyonuna göre amino asit ihtiyaçları, hayatın farklı dönemlerinde değişiklikler gösterir. Örneğin, çabuk tüy gelişimi sırasında veya şiddetli bir tüy dökülmesinden hemen sonra genç tavukların yumurtlamağa başladıkları zaman ihtiyaç duyulan amino asit kompozisyonları, vücut dokularınkinden çok farklıdır. Dolayısıyla diyetsel amino asit ihtiyaçları da bunlara bağlı olarak büyük değişme ve farklılıklar gösterebilir. 4. Amino asit ihtiyaçları, hayvanların beslendiği proteindeki diğer esansiyel amino asitlerin dengesine, fazla veya eksikliklerine göre de değişebilir. Amino Asitlerin Yararlılık Derecelerine Onların Maruz Kaldıkları Bazı Muamele ve Etkenlerin Tesirleri Kanatlıların rasyonlarına amino asit kaynakları olarak sokulan protein kaynaklarının çoğu, rasyona girmeden önce bazı muamelelere maruz bırakılmak zorundadır. balık unlarının kurutulması sırasında yağların otoksidasyonu aşırı bir ısının meydana gelmesine sebep olur. Keza, protein kaynakları yağların ekstraksiyonu ve bazı zararlı bileşiklerin tahribi için ısı muamelesine maruz kalabilirler. Eğer bütün bu muameleler uygun şekilde cereyan etmezse protein kalitesi için zararlı olabilirler. Bitkisel proteinlerin çoğu indirgeyen karbonhidratlar ihtiva ederler. Bunlar, proteinlerin serbest amino gruplarıyla kolayca reaksiyona girerler. Lisin, reaksiyona giren amino asitlerin başında gelir. Arginin, histidin ve triptofan da keza bu reaksiyonlardan etkilenen amino asitleridir. Bu tip karbonhidrat – amino asit reaksiyonlarına “Browning yahut Maillard” reaksiyonları denir. Browning reaksiyonları, sindirim enzimlerine bile dayanıklı bağların meydana gelmesine yol açabilir. Eğer reaksiyonlar adamakıllı ileri bir safhaya ulaşırsa, amino asitler, proteinlerin hidrolizinde bile serbest hale geçmeyecek şekilde bağlı bir durum gösterebilirler. Isı ile muamele karbonhidrat protein interaksiyonlarını hızlandırır. Isı, (Proteindeki serbest amino grupları ile aspartik ve glutamik asidin serbest karboksil grupları arasında olduğu gibi) bir protein molekülünde mevcut gruplar arasında çeşitli reaksiyonlara sebep olabilir. Eğer bu tip reaksiyonlar meydana gelirse, tabiatıyla, sindirim derecesi ve dolayısıyla o amino asidinden yararlanma dereceleri düşer. | ||
29-01-2007, 11:43 | #28 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Rasyona Aşırı Düzeyde Sokulan Tek Amino Asidin Etkisi Bazı şartlarda rasyona nispeten küçük miktarda amino asitin ilavesi civcivde büyümeyi geriletebilmektedir. Harper adlı bir bilgin bu durumları, amino asit dengesizlikleri, amino asit antogonizmaları ve amino asit zehirlenmeleri olarak üçe ayırarak sınıflandırmaktadır. 1. Amino asit dengesizlikleri çok düşük proteinli rasyonlarla kolayca gösterilebilmektedir. Örneğin, büyüme için ikinci derecede sınırlı amino asidinin rasyona çok fazla ilave edilmesi, büyümede deprasyona sebep olmakta, rasyona birinci derecede sınırlı amino asit ilave edilerek bu durum ortadan kaldırılabilmektedir. Dengesizlik suretiyle büyümede meydana gelen geriliğin nedenleri tam manasıyla anlaşılmamakla beraber, yem tüketiminin kontrol mekanizmasını etkilediği öne sürülmektedir. Birçok durumlarda, dengesiz rasyonun etkileri hayvanları soğuk bir çevreye koyarak, insülin enjeksiyonu yaparak veya zorla yem yedirmek suretiyle giderilebilmektedir. 2. Amino asit antogonizmaları, basit, dengesizlikten biraz farklıdır. Örneğin, dengesizlik yüzünden meydana gelen karakteristik büyüme depresyonu rasyona birinci derecede sınırlı amino asidi ilavesiyle giderilebilirken, antogonizm’de tek bir amino asidinin sebep olduğu büyüme depresyonu belki o amino asidine yapı bakımından benzeyen diğer bir amino asidi tarafından giderilebilmektedir. Örneğin, ilave valin ve izolösin olmadan rasyona sokulan aşırı düzeyde lösin önemli büyüme depresyonuna sebep olmaktadır. Aynı şekilde izolösin ve valin büyüme depresyonuna yol açmakta, losin ilavesiyle bu amino asitlerin zararlı etkileri hafifletilebilmektedir. Kanatlılarda lisin ve arginin amino asitleri, arasındaki antagonizm bilhassa önemlidir. Yüksek düzeyde lisin, civcivlerin arginin ihtiyacını belirli şekilde yükseltmektedir. Civcivlerde lisin/arginin oranı 1 : 1’den çok fazla olamaz. Civcivler için protein kaynağı olarak kazein ihtiva eden rasyonlarda lisin/arginin oranı 2 : 1 civarındadır. Bundan dolayı, lisince düşük rasyonlara göre, kazein ihtiva eden rasyonlarda, maksimum büyüme için arginin ihtiyacı çok yüksektir. Rasyonda fazla arginin olması halinde ise (eğer lisin miktarı çok düşük değilse) lisin ihtiyacı bundan pek etkilenmemektedir. Bir başka ifade ile aşırı argininin etkisi aşırı lisine göre daha az belirli olmaktadır. Aşırı düzeyde lisin plazma ve doku sıvılarında akümüle olmaktadır. Bunun nedeni olarak lisinin, oldukça yavaş bir şekilde metabolizmaya uğradığı gösterilmektedir. Arginin ise bu kadar akümüle olmamakta ve civcivler tarafından kolayca parçalanabilmektedir. Argininin lisin metabolizmasındaki etkisinin nispeten zayıf oluşu buna neden olarak gösterilmektedir. | ||
29-01-2007, 11:43 | #29 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 3. Bazı amino asitler, yüksek düzeylerde doğrudan doğruya tok******ler. Bu tip zehirlenme, bazı amino asitleri tarafından tamamen olmasa bile, kısmen giderilebilmektedir. Yüksek düzeylerde metiyonin, büyümeyi geriletebilir. Tirosin, fenilalanin ve triptofan da keza toksik olabilirler. Fakat toksik etkilerin ortaya çıkabilmesi için bu amino asitlerin rasyondaki düzeylerinin % 2-4 düzeyinde olması gerekir. Rasyonun niasin ve folik asitce noksan olması halinde glisin amino asidi de toksik olabilmektedir. Fakat glisin metabolizması için yeterli yardımcı faktörün bulunması halinde civcivler büyük miktarda glisini tolere edebilmektedir. İndividuel amino asit fazlalığında meydana gelen bu zararlı etkilerle, araştırmalarda özel rasyon formülasyonları sırasında karşılaşılmaktadır. Pratik şartlarda daha ziyade basit amino asit eksiklerine rastlanmaktadır. Amino Asitlerinden Yararlanma Broyler tipi kanatlılarda, vücut dokuları ve tüylerinde yer alan proteinlerin sentezi için, lisin metiyonin + sistinin nasıl değerlendirildiği Tablo 32’de verilmektedir. TABLO 32 Metiyonin + Sistin Lisin Yaş (Hafta) Dokularda ve tüylerde günlük depolama (Gr) Günlük ihtiyaç (Gr) Değerlen-dirme (%) Dokularda ve tüylerde günlük depolama (Gr) Günlük İhtiyaç (Gr) Değerlen-dirme (%) 1 2 3 4 5 6 7 8 0.066 0.133 0.273 0.383 0.441 0.536 0.584 0.618 0.099 0.220 0.395 0.525 0.610 0.790 0.825 0.970 67 61 69 73 72 68 71 64 0.135 0.275 0.420 0.500 0.58 0.71 0.77 0.91 0.145 0.315 0.565 0.745 0.865 1.130 1.175 1.385 93 87 75 67 67 63 66 66 Ortalama 68 73 Sülfür amino asitleri ve lisin bakımından endojen nitrojen kaybı önemli bir yekun tutmaktadır. Günlük amino asit depolanmasının hesaplanmasında aşağıdaki formülden yararlanılmıştır. Günlük amino asit Günlük ağırlık Karkas proteinlerindeki = X depolanması artışı, gr amino asit yüzdesi Tüylerdeki günlük Çiğ tüy proteinlerindeki X 0.82 X ağırlık artışı gr amino asit yüzdesi metiyonin + sistin dokularda yaklaşık olarak % 60 – 70 düzeyinde depolanabilmektedir. Lisinin vücut tarafından değerlendirilmesi daha da yüksek olup % 75 civarındadır. En yüksek derecede depolanabilen ise valin olup, değerlendirilme yüzdesi doku ve tüyler için beyaz Leghorn’larda % 85 civarındadır. Bu hesaplamalar, valin amino asidinin doku proteinlerinde depolanmasından başka fonksiyonlarının az; metiyonin ve sistin amino asitlerinin ise depolanma dışında daha bir çok fonksiyonlarının olduğunu göstermektedir. Yumurta Verimi İçin Hesaplanmış Amino Asit İhtiyaçları Leghorn’lar için yukarıdaki tabloda verilen rakamlar, bu amino asitlerin vücutta depolanma kabiliyetini göstermektedir. Doku ve tüylerde depolanmayan kısımların, ya absorbe edildiği veya depolanma dışındaki maksatlar için kullanıldığı kabul edilmektedir. Eğer yumurtlayan bir tavuğun, büyümede olduğu gibi aynı ölçü veya oranda bu amino asitleri yumurtaya depo etme kabiliyetine sahip olduğu kabul edilirse, yumurtada depolanan amino asidinden, yumurtlayan tavuğun günlük amino asit ihtiyaçları hesaplanabilir. Bu hesaplamalar ve 1, 2, 3. yumurtlama dönemleri için amino asit ihtiyaçları diyetsel proteinlerin yüzdesi olarak Tablo 33’te verilmektedir. | ||
29-01-2007, 11:44 | #30 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| TABLO 33 Günlük ihtiyaç* Diyetsel proteinin yüzdesi** Amino Asitler Dönem 2 Dönem 3 Dönem 1 Dönem 2 Dönem 3 Metiyonin Lisin İzolösin Valin 0.670 0.730 0.620 0.320 0.585 0.680 0.523 0.290 0.515 0.603 0.463 1.9 3.7 4.1 3.5 2.0 3.7 4.3 3.3 1.9 3.5 4.1 3.1 Gr protein/yumurtaxyumurtada % amino asidi **Günde tavuk başına yüz gramlık * Günlük ihtiyaç = yem tüketimi sağlayan enerji Amino asidinin depolanma yüzdesi düzeyi ve 1.dönemde %18; Günlük büyüme (eğer varsa) x dokulardaki amino asit 2.dönemde %16; 3.dönemde %15 protein sağlanması halinde Amino asidin depolanma yüzdesi *** Bu amino asitler 3.dönemde %85 verim düzeyinde yeterlidir. Şimdiye kadar verilen çeşitli tablolardan da anlaşılacağına göre, amino asit ihtiyaçları, ya minimum protein ihtiyaçları sağlanıp bunun bazı esansiyel amino asitlerce desteklenmesi ile, ya da rasyonda bütün esansiyel amino asitlerini yeterli miktarda sağlayacak bir protein düzeyinin uygulanmasıyla giderilebilir. Bu son durumda, protein düzeyi ekseriya minimum ihtiyacın çok üzerinde olup hem daha pahalı, hem de besleme yönünden aşağıdaki nedenlerle tatmin edici değildir: 1. Minimum protein düzeyinin sağlanmasında rasyonda yüksek miktarda mısır veya benzeri bir tahıl kullanılması zorunludur. Bu durumda, rasyona minimum yağ ilavesiyle, istenilen metabolik enerji düzeyini sağlamak mümkün olabilir. 2. Gerçi protein, enerji sağlamak için vücut tarafından kullanılabilirse de bunun randımanı diğer enerji veren besin maddelerinkinden daha düşüktür. Ayrıca aşırı protein kullanılması, gereğinden fazla ürik asit eksresyonuna sebep olur. Bu ise hayvan için metabolik bir yüktür ve gübrenin ıslanmasına yol açar. Islak dışkının ise bir çok mahzurları vardır. 3. Rasyonun, amino asitleri ve diğer besin maddelerini optimum düzeyde ve dengeli olarak ihtiva etmesi halinde spesifik dinamik ısı olarak enerji kaybı minimum olur ve daha fazla enerji prodüktif amaçla kullanılır. Doku Sentezi Dışında Bazı Amino Asitlerin Önemli Fonksiyonları Lisin, lösin, valin gibi esansiyel amino asitlerinden bir çoğunun sınırlı şekilde oksidatif bir parçalanmaya maruz kalmaları bir tarafa bırakılırsa, vücutta hemen hemen sadece doku proteinlerinin esas yapı ünitesi olarak kullanılırlar. Geriye kalan amino asitleri ise, doku proteinlerindeki rollerine ilaveten önemli metaboluk fonksiyonlara da sahiptirler. Metabolik olarak aktif olup amino asitlerden türeyen bazı hücre komponetleri aşağıda verilmektedir. 1. Metiyonin : Homosistein, sistein, sistin, kolin ve kreatin gibi bir çok bileşiklerin metil grupları. 2. Sistein : Glutation, taurin, kondroitin sülfat ve diğer mukopisakkaritlerde mevcut sülfatlar. 3. Arginin : Ornitin (civciv tarafından bazı detoksikasyon reaksiyonlarında kullanılır); kreatin’in guanido grubu ve üre. 4. Histidin : Dekarboksilasyona uğrayarak histamin meydana gelir. 5. Fenilalanin : Özel bir hidroksilasyon enzimiyle tirosine dönüştürülebilir. 6. Tirosin : Tiroid bezi tarafından iyot ilave edilerek tiroksin hormonu yapılır. Keza, adrenalin ve noradrenalin hormonlarının yapımı için başlangıç maddesi ve melanin pigmenti için prekursor olarak fonksiyon gösterir. 7. Triptofan : 5 – hidroksi – triptamin (serotonim) ve nikotinik asite çevrilir. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |