|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
29-01-2007, 11:56 | #71 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Bütün bu fonksiyonların çoğu birbirleriyle ilişkili olup, muhtemel olarak hepsi tiroid bezinin esas fonksiyonu olan, hücre oksidasyon hızını kontrol etme olayına bağlı bulunmaktadır. Eksiklik Semptomları İyot noksanlığı ve bunun sonucu azalan tiroid bezi salgısı anteriyör pituiter bezesini stimüle ederek, artan miktarda tiroid stimüle eden hormon (SH)’un salgılanmasına yol açar. Aşırı TSH, tiroid bezesinin büyümesine yol açar ki bu duruma “guatr” adı verilir. Guatr, vücudun, tiroid foliküllerinin salgılama yüzeyini artırma çabası sonunda ortaya çıkar. Histolojik olarak bu foliküller incelenirse, hipertrofi (hypertrophy) ve hiperplazi (hyperplasia) durumu açıkça görülebilir. Tiroid aktivitesinin azalması yahut, thiouracil ve thiourea gibi bileşiğin tiroid aktivitesini engellemesi sonucu, yumurta tavukları, yumurtlamayı kesip, adamakıllı yağlanırlar ve tüyleri dantela şeklinde anormal derecede uzar. Böyle hayvanlara tiroksin yahut iyode kazein verilmesi bütün bu olumsuz etkileri ortadan kaldırır; hayvanlar tekrar yumurtlamağa başlarlar ve yumurta kabuk kalitesi de iyileşir. Yumurtaların iyot kapsamları rasyon tarafından önemli derecede etkilenir. Perdue Üniversitesinde yapılan çalışmalar, damızlık tavuklarda iyot noksanlığının, yumurtadaki iyot kapsamını azaltarak, çıkış gücünün düşmesine, yumurtadan çıkış süresinin uzamasına, yumurta sarısının civciv tarafından absorpsiyonun gecikmesine yol açtığını göstermiştir. İyot noksanlığına maruz embriyonlarda tiroid bezi büyümüş; foliküler epitelyumda da hipertrofi saptanmıştır. İyot İhtiyaçları NRC, büyüyen civcivler için iyot ihtiyacını rasyonun kilogramı için 350 uğ; yumurtlayan tavuklar için ise 300 ug olarak saptamıştır. Perdue Üniversitesinde yapılan çalışmalarda ise, civcivler maksimum büyümeleri için 75 ug iyot/kg rasyon, yeterli bulunmuş fakat normal tiroid histolojisi için en az 300 ug iyot/kg rasyon gerekli bulunmuştur. Yine aynı üniversitenin araştırıcıları, iyotça yeterli rasyonlarla beslenen tavuklarda vücut iyot rezervlerini tüketmenin kolay olmayacağını saptamışlardır. Hatta kg rasyonda sadece 10-19 mikrogram iyot olması halinde bile, yumurta tavuklarında bu eksiklikten bir yıldan fazla bir sürede tiroid bezi büyüklüğünün etkilenmediğini ortaya çıkarmışlardır. Gelişme devrelerinde iyotça noksan diyetlerle beslenip, yumurtlamağa başladıktan sonra kilogramında sadece 10-27 mikrogram iyot kapsayan rasyonlarla beslenen tavuklarda ancak 21 haftalık bir yumurtlamadan sonra haifif bir foliküler hipertrofi ve hiperplazi saptanabilmiştir. | ||
|
29-01-2007, 11:56 | #72 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| KÜKÜRT Hayvan vücudunda yer alan kükürdün çoğu, metiyonin, sistin ve sistein gibi amino asitlerini kapsayan proteinlerde bulunur. Biyotin ve tiyamin vitaminleri ile insulin hormonu ve glutathione kükürt kapsar. Vücut inorganik formda kükürdü ancak çok küçük bir düzeyde kapsar. İnorganik kükürdün de en büyük kısmı, kıkırdak dokusunun yapı maddesi olan kondroitin sülfatta yer alır. Kan küçük miktarda sülfat ve tiyosiyonat iyonlarını ihtiva eder. Gerek kanatlılar gerekse diğer hayvanların kükürt ihtiyacı ancak organik formdaki kükürt bileşikleri, bilhassa kükürtlü amino asitlerle giderilebilmektedir. Ruman bakterilerinin elementel kükürtten yararlanarak, bunu kükürtlü amino asitlerin sentezinde kullanabildiklerine dair bazı deliller ele geçirilmiştir. Bu sonuçlar daha ziyade kükürtçe düşük saflaştırılmış rasyonlarla yapılan çalışmalardan sağlanmıştır. Pratik rasyonlarla yapılan çalışmalarda ise, rasyona inorganik kükürt ilavesinin herhangi bir yarar sağlandığı saptanmamıştır. Sulfatlardan vücudun kondroitin sulfat bileşiğini sentezleyebileceği S35 izotopu kullanılmak suretiyle ispatlanmıştır. Kanatlılara gelince, yukarıda işaret edildiği gibi hayvanın kükürt ihtiyacı kükürtlü amino asitleri tarafından karşılanır. Bu amino asitlerin fazlası, protein sentezi dışındaki kükürtlü bileşiklerin yapımı için kullanılır. Metiyonin ve sistin amino asitlerin rasyonda düşük olması halinde, sülfatların bu bileşiklerin ancak küçük bir kısmının yerine vücutta kullanılabileceğini yapılan çalışmalar göstermiştir. Bu konu üzerinde halihazırda yoğun bir şekilde çalışılmaktadır. SU Gerçi su inorganik bir element olarak sınıflandırılamaz ise de, hayvan vücudunda yer alan en önemli inorganik kimyasal bileşiklerden biri olduğu şüphesizdir. Vücudun normal fonksiyonu için su esansiyel bir bileşiktir. Besin maddelerinin, metabolitlerin, artık ürünlerin, hücrelere veya hücrelerden dışarıya naklinde rol oynayan interselüler, intraselüler sıvıların ve kanın esas yapı maddesini su meydana getirir. Spesifik ısının yüksek olması, bu hazlaşma özelliklerinden dolayı vücudun sıcaklığını kontrol etmede en önemli unsurdur. Vücudun PH’sı ozmotik basıncı, elektrolit konsantrasyonları kontrol eden reaksiyonlara ve fizyolojik değişmelere iştirak eden bir bileşiktir. Su, böylece vücutta homeostatis’in sağlanmasında yardımcı olmaktadır. Kanatlılar, susuzluğa göre, açlığa çok daha uzun süre dayanabilmektedirler. Bir günlük susuzluk bile, meydana gelen fizyolojik değişmeler yüzünden broyler hayvanlarda büyümede azalmaya, yumurta tavuklarında, yumurtlamanın durmasına ve muhtemel olarak tüy dökümüne sebep olmaktadır. Açlığa maruz bir hayvan, vücudundaki hemen hemen bütün glikojen ve yağı, proteinlerinde yarısını ve vücut ağırlığının %40’ını kaybettiği zaman yaşayabilmekte, fakat vücut suyunun %10’unun kaybolması önemli metabolik bozukluklara yol açmakta; %20’sinin kaybolması ise ölümle sonuçlanmaktadır. | ||
29-01-2007, 11:56 | #73 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Kanatlılarda Vücutta Su Kapsamı Bir haftalık bir civcivin vücudundaki su düzeyi yaklaşık olarak %85’tir. Hayvan büyüdükçe, vücut su kapsamı yavaş yavaş azalarak 42 haftalık ergin bir tavukta %55’e kadar düşer. Gerçi vücut proteinleri artarsa da, azalan suyun yerini çoğu zaman yağ kapsar. Bütün yumurtanın su düzeyi %65 civarındadır. Su Kaynakları Kanatlılar su ihtiyaçlarını içme suyu ve yemlerdeki sudan sağlarlar. Buna ilaveten, karbonhidrat, yağ ve proteinlerin nihai oksidasyonları sonucu son ürün olarak vücutta su ortaya çıkar ki bu dahili suya “metabolik su” adı verilir. Deve ve koyun gibi bazı hayvanlar su ihtiyaçlarının önemli bir kısmını yiyeceklerdeki su ile yiyeceklerin metabolizmaları sırasında ortaya çıkan metabolik sudan sağlarlar. Optimum büyüme verim ve yemden yararlanma için kanatlıların devamlı, temiz ve serin suya ihtiyaçları vardır. Pratik rasyonlar yaklaşık olarak %10 düzeyinde su kapsarlar. Bu tip rasyonlarla beslenen hayvanlar normal şartlarda başlangıç ve büyüme pery****da, yemin her gramı için 2.0-2.5 gr; yumurtlama döneminde ise 1.5-2 gr suya ihtiyaç gösterirler. Yapılan çalışmalar, bir haftalık civcivlerde günde hayvan başına su tüketiminin 27 gr; 32 haftalık hayvanlarda 485 gr olduğunu göstermiştir. Birinci haftada gübrede su kapsamı günde hayvan başına 16.6 gr; 32. haftada ise 319 gr olarak saptanmıştır. Birinci haftada, buharlaşma ile kaybolan su günde hayvan başına 3.3 gr; 32. haftada ise 53 gram olarak tespit edilmiştir. Yumurtlanan her yumurta için su ihtiyacının 35 gr kadar olduğu saptanmıştır. | ||
29-01-2007, 11:57 | #74 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Çevre Isısının Etkisi Çevre sıcaklığı termal notralite sınırını (ki bu tavuklarda 14.5-25.5°C arasında düşer) aştığı zaman, hayvanlarda solunum sıklaşır ve bunun sonucu olarak, akciğerler yoluyla evaporasyon (su buharlaşması) hızlanır; su tüketimi önemli derecede yükselirken yem tüketimi düşer. Akciğerler yoluyla su kaybı vücut ısısının elemine edilmesinde yardımcı olur. Su tüketiminin artması ile böbrekler yoluyla da su ekskresyonu artar ve bu durum dışkıda su kapsamının artmasına yol açar. Bu mekanizmalar, hayvanın vücut sıcaklığını normal seviyede tutabilmesi için gereklidir. Eğer çevre ısısı 21°C’den 32°C’ye yükselirse hayvanların su tüketimi %100 düzeyinde yükselir. Su tüketimini ve su ekskresyonunu azaltan veya çoğaltan bir çok faktörler mevcut bulunmaktadır. Bunlar arasında, diyetsel sodyum ve potasyum tuzları, protein düzeyi, ham selüloz düzeyi, melas, peynir suyu, enzimler, çeşitli tad veren maddelerle katkı maddeleri sayılabilir. Bazı katkı maddeleri su tüketimini önemli derecede yükseltirken, diğer bazıları ise düşürmektedirler. Yapılan çalışmalar, kanatlıların içme suyu sıcaklığına karşı çok duyarlılık gösterdiklerini, ılık ile sıcak arasındaki suyu içmek istemeyip serin suyu tercih ettiklerini göstermiştir. Yalnız çok soğuk havalarda suyun hafifçe ısıtılmasının su tüketimini artırdığını ve yumurta verimini yükselttiğini bazı araştırıcılar bildirmişlerdir. Koksidiyaz ve enfeksiyöz bronşit gibi bazı hastalıkların yem ve su tüketimini önemli derecede düşürdüğünü yapılan çalışmalar göstermiştir. Su Eksikliği Semptomları Normal su tüketiminin %20 düzeyinde düşürülmesi, broiler’lerde yemden yararlanmanın önemli derecede düşmesine yol açmakta ve bunun sonucu olarak da büyüme hızı gerilemektedir. Su yetersizliği, besin maddelerinin kursaktan sindirim sisteminin diğer kısımlarına geçişini düşürmekte ve sindirim hızını azaltmaktadır. Kanatlılarda suyun vücutta bir siklus mekanizmasına sahip olduğu bazı araştırıcılar tarafından öne sürülmüştür. Bunlara göre su, vücut sıvılarından kursağa mobilize olmakta, absorbsiyon sırasında ise tekrar vücut sıvılarına dönmektedir. Yemin kursağa alınmasından 7-11 saat sonra kursak kapsamındaki su kapsamı azalmaktadır. Kursak tarafından buradaki su miktarının sınırlandırılabilmesi vücutta bir “feedback” veya diğer bir mekanizmanın mevcut olduğu görüşünü kuvvetlendirmektedir | ||
29-01-2007, 11:57 | #75 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Uzun süre susuzluğa maruz kalmış civcivlerde, nefroz, kan dolaşımında eritrositlerin aşırı çoğalması (polisitemi), bacak derilerinde büzülme, buruşma ve dehidrasyonun diğer bilinen semptomları ortaya çıkar. Susuzluğa maruz kalan ergin tavuklarda ise, ovaryumlarda nekroz, proventrikulit (proventrikülüs iltihabı) ve nefroz gibi arazlar görülür. Yumurtlayan tavuklarda bu arazların yanı sıra, yumurta büyüklüğünde ve yumurtlarlığında önemli derecede düşme, yumurta kabuğunun çok incelmesi gibi semptomlarda ortaya çıkar. Susuzluk bilhassa bu semptomları hemen meydana getirir. Öyle ki, 48 saatlik susuzluktan sonra yumurta kabukları adamakıllı incelir ve bunu bazı yumurtaların kabuksuz oluşu takip eder ve nihayet yumurtlama tamamen durur. Aşırı Su Kursağa zorla aşırı su sokulması hayvanda yem tüketimini azaltarak büyümenin gerilemesine yol açmaktadır. Kanatlıların istemli olarak aşırı su tükettiklerine dair herhangi bir delil mevcut değildir. Eğer kanatlı hayvanlar normalin üstünde su tüketiyorlarsa bunun nedenini çevre ısısının yüksek olması yani sıcaklık stresi dolayısıyla vücut sıcaklıklarını normal düzeyde tutabilme güçlüğünde yahutta sodyum, potasyum, laktoz veya ekskresyona uğratılma zorunluğu olan diğer maddelerin rasyonda aşırı düzeyde bulunmasında aramak lazımdır. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |