Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-02-2007, 09:01   #7
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Maliye Bakanlığı Teşkilat KHK'sında , bu Bakanlığın genel görevleri arasında dış ekonomik ilişkilerle ilgili bir husus yer almamakla beraber,Gelirler Genel Müdürlüğünün görevleri arasında 'milletlerarası vergi ilişkilerinin yürütülmesi,ikili ve çok taraflı vergi anlaşmalarının yapılması' sayılmaktadır.
Devlet Planlama Teşkilatı KHK'sında DPT'nin görevleri arasında uluslararası kuruluşlarla iletişim halinde stratejiler geliştirmek de yer almakta,ayrıca DPT'de görevi 'bölgesel,çok taraflı ve ikil ekonomik ilişkilerin kalkınma planları ve yıllık programlarda belirtilen ilke,hedef ve politikalarla uyumlu şekilde yürütülmesi için gerekli çalışmaları yapmak,gelişme yolundaki ülkelere teknik yardım faaliyetlerini yürütmek,GYÜ'ler ve özellikle İslam ülkeleri arasında ekonomik ve ticari işbirliği amacıyla kurulan teşkilatlarla ilgili çalışmaları yapmak ve gerekirse sekreterya hizmetlerini yürütmek' olan bir Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürlüğü bulunmaktadır.
Yukarıdaki makamlara ek olarak,diğer birçok Bakanlık ve kamu kuruluşunda da, farklı kapsamda görevleri olan 'Dış İlişkiler' birimlerinin de bulunduğu, bunların ihtisas konularına göre bazı dış temaslar yaptığı bilinmektedir.
Görüleceği üzere,mevzuatımız bu alanda esas temsil ve yönetim yetkisini Dışişleri Bakanlığına tanımış olmakla beraber,bu yetkiye istisnalar da getirilmekte,ayrıca,yetki sürtüşmesine yol açabilecek belirsizlikler de bulunmaktadır (örneğin,yurt dışı müteahhitlik hizmetleri konusuyla hem Hazine hem de Dış Ticaret Müsteşarlıklarının meşgul olması öngörülmektedir.
-Uygulama yönünden
Bir yandan mevzuattaki istisna,karışıklık ve belirsizliklerin etkisiyle,diğer yandan ülkemiz dış ekonomik ilişkilerinin gerek ülke bazında gerek konu çeşitliliği açısından merkeziyetçi bir yaklaşımla yönetilmesinin giderek zorlaşması nedeniyle Dışişleri Bakanlığının bu alandaki yetkisi ve hatta rolü giderek yıpranmaya başlamıştır. Bunda yukarıda değinilen,'rakip' kurumlar kadrolarının güçlenmekte olmasının da payı vardır.İdare düzeyinde etkin koordinasyon mekanizmalarının bulunmaması veya gereği gibi çalıştırılamamasının da etkisiyle,bugün dış ekonomik ilişkilerde bir ölçüde bir temsil çokluğu ve yönetim çakışmalarından söz edilebilir.Bu durum,dağınıklık olarak nitelendirilemez ise de, ülkemizin bu konulardaki etkinliğini azaltacak boyuttadır.
AB ile ilişkiler ve dış ekonomik ilişkilerin yönetimi
AB ile ilişkilerimizin yönetimi başlıbaşına kapsamlı bir inceleme konusudur.Burada sadece,bu ilişkilerin dış ekonomik ilişkilerimizin önemli bir bölümünü kapsayan ve bunları her hal ve karda etkileyen niteliği vurgulanmak istenmiştir. AB ile ilişkilerimizin tarihinde çoğu zaman
bu ilişkinin çok yönlü ve ülkenin adeta tüm hayatım kapsayan 'bütünleşme süreci niteliğinden çok ekonomik yön ön planda olmuş, ilişki herhangi bir dış ekonomik ilişki olarak algılanmıştır. Bunun bir sonucu olarak da, AB ile Dışişleri Bakanlığı yanında daha çok ekonomik Bakanlık ve kurumlarımız ilgilenmiş, dolayısıyla bu konu yukarıda değimin bürokrasi içi rekabet ve sürtüşmelerin de odak noktasında olmuştur. Adaylığımızın kabulünden sonra daha kapsamlı olarak ele alındığı görülen, devletin ve özellikle idarenin AB ile ilgili organizasyonu konusundaki gelişmeler, aynı zamanda dış ekonomik ilişkilerimizde temsil ve yürütme yetkisi sorunlarına yaklaşımların da bir tarihçesidir denilebilir.
  Alıntı ile Cevapla