Açık ticaret sistemi ülkelerin birbirlerinin piyasalarına adil koşullarda ve ayırım gözetilmeden erişebilmelerini gerektirir. Bu amacın sağlanabilmesi için Birleşik Devletler çok taraflı ya da iki taraflı anlaşmalar uyarınca ticaret engellerini azaltarak karşılıklılık gösteren ülkelerin ABD piyasalarına girebilmelerine izin vermeye hazır bulunmaktadır. Ticaretin liberalleştirilmesi amacıyla geleneksel olarak ticaretin önünde bulunan gümrük tarifesi engellerinin ve belirli tarife dışı engellerin azaltılmasına odaklanılmışsa da son yıllarda bazı diğer uygulamalar da bunlar arasına alındı. Amerikalılar sözgelimi her ülkenin ticaret yasalarının ve uygulamalarının şeffaf olması, yani herkesin kuralları bilip eşit koşullarda rekabet edebilmesi gerektiğini iddia etmektedirler. Birleşik Devletler ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (Organization for Economic Cooperation and Develpoment - OECD) üyeleri 1990’larda yabancı ülke yetkililerinin ticari çıkar elde etmek amacıyla rüşvet almalarının yasalara aykırı olduğunu kabul ederek şeffaflık konusunda yeni bir adım attılar. Birleşik Devletler ayrıca yabancı ülkeleri endüstriyel düzenlemeleri gevşetmeleri, geri kalan düzenlemeleri de şeffaf konuma getirecek önlemleri almaları, yabancı şirketlere karşı ayırımcılık yapmamaları ve uluslararası uygulamalara uymaları konusunda sık sık zorlamaktadır. Amerika’nın bu ilgisi bazı ülkelerin bahis konusu düzenlemeleri ihraç mallarının piyasalarına girişini engelleyecek dolaylı bir araç olarak kullanabilecekleri kuşkusundan kaynaklanmaktadır. Başkan Bill Clinton (1993-2001) yönetimi ABD ticaret politikasına bir boyut daha eklemiştir. Yönetim ülkelerin asgari çalışma ve çevre standardlarına uymalarını istemektedir. Amerikalılar ülkedeki göreli olarak daha yüksek çalışma ve çevre standardlarının ABD kökenli malların maliyetini yükseltebileceğinden ve bu nedenle de yerli endüstrilerine daha gevşek düzenlemeler uygulayan ülkelerin şirketleriyle rekabet edemeyeceklerinden korktukları için kısmen böyle bir tutum içine girmekte, ayrıca, yabancı ülkelerdeki işverenler uluslararası piyasalarda daha etkili bir rekabete girebilmek amacıyla işçilerini istismar eder ya da çevreye zarar verirlerse o ülkelerin serbest ticaretin sağladığı çıkarlardan yararlandırılmayacaklarını da söylemektedirler. |