Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-02-2007, 08:59   #1
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Dış Politika ve Dış Ekonomik İlişkilerin Yönetimi

Dış Politika ve Dış Ekonomik İlişkilerin Yönetimi
Genel olarak
Dış politika bir ülkenin dış dünya ile siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkileri başta olmak üzere her çeşit ilişkilerinin yönetimi olarak da tarif edilebilir. Bu çerçevede, dış ekonomik ilişkiler özellikle Batı dünyasında dış politikanın her zaman en önemli unsurlarından biri olagelmiştir. Avrupa tarihi dini-siyasi hakimiyet savaşlarının olduğu kadar ticari ilişkiler oluşturma ve ekonomik nüfuz yayma çabalarının da tarihidir. 18. ve 19. asır klasik diplomasi dönemlerinde, İngiltere imparatorluğu ve diğer emperyalist-kolonyalist güçler, genişlemelerini silah güçleri yanında tüccarlarının bankerlerinin ve girişimcilerinin maharetine de borçludur.

Günümüzde dış politika ile dış ekonomik ilişkiler daha da iç içe geçmiş durumdadır. Bununla beraber, ekonomik ilişkilerin dış politikadaki
ağırlığı, ilgili ülkenin dünyadaki yeri, tarihsel gelişimi, ekonomisinin yapılı, dış ekonomik koşullara bağımlılık nisbeti ve hatta siyasi rejimi gibi çeşitli unsurlara göre değişmektedir. Örneğin, aynı zamanda siyasi-askeri bir süper güç olan ABD'nin yanında, İngiltere, Fransa gibi ülkelerin dış politikaları siyasi-ekonomik faktörlerin karşılıklı etkileşiminin dengeli bir biçimde yönetilmesine dayanmaktadır. Buna karşı Japonya ve hala Almanya daha çok ekonomik gücü aracılığı ile nüfuz kazanmaya çalışmaktadır. Belçika, Hollanda gibi küçük boy AB ülkelerinde de ülkeler zaman zaman dış politikalarında uluslararası etik, insan hakları vs gibi konuları ön plana taşısalar da ekonomik çıkarlar dış politika darın en başta gelen etkenidir. Bu yönde uç örnekler olarak Singapur ve Hong Kong gibi sebebi mevcudiyeti dış ekonomik ilişkilere bağlı olan ülkeler gösterilebilir. Bunlarda dış politika tamamen dış ekonomik ilişkilerle özdeşleşmiştir. Öte yandan, otoriter rejimlere sahip veya demokrasinin henüz yerleşmemiş olduğu ülkelerde, çoğunlukla popülist-milliyetçi söylemlere dayanan 'sözde siyasi' gerekçelerle ekonomik çıkarlar, hatta toplumun asgari ekonomik gereksinmeleri feda edilebilmektedir.

Ülkemizde

Batı'dan farklı olarak, ülkemizde ekonomik ilişkilerin belki de en önemli-bir dış politika aracı ve hatta aynı zamanda amacı olduğunun tam olarak anlaşılması uzun zaman almıştır. Osmanlı imparatorluğu döneminde İstanbul, ekonomi ve ticareti hemen hemen hiçbir dönemde dış siyasette rol oynayabilecek bir unsur olarak görmemiş, hatta Padişah ve yönetimin üzerine eğilmesine değmez konular olarak yaklaşılmıştır. Biraz da genelleme yaparak, imparatorluğun dış dünya ile ekonomik ilişkileri, yükselme döneminde fethedilen topraklardan vergi, çöküş döneminde ise Batı'dan borç alınmasına inhisar etmiştir denilebilir. Cumhuriyetin ilk yıllarında da dış ekonomik ilişkiler bir politika aracı olarak ön planda değildir. O zamanlar, ülkenin ekonomik gücünün sınırlı ol-ması yanında, genç Cumhuriyet önceliği kendisini dünyaya kabul ettirmeye, yani siyasi ilişkilerini geliştirmeye vermektedir.
  Alıntı ile Cevapla