Kiraya verenin iflası yada icra takibine uğraması durumunda ise, kiracının korunması için kiralama konusu malların sözleşme süresi içinde haczedilemeyeceği ve sözleşmenin, kararlaştırılan sürenin sonuna kadar geçerli olacağı belirtilmektedir. Finansal Kiralama Kanunu’nun 19. ve 20. maddeleri kiraya veren ve kiracının haklarını güvende altına alan önemli hükümlerdendir. Daha önceki yasal çerçeve içinde kiracının iflası halinde kiraya verene ait olan varlığın haczedilmemesi güvencesinin, kiraya verene verilmeyişi, finansal kiralama işlemlerinin ülkemizde kendiliğinden bir gelişme göstermeyişine neden olarak verilmekteydi. Böylece yeni düzenlemelerle kiracının iflası nedeniyle kiraya verenin uğrayacağı kayıplar azaltılmaya çalışılmıştır (Özsunay, Ergun, 1985, s.27). Finansal kiralama sözleşmesi kararlaştırılan sürenin dolamsıyla son bulur. Tarafların sürenin bitiminden en az üç ay önce bildirmek kaydıyla, anlaşılırsa sözleşmeyi uzatma hakları bulunmaktadır. Sözleşmenin uzatılması için tarafların anlaşmasının neden yeterli görülmediği ve üç aylık bir sürenin neden konduğu pek anlaşılamamaktadır. Finansal Kiralama Kanunu’nun dördüncü bölümünde sözleşmenin tabi olduğu hükümler belirlenmektedir. Finansal kiralama sözleşmelerine bu kanunda hüküm olmayan hallerde Borçlar Kanunu’nun genel hükümleri sözleşmenin niteliğine uygun düştükleri oranda ise özel hükümleri uygulanır denmektedir. Sözleşmenin niteliği ile bağdaşmadıkları için medeni kanun’un ve Borçlar Kanunu’nun bazı maddeleri ve gayrimenkul kiraları hakkında kanun hükümlerinin finansal kiralama sözleşmelerine uygulanamayacakları belirtilmektedir. Made 28’de teşvik belgeli yatırımların finansal kiralama ile gerçekleştirilmeleri durumunda finansal kiralama firmasının yatırım teşviklerinden yararlanacağı hükmü yer almaktadır. Kiraya verenin yabancı olması durumunda; yatırımın gümrük muafiyetinden yararlanabilmesine ilişkin esaslar, madde 29’da yer almaktadır. Madde 30 ile finansal kiralama sözleşmelerinin her türlü vergi, resim ve harç’dan muaf tutulduğu hükmü getirilmektedir. Yetkili mahkemenin belirlenmesinde karışıklık olmaması için sözleşmelerden doğan davaların ticari davalar oldukları da Kanunun 31’inci maddesinde belirtilmektedir (Kuntalp, Erden, 1998, s.100). |