|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
29-01-2007, 11:32 | #1 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
|
KANATLILARIN BESLENMESİ GİRİŞ Kanatlılar, çeşitli besin maddelerinin keşfedilmesinde, izole edilmesinde, tanımlanmalarında önemli roller oynamışlardır. Bu hayvanların hemen hemen bütün beslenme araştırmalarında kullanılmaları, diğer hayvanlar ve insanlar için de geçerli beslenme prensiplerinin ortaya çıkmasına yardımcı olmuştur. Bu araştırmalarla kanatlıların beslenmesine dair elde edilen bilgiler, dünyada mevcut diğer hayvan türlerine göre çok daha fazla olmuştur. Geçen yirmi beş yıl içinde kanatlıların, sayısı 40’tan fazla olan besin maddeleri ihtiyaçları oldukça dar sınırlar içerisinde başarıyla tayin edilebilmiştir. Ayrıca kanatlıların rasyonlarında bulunan çeşitli besin maddelerinin daha doğru olarak tayin edilme imkânları ortaya çıkmıştır. Kanatlılar, genel olarak, insan yiyeceği olarak kullanılmayan yemlerin değerlendirilmesine ve onların insanlar için çok değerli olan besin maddelerine çevrilmesine hizmet eden hayvanların başında gelmektedir. Onmivor olmaları çok çeşitli yiyeceklerden yararlanabilmelerine imkân vermektir. Bir araştırıcıya göre, yemlerin insan yiyeceğine dönüştürülmesi bakımından, bilhassa protein ve yağ esas alındığında, tavuk, süt ineğine yakın bir değer gösterebilmekte domuzu ise geçmektedir. Et tipi tavuklar ve hindiler, yüksek proteinli ve düşük yağlı et verebilmekte ve yenebilen birim kısma düşen yem miktar ve masrafı sığır ve domuzlara nazaran daha düşük olmaktadır. Kanatlıların insanlığa yararları sadece sağladıkları et ve yumurtaya dayanmamaktadır. Daha önce açıklandığı gibi kanatlılar, beslenme ile ilgili araştırmalarda, diğer hayvan türlerine göre çok daha fazla kullanılmışlar ve bu alandaki gerçeklerin ortaya çıkmasına büyük katkılarda bulunmuşlardır. Bunun en önemli nedenlerinden biri onların rasyondaki besin maddeleri eksikliklerine farelerden daha hassas olmalarıdır. | ||
|
29-01-2007, 11:35 | #2 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Kanatlılardan deneme hayvanı olarak aşağıdaki çalışmalardan yararlanılmıştır: A – Vitaminlerle İlgili Çalışmalarda Vitaminlerle ilgili çalışmalarda civcivler test hayvanı olarak tercih edile gelmişlerdir. Örneğin, yemlerde mevcut total vitamin A aktivitesini tayin etmede, civcive diğer hayvanlara nazaran öncelik verilmektedir. Çünkü, çeşitli formlarda çeşitli düzeyde aktivite ihtiva eden bu vitamine civcivin ihtiyacı fareler ve diğer hayvanlarınkinden daha fazladır. Vitamin D ile ilgili bilgilerin elde edilmesinde civciv önemli bir rol oynamıştır. Halen bu vitamin ile ilgili çalışmalarda tercih edilen bir deneme hayvanıdır. 1897 yılında Eijkman, Beriberi hastalığının nedeni olan tiyamin noksanlığıyla ilgili çalışmalarda da kanatlıları kullanarak başlamıştır. Tiyamin noksanlığının kuşlarda “polyneuritis” hastalığına yol açtığı tespit edilmiştir. Bu çalışmalardan sonra B1 – vitamini (tiyamin ) 1926 yılında saf olarak elde edilmiştir. Vitamin E, selenyum, sistin ve metiyonin gibi besin maddeleri eksikliklerince ortaya çıkan beyaz kas hastalığı (muscular dısrophy), yıllarca gerek insanlarda ve gerekse diğer hayvan türlerinde geniş tahribata sebep olmuştur. Civciv yukarıdaki besin maddeleri noksanlığına gayet iyi cevap verebildiğinden, hastalığın nedenlerinin araştırılmasında bir numaralı deneme hayvanı olarak hizmet etmiştir. Civciv, aynı şekilde, riboflavin, vitamin K, pantotenik asit, biyotin, folik asit, vitamin B12 gibi vitaminler hakkında, geniş bilgiler elde edilmesinde birinci derecede rol oynayan test hayvanı olmuştur. B – Antibiyotiklerle İlgili Çalışmalar Bugün gerek hastalıklara karşı savaşta, gerekse büyümeyi pozitif yönde etkileyici olarak, kanatlılar ve insanlar dahil bir çok evcil hayvanlarda çeşitli antibiyotikler oldukça geniş çapta kullanılmaktadır. C – Minerallerle İlgili Çalışmalar Bir çok hayvanlar tarafından küçük miktarda ihtiyaç duyulan iz minerallerin önemi, ancak civcivlerle yapılan çalışmalar sonunda ortaya çıkarılmıştır. “Slipped tendon” veya persosis adı verilen hastalık, civcivlerde manganez noksanlığı ile teşhis edilmiş, böylece manganezin, bütün hayvan türleri için gerekli olan bir element olduğu ortaya konulmuştur. Civcivler kullanılarak üzerlerinde geniş çapta araştırmalar yapılan diğer mineraller de şunlardır: K, g, Ca, P, I, Zn, Cu Mo – ve Se. Bu minerallerin hepsinin insan ve hayvan beslenmesinde önemli fonksiyonları vardır. | ||
29-01-2007, 11:36 | #3 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| D – Aşılarla İlgili Çalışmalarda Kanatlıların yumurtası, kendine mahsus özellikleri bulunan çok önemli bir üründür. Hayatın devamı için gerekli bütün besin maddelerine ve faktörlere sahip olduğu gibi, pratik olarak da mikroorganizmalardan steril bir durumdadır. Yumurtanın bu özelliği, en küçük bir organizma olan virüse ait kültürlerin hazırlanmasında büyük önem taşımaktadır. Bilindiği gibi, virüsler insanlarda ve hayvanlarda çok çeşitli hastalıklara sebep olmaktadır. Bunlardan başka kanatlılar, arterıoskleroz gibi önemli damar hastalıkları ile ilgili çalışmalarda embriyoloji, endokronoloji ve genetik dallarında deneme hayvanı olarak büyük hizmetlerde bulunmuşlardır. KANATLILARDA SİNDİRİM SİSTEMİ Kanatlı hayvanların beslenmelerine başlamadan önce, sindirim sistemi hakkında kısaca bilgi vermek faydalı ve gereklidir. Kanatlıların sindirim sistemi ruminantlarınkinden geniş çapta, diğer hayvan türlerinkinden de belirli bazı farklar gösterir. Sindirim sistemlerinin farklı oluşu beslenmelerinde kullanılan yemlerin cins ve miktarlarını önemli derecede etkiler. Örneğin, kanatlılar selüloz, hemiseluloz gibi kompleks polisakkaritlerden hemen hemen hiç yararlanamazlar. Rasyonlarında kolay sindirilebilen yemlerin kullanılması zorunludur. Kanatlılarda sindirim sistemi bir sindirim kanalı ile buna ek veya yardımcı organlardan (karaciğer, pankrens ve dalak) ibarettir. Sindirim sistemi, yiyeceklerin alınması, depolanması, sindirilmesi ve artık maddelerin dışarı atılması gibi fonksiyonları yerine getirir. Sindirim Kanalı Sindirim kanalı, Şekil 1’de görüldüğü gibi, ağız, yemek borusu (esophagus) kursak (ingluvies) bezli mide (pars glandularis) taşlık (pars muscularıs), ince bağırsaklar, (ıntestinum tenue) kör bağırsaklar (ceecum), kalın bağırsaklar (intestinum crassum), klooka (clooka) ve anus’dan ibarettir. 1- Üst Larenks 23- Infundibulum 2- Trakea 24- Magnum 3- Alt Larenks 25- Isthmus 4- Bronşlar 26- Uterus 5- Akciğerler 27- Böbrekler 6- Kalp 28- Ureterler 7- Özofagus 8- Kursak 9- Bezli Mide 10- Katı Mide 11- Karaciğer 12- Safra Kesesi 13- Dalak 14- Pankreas 15- Duedenal Kıvrımı 16- İnce Barsak 17- Kör Barsaklar 18- Kalın Barsak 19- Fakricine Bezesi 20- Kloake 21- Anus 22- Ovaryum Şekil 1: Tavuğun İç Organları AĞIZ Kanatlılarda ağız, dudak, yanak ve dişlerin olmamasıyla karakterize edilir. Gaga küçük yem parçalarını alabilecek şekilde gelişmiştir. Ayrıca parçalamaya da elverişlidir. Dil, sivrilmiş olup dikenimsi bir çıkıntıya sahiptir. Bu kısmın fonksiyonu yemlerin yemek borusuna inişini sağlamaktır. Kanatlılar – diğer hayvanlar kadar olmamakla beraber – tad alma duygusuna sahip olup dillerinin altında 90 adet kadar tad alma cisimcikleri bulunur. Bu cisimciklerin sayısı 6000 – 10.000, ineklerde 40.000 civarındadır. | ||
29-01-2007, 11:37 | #4 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| YEMEK BORUSU Yemek borusu ağız tabanının arka kısmından glandüler mideye kadar uzanır. Yemek borusunun uzunluğu olgun kanatlılarda 15-20 cm civarındadır. Yemek borusunda mükoz bir sıvı salgılanır. Bu salgının fonksiyonu yemlerin kursağa inişini kolaylaştırmaktır. KURSAK Yemek borusunun vücut boşluğuna girdiği yerde genişleyerek meydana getirdiği bir kesedir. Yapısı aynen yemek borusunun yapısına benzer. Aralarındaki yegane yapı farkı, mükoz bezlerinin bu organda, yemek borusuyla kursağın birleşme yerinde yer almasıdır. Kursak, tavuklar, ördek ve güvercin gibi tane yiyen kanatlılarda iyi gelişmiştir. Kursağın esas fonksiyonu, yemlerin burada toplanıp bir müddet tutularak yumuşatılmasını sağlamaktır. Bu fonksiyonu ile bir nevi rezervuar gibidir. Tükürükte bulunan amilâz, kursakta karbonhidratların şekere çevrilmesinde çok az etkili olmaktadır. Esasen kursakta amilolitik ve proteolitik enzimlerin mevcut olup olmadığı hakkında araştırıcılar arasında görüş ayrılığı vardır. Bazı araştırıcılar, kursakta bulunan enzimlerin yem gibi bir dış kaynaktan veya bezli mide, katı mide (taşlık), duodenum gibi sindirim kanalının diğer kısımlarından geldiğini öne sürmektedirler. BEZLİ MİDE İnsanlardaki mideye tekabül eder. Kursak ile katı mide (taşlık) arasında yer alır. Bu midede yer alan bezler hem bir gastrik proteaz olan pepsini hem de HCI asiti salgılar. Yemlerin buradan pars muscularis adı verilen katı mideye geçişi ancak saniyelerle ifade edilebilecek kadar kısa sürer. Olgun hayvanlarda bezli midenin PH’sı 4-4.5 civarındadır. Hcl ve pepsinojenle karışmış olarak katı mideye gelen yemler, burada PH’nın 2-3 olduğu bir ortam bulurlar. Zaten pepsinin en iyi çalıştığı hidrojen iyonu konsatrasyonu bu sınırlar arasında düşer. KATI MİDE (TAŞLIK) Bezli mide ile ince bağırsaklar arasında yer alır esas fonksiyonu yemlerin parçalanmasını sağlamaktır. Bu nedenle kuvvetli kaslara sahiptir. Mide yüzeyi keratinleşmiş bir durum gösterir. Buradaki kaslar istemsiz olup, her 20-30 saniyede çok kuvvetli bir şekilde kasılırlar. Yemle birlikte küçük taş parçalarının sağlanmasının, kanatlılarda dane yemlerin sindirim derecesini yükselttiğini denemeler göstermiştir. Fakat yemlerin ince olarak sağlanması halinde bu küçük taş parçalarının sindirim derecesini yükseltmesi ancak çok küçük bir düzeyde (%3) olmaktadır. Halbuki tüm dane yem verilmesi halinde, taş parçaları, danenin sindirimini %10 yükseltebilmektedir. | ||
29-01-2007, 11:37 | #5 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| İNCE BAĞIRSAKLAR Katı mideden kalın bağırsağa kadar olan kısmı kapsar. Sindirim kanalında yemlerin sindirim ve absorpsiyonu için en önemli kısmı teşkil eder. Duodenal kıvrımda pankreas yer alır. Gastrik sindirim, muhtemel olarak duodenum başlangıcından, pankreas ve safra sekresyonlarının bağırsağa döküldüğü kısma kadar devam eder. Bu salgılar 5-6.5 PH derecelik bir asitlik meydana getirir ki bu, gastrik proteazların faaliyetini önler. Fakat bağırsak ve pankreas enzimlerinin çalışmasına imkân verir. Üç esas yem komponti (Karbonhidratlar, proteinler ve yağlar) de pankreatik sekresyonlardan etkilenmektedir. Karbonhidratların hidrolizi esas olarak pankreatik amilazlar tarafından yerine getirilmektedir. Tavuklarda safranın da amilolitik aktiviteye iştirak ettiği tespit edilmiştir. Keza pankreas, bilinen bütün lipaz’ları da temin etmektedir. Civciv ve tavukta sindirim kanalının çeşitli kısımlarının boyutları Tablo 2’de verilmektedir. TABLO 2 CİVCİV VE TAVUKTA SİNDİRİM KANALININ ÇEŞİTLİ KISIMLARININ BOYLARI (Beş Hayvan Ortalaması) Ölçülen Kısım YAŞ 20 günlük (cm) 1.5 yıl (cm) Gaga – kursak Gaga – proventriculus Duodenum Ileum ve jejunum Kör bağırsak Rektum ve kloaka 85 7.5 11.5 12 49 5 4 210 20 35 20 120 17.5 11 KÖRBAĞIRSAK Körbağırsak kalın ve ince bağırsağın birleşme yerinde, uçları kapalı iki torba şeklinde yer almıştır. Olgun bir tavuktaki uzunluğu 17.5 cm civarındadır. İnce bağırsağa yakın olan kısmında Villus mevcuttur. Genel yapısı ince bağırsağınkine benzer. Orta kısmında ise Villus sayısı daha az ve şekilleri de değişiktir. Kör olan uçta ise Villus yoktur. KALIN BAĞIRSAK Kanatlılar genel olarak kısa bir kalın bağırsakla karakterize edilirler. İnce bağırsağın iki misli kalınlıkta olup 10-20 cm uzunluğundadır. İnce bağırsaktan Kloako’ya kadar olan kısmı kapsar. Yapısı biraz ince bağırsağın yapısına benzer. Kalın bağırsağın, artıkların dışarıya atılıncaya kadar tutulması ve suyun absorbsiyonu gibi fonksiyonları vardır. Suyu absorbe etme fonksiyonu ile vücudun elektrolit dengesinde rol oynadığı öne sürülmektedir. Kalın bağırsak, sidiğin de müşterek olarak atıldığı kloako ile irtibat halindedir. Radyoğrafik çalışmalarla, irdarın da kalın bağırsağa geldiği ve burada suyunun ve tuzlarının absorbe olduğu ispatlanmıştır. Organik besin maddeleri bakımından burada herhangi bir sindirim ve absorbsiyon olayı meydana gelmemektedir. Çünkü, kalın bağırsağı çıkarılmış hayvanlarla, kalın bağırsağı çıkarılmamış hayvanlar arasında sindirim bakımından herhangi bir fark bulunmamaktadır. | ||
29-01-2007, 11:37 | #6 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| YARDIMCI ORGANLAR KARACİĞER Kanatlılarda iki lob’dan meydana gelen bir organ olup, sağ lob, soldan daha geniştir. Her lob’dan duodenum’a açılan bir safra kanalı vardır. Sol safra kanalı duodenumla direkt irtibat halindedir. Safra kesesi bulunan kanatlılarda, sağ safra kanalının genişleyen kısmı safra kesesini meydana getirir. Safra kesesi kanatlı hayvanların hepsinde mevcut değildir. Safranın kanatlılardaki fonksiyonu hakkında bugün bile bilinenler yeterli değildir. Safranın yağları emijlsüfiye etmek ve pankreatik hipazı aktive etmek suretiyle yağların absorbsiyonunu kolaylaştırdığı öne sürülmektedir. Ayrıca, ihtiva ettiği amilaz enzimi ile de, karbonhidratların sindiriminde rol oynamaktadır. Karaciğerin, safra salgılayarak sağladığı sindirim fonksiyonundan başka protein, yağ ve karbonhidrat metabolizmalarıyla, metobolitlerin zararsız hale getirilişleri gibi pek çok fonksiyonları daha vardır. Karaciğerin bu fonksiyonlarına burada değinilmeyecektir. PANKREAS Kanatlılarda duodenal kıvrımda yer alır. Karbonhidratlar, proteinler ve yağların sindirimleri için amilaz, tripsin ve lipaz gibi çeşitli enzimleri salgılar. Ayrıca şeker metabolizmasını regüle eden, insülün de pankreas tarafından salgılanır. | ||
29-01-2007, 11:37 | #7 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| YEMLERİN SİNDİRİM KANALINDAN GEÇİŞİ VE BUNU ETKİLEYEN ÇEŞİTLİ FAKTÖRLER Yemlerin sindirim kanalından geçiş hızlarını tayin için çeşitli metodlar kullanılmıştır. Bu metodların başlıcaları şunlardır: 1. Yemleri belirli bazı boyalarla boyayarak, gübrede görülen boyalardan, hangi yemin önce veya sonra sindirim kanalını terk ettiğini bulmak. Yulaf gibi bazı yemler boyalarla işaretlenmeden gübrede ayrılabilmektedir. 2. Aynı zamanda yemlenen hayvanların, farklı zamanlarda öldürülerek yemlerin belli sürelerde sindirim kanalının neresine ulaşabileceğini tespit etmek. 3. Yemlerin sindirim kanalından geçişlerini X ışınları ile takip etmek. 4. Sindirim kanalının muhtelif kısımlarına kanül (tüp) tatbik ederek yenen yemleri o kısımlardan toplamak. Araştırıcılar yukarıdaki çeşitli metodları kullanarak yaptıkları çalışmalarda zaman zaman oldukça farklı sonuçlar elde etmişlerdir. Yapılan çalışmaların çoğunda yemlerin kursağı terkediş süreleri esas tutulmuştur. Sindirim Kanalından Yemlerin Geçişini Etkileyen Çeşitli Faktörler: 1. Bu faktörlerin başında hayvanın açlığı gelir. Hayvanın açlık süresi arttıkça yemlerin geçiş hızı artar. Öyle ki, iyice aç bırakılmış hayvanlarda yemler 30-60 saniyede kaslı mideye, 10 dakikada ince bağırsaklara, 2 saatte kalın bağırsağa ulaşabilmektedir. Fakat ince bağırsakların, sindirilen yemlerden tamamen boşaltılabilmesi 24 saatı gerektirmektedir. 2. Hayvanın yaşı. Genç hayvanlarda yemlerin sindirim kanalından geçişleri yaşlı hayvanlara göre daha hızlı olmaktadır. 3. Heyecanlanma. Hayvanların herhangi bir nedenle heyecanlanmaları yemlerin sindirim kanalından geçişini geciktirmektedir. 4. Hayvanın yumurtlayıp yumurtlamadığı. Yemlerin geçiş hızı yumurtlayan tavuklarda yumurtlamayanlara göre daha hızlı olmaktadır. 5. Diyetsel faktörler: a) Yemin Su Kapsamı: Kuru yemler, sulu yemlere nazaran daha uzun süreyle kursakta kalmaktadırlar. b) Diğer Diyetsel Faktörler: Faktör : Etkisi : % 12 oranına kadar yağ yok Ham selüloz yok Antibiyotik (Chlartetracycline) yok Karbonhidratlar : Laktoz Geçişi, en hızlı Sukroz İkinci derecede hızlı Dekstrin Üçüncü derecede hızlı Protein Sindirimi İli Ortaya Çıkan Problem: | ||
29-01-2007, 11:38 | #8 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Kanatlılarda, böbrek yoluyla dışarı atılan, nitrojen, kalın bağırsak yoluyla dışarı atılan ve sindirilmeyen nitrojen ile kloaka’da karışmaktadır. Bu durumda nitrojen ekskresyonunun hangi kısmının böbrekler yoluyla, hangi kısmının bağırsak yoluyla geldiği sorunu ortaya çıkmaktadır. Bu sorunu çözebilmek için aşağıdaki yollardan biri uygulanmaktadır. 1. Hayvan üzerinde bir operasyon uygulanarak, üreterlerin kloaka’ya açılması önlenir. Ürin ayrı bir kaba toplanır. Hayvana Colostomy tatbik edilerek dışkı vücudun dışında da toplanabilir. Bu operasyonda kalın bağırsaktan delik açılarak, dışkının dışarıya alınması sağlanır. 2. Karışık olarak dışarıya atılan artıklar mekâniki olarak birbirlerinden ayrılmaya çalışılır. 3. Karışık dışkıdaki ürik asidin tamamen böbrek yoluyla geldiği kabul edilir. Aşağıdaki tabloda (3) ürin nitrojeninin total nitrojene göre yüzdesi verilmektedir. TABLO 3 5-6 haftalık civcivlerde, idrardaki nitrojenli ürinlerin total nitrojenin yüzdesi olarak dağılımı (O’dell ve çalışma arkadaşları 1960) Ürik asit nitrojeni Allontoin nitrojeni Diğer purinlere ait nitrojen NH3 nitrojeni Üre nitrojeni Kreatin ve Kreatinin nitrojeni Amino asit nitrojeni Tayin edilmemiş nitrojeni 76 -- -- 15.4 5.6 0.2 1.7 1.2 Burada görüldüğü gibi ürin nitrojeninin büyük bir kısmı ürik asittir. Yuvarlak rakam olarak idrar nitrojeninin %80’nin ürik asitten geldiği kabul edilmektedir. Bu rakam esas tutularak fekal nitrojen hesap edilebilmekte, bundan da, sindirim derecesi tayin edilebilmektedir. Bu metod bazı durumlarda tatmin edici ise de, ürik asitin konstant bir değer göstermemesi yüzünden güvenilir değildir. Çünkü ürik asidin idrardaki düzeyi, bir dereceye kadar rasyondaki protein düzeyine bağlıdır. Ayrıca dışkıdaki bakteriyel parçalanmalar ve diğer bazı faktörler de idrardaki ürik asit düzeyini etkileyebilmektedir. KANATLILARIN BESLENMESİNDE BİLİNMESİ GEREKLİ BAZI ENERJİ TERİMLERİ Total Enerji: Yemlerin ihtiva ettiği enerjinin tamamı olup, yemin veya yiyeceğin Bomb kalorimetresinde yakılmasıyla tayin edilir. Hazmolabilir Enerji: Total enerji – dışkı ile kaybolan enerji - idrarla kaybolan enerji. Net Enerji: Total enerji –dışkı ile kaybolan enerji – ısı artışı yoluyla kaybolan enerji. Isı artışı yoluyla kaybolan enerji, besin maddelerinin metabolizmaları sırasında ortaya çıkar. Buna spesifik dinamik aksiyon, kalorijenik etki, termojenik etki gibi isimler de verilmektedir. Hayvanın Yaşı : Nötr Sıcaklık : 0-1 hafta 34 – 36°C 5 hafta 32 –35 Road ısland 52 hafta 18 – 24 Road Red (dişi) kanatlılarda enerjinin vücutta dağılışı ve kullanılması Şekil 2 de verilmektedir. Total Enerji Fekal Enerji Hazmolabilir Enerji Ürin Enerjisi Metabolik Enerji Isı artışı Net Enerji (Besin maddelerinin Metabolizmasında Hasıl olan ısı) Yaşama payı Verim a- Bazal metabolizma a- Büyüme b- İstemli aktivite b- Yağ c- Vücudu ısıtma enerjisi c- Yumurta d- Vücudu soğutma enerjisi d- Tav e- İş Şekil 2: Kanatlılarda Enerjinin Vücutta Dağılışı ve Kullanılması | ||
29-01-2007, 11:38 | #9 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Kanatlıların Vücudu ve Yemlerinde en Çok Bulunan Yağ Asitleri Bunlar sırasıyla, Palmitik, stearik, oleik ve linoleik asit olup, karkas ve yemdeki yağların %90’ını teşkil ederler. Daha önce bildirildiği gibi bunlar arasında sadece linoleik asit kanatlılar için esansiyeldir. Civcivlerin linoleik asit ihtiyaçları, rasyonun %1’i, yumurtlayan tavuklarda ise rasyonun % 1.5’u kadardır. Linoleik Asit Eksikliğinde Görülen Septonlar: A) Civcivlerde: 1. Büyüme hızında azalma, 2. Testis’in küçülmesi ve sekonder, seks karakterlerinde gerileme, 3. Su tüketiminde artış, 4. Karaciğerin büyümesi, 5. Fungal enfeksiyonlara mukavemetsizlik. B) Yumurtlayan Tavuklarda: 1. Yumurta büyüklüğünde önemli derecede düşme, 2. Eksikliğin ileri derecede olması halinde, yumurta veriminde düşme, 3. Yumurtada döllülük nispetinin azalması, 4. Yumurta ve karkas lipid kompozisyonunda önemli değişmeler. KANATLILARIN ENERJİ İHTİYACI A. Civcivin Enerji İhtiyacı Hayvanlar, esas itibariyle enerji ihtiyaçlarını tatmin için yem tüketmektedirler. Hayvanın enerji ihtiyacını rasyonun kilogramdaki veya belirli ünitesindeki enerjiye göre bildirmek tam doğru ve mümkün değildir. Bunun yerine hayvanın normal olarak büyüyüp gelişebilmesi için gerekli olan metabolik enerji hayvan başına günlük olarak bildirilmelidir. Ne var ki bunu civcivler için uygulamak çok zordur. Çünkü civciv devamlı büyümekte ve büyüdükçe enerji ihtiyacı değişmektedir. Bu nedenle civcivin günlük metabolik enerji ihtiyacı, Kg. rasyon için kilokalori (Kcal) olarak verilir. Civciv veya büyümekte olan kanatlı da günlük enerji ihtiyacını yem kapasitesine göre giderir. Vücuda alınan optimum enerji düzeyine göre, dengeli rasyonlarda, broyler civcivlerin muhtelif enerji düzeylerinde tükettikleri yem miktarları Tablo 8 ve 9’da verilmektedir. Civcivler vücutlarına giren enerji miktarını tam olarak ayarlayamazlar. Rasyonun enerji kapsamı yükseldikçe, bir dereceye kadar fazla enerji tüketirler. Bu nedenle, yüksek enerjili rasyonla beslenen civcivler, düşük enerjili rasyonla beslenenlere nazaran vücutlarında daha fazla yağ biriktirirler. Büyümelerine bile yetmeyecek kadar düşük enerjili rasyonlarla beslenen civcivlerde böyle bir depolama söz konusu olamaz. buna göre, yüksek enerjili rasyonların, karkasları yağca zengin; düşük enerjili rasyonların ise, karkasları yağca düşük hayvanlar meydana getirdiği söylenebilir. Fakat bitirme pery****da (6-8 hafta), hem düşük hem de yüksek düzeyde enerji kapsayan dengeli rasyonlarla beslenen broyler civcivlerde canlı ağırlık artışı hemen hemen aynı olur. | ||
29-01-2007, 11:38 | #10 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| TABLO 8 Başlangıç Pery****da Broyler Civcivlerin Yem Tüketimi İle Rasyonun Metabolik Enerji Kapsamı Arasındaki İlişki (0-6 hafta)* (Kcal/Kg) 6 Haftalık Sürede Yem Tüketimi (Kg) Erkek Dişi 2800 2900 3000 3100 3200 3300 2.57 2.48 2.38 2.32 2.25 2.18 2.14 2.07 2.00 1.93 1.88 1.82 *Protein, amino asit ve diğer besin maddelerince yeterli bir rasyon ve normal çevre şartlarında. TABLO 9 Bitirme Pery****da, Broyler Civcivlerinin Yem Tüketimi İle Rasyonun Metabik Enerji Kapsamı Arasındaki İlişki (6 – 8 hafta)* (Kcal/Kg) Yem Tüketimi (6 – 8 hafta) (Kg) Erkek Dişi 2900 3000 3100 3200 3300 3400 2.07 2.00 1.93 1.87 1.82 1.77 1.70 1.63 1.60 1.55 1.50 1.46 *Protein, amino asit ve diğer besin maddelerince yeterli bir rasyon ve normal çevre şartlarında Broyler civcivlerde normal büyüme Şekil 11’de gösterilmektedir. Yaklaşık olarak 8. haftaya kadar devam eden bu devre büyümenin en aktif peryodu olup, olgunluk devresi henüz başlamamıştır. Hayatın bu ilk safhasında, dengeli protein, fosfor, kalsiyum, iz mineraller ve vitamin ihtiyacı çok kritik bir durum gösterir. Rasyon, büyüme pery****da cereyan eden metabolik reaksiyonlar, hayvanın normal fiziksel aktivitesi ve vücut ısısının muhafazası için yeterli düzeyde metabolik enerji kapsamalıdır. Bu peryodda enerjinin çok az kısmı yağa çevrilir. Altı haftalığa kadar, Broyler bir civciv yaklaşık olarak vücudunda % 4 yağ ihtiva eder. Eğer piyasanın isteğine göre Broyler civcivlerde karkas yağı artırılmak istenirse bu devrede tavsiye edilen en yüksek metabolik enerji düzeyi ile maksimum büyüme için gerekli olan protein düzeyinin biraz altında protein kapsayan bir rasyon uygulanır. Böyle bir besleme programı, 7-8 haftalık Broyler civcivlerde, hem metabolik enerjinin çok yüksek oluşundan hem de protein kısıtlanmasından ötürü, daha fazla enerjinin vücuda girmesine yol açar ve fazla enerji yağa çevrilir. Leghorn civciv ve piliçlerinde, uygun enerji düzeylerine göre ortalama yem tüketimleri Tablo 10, 11 ve 12’de verilmektedir. Yumurta Verimi ve Damızlık Olarak Yetiştirilen Erkek ve Dişi Piliçlerde Vücut Yağının Kontrolü 8 – 22 haftalık dönemde erkek ve dişi piliçler için kullanılan rasyon, sadece normal büyüme, gelişme ve tüylenmeye yetecek kadar enerji ihtiva etmelidir. Çünkü vücuda alınan fazla enerji yağa çevrilir. Bu bilhassa olgunluk devresine yaklaşan hayvanlar için önemlidir. Bu devrede hayvanların çok yağlanmalarına meydan verilirse, hayati önemi haiz organların etrafı adipoz doku tabakaları ile kaplanır ki, bu da optimum yumurta verimini engeller. Bu nedenle, Broyler damızlık yetiştirilmesinde fazla yağ depolanmasını önlemek için, yem tüketimi sınırlandırılmalıdır. Leghorn civcivleri, başlangıç, büyüme ve gelişme dönemlerinde kilogramında 3000-3100 kcal enerji kapsayan rasyonlarla beslenirse, fazla yağ depo etmeden normal olarak gelişebilirler. Bununla beraber sadece damızlık olarak yetiştirilen broyler piliçleri için daha düşük enerjili (yaklaşık olarak 2600-2750) kcal/Kg) rasyonlar uygulanmalıdır. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |