Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-02-2007, 14:41   #6
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

ı) Gümrük Ardiye Ücreti

Gümrük ardiye ücreti, gümrüklere bırakılan ve belli bir müddet çekilmeyen ithal eşyası üzerinden alınır.
1334 tarihli eski Gümrük Kanunu 39 ve 42 nci madde­leriyle gümrüklere bırakılan ithal eşyasından, gümrüklerde kalış süresine göre, ardiye ücreti alınması esası getirmiş ve bu ücrette değişiklik yapma konusunda, Bakanlar Kuruluna yetki vermişti. 1949 tarihli 5382 sayılı Gümrük Kanununun 107 nci maddesinde de, gümrükçe işletilen antrepolara konulacak eşyadan alınacak ardiye; hamallık ve açıcılık gibi hizmetler karşılığı ücretler, Ticaret Bakanlığının mütalâası alınmak suretiyle Gümrük Tekel Bakanlığınca tesbit edilir, denil­miştir.
Ardiye ücreti muayyen bir müessese tarafından alınma­makta olduğundan bunları aşağıda gösterilen şekilde toplamak mümkündür.[1]
İstanbul, İzmir ve Trabzon Liman İşletmeleri Denizcilik Bankası Kanunu ile liman, anbar ve antrepo işletmesi inhisarına göre limanlardaki ardiye ücretlerini tahsil ederler. Kendilerine mahsus tarifeleri vardır.
İskenderun, Mersin ve Haydarpaşa Limanları Devlet Demiryolları aracılığıyla işletildiğinden bunların da ardiye ücretleri mevcuttur.
İstanbul, Yeşilköy, Galata yolcu salon ambarları başta olmak üzere Türkiye'nin diğer yerlerinde ve Denizcilik Bankası veya sair müesseselerce işletilmeyen mahallerde ambarlar gümrük idaresi tarafından işletilmektedir.

i) Fonlar

Adının vergi olmamasına rağmen günümüzde uygulanış şekli ile dolaylı bir vergiye dönüşmüş olan fonlar Türk Vergi Sisteminin acil çözüm bekleyen önemli sorunlarından birisidir.
Fon, aslında eskiden beri varolan bir ödenti türüdür. Ülkemizde uygulanmakta olan fonların ortak özelliği, istisnai nitelikte olmaları ve toplam kamu gelirleri içinde önemsiz bir paya sahip bulunmalarıdır. Sözü geçen karakterdeki ve nitelikteki fonların konulmasındaki gerekçe ise, bazı hizmet­lerle ilgili olarak ani kararlar alınmasının zorunlu olduğu hallerde yürütme organının uzun formalitelere gerek kalmadan kolayca ve süratle harcama yapabilmesidir. Ayrıca belli kay­naklardan sağlanan gelirin yine bu kaynaklarla ilgili hizmet­lere tahsis edilmesi de, bütçenin "adem-i tahsis" ilkesine aykırı düşmesine rağmen, bazen ancak istisnai olması kaydıyla yararlı görülebilmektedir.[2]
  Alıntı ile Cevapla