|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
02-02-2007, 11:53 | #1 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
|
GİRİŞ Ülkeler çeşitli amaçlara ulaşmak için birbirinden farklı olarak dış ticaret üzerinden vergi almaktadır. Az gelişmiş ülkelerde dış ticaret üzerinden alman vergiler devlet bütçesi için önemli bir gelir kaynağıdır. Ülkelerin gelişmişlik düzeyi arttıkça dış ticaret üzerinden alınan vergilerin gelir kaynağı olarak önemi azalmakladır. Ancak ekonomiye müdahale ederek ödemeler dengesinin bozulmaması, yerli üretimi korumak ve teşvik etmek, dış rekabete karşı korumak ve uluslararası ticareti kendi ekonomik kalkınmaları yararına bir araç olarak kullanabilmek gibi nedenlerle dış ticaret üzerinden alınan vergiler ayrı bir önem kazanmaktadır. İster önemli bir gelir kaynağı olduğu için, ister çeşitli koruma amaçları nedeniyle yürürlüğe konulmuş olsun, dış ticaret üzerinden alınan çeşitli vergi ve fonlar vardır. Araştırmada,; dış ticaret üzerinden alınan vergilerin teorik incelemesi yapılarak, söz konusu vergilerin amaçları ve etkileri tartışılmıştır. Dış ticaret üzerinden alınan vergilerin az gelişmiş ülkeler açısından yeri ve önemine değinilmiş, ve az gelişmiş ülkeler yönünden dış ticaret üzerinden alınan vergiler tartışılmıştır. Türkiye’de ithalatın ve ihracatın vergilendirilmesi üzerinde durulmuş, özellikle dış ticaret üzerinden alınan vergilerin yıllar itibariyle incelemesi yapılmıştır. B) DIŞ TİCARET ÜZERİNE KONULAN VERİLERİN AMAÇLARI VE ETKİLERİ 1. Dış Ticaret Üzerine Konulan Vergilerin Amaçları Dış ticaret üzerine konulan vergilerin, dış ekonomi politikası açısından çeşitli amaçları bulunmaktadır. Bu amaçlardan birisi dış ödemeler dengesini düzeltmektedir. Dış ticaret üzerinden alınan vergilerle ekonomiye müdahale edilerek ödemeler dengesinin düzeltilmesi istenilmektedir. Bunun gerçekleşmesi içinde ülkenin sabit bir döviz kuru ve fiyat seviyesi, effektif talep hacmine (ve bunun gibi) mutlaka sahip olması gerekmektedir.[1] | ||
|
02-02-2007, 11:54 | #2 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Döviz kuru gerçekçi değilse ekonomi kaynak israfına uğrar. Fakat gerçekçi bir döviz kuru mevcut olsa dahi; gelişmekte olan ülkeler, ithalatın bünyesini kalkınma gereklerine uygun hale getirmek (bazı malların ithalatını kısıtlamak veya yasaklamak şeklinde) için, ithal kısıtlamalarına, yeni kurulmuş endüstrilerini korumak için ağır oranlı gümrük vergilerine, yeni endüstri mamullerine dış pazar bulmak için ihracat sübvansiyonlarına ve dış talebi esnek olmayan geleneksel ihraç mallarının ihracat değerini arttırmak için ihracat vergilerine ihtiyaç duyarlar. Dış ticaret üzerinden alınan vergiler ithalatı kıstığı ölçüde ödemeler dengesi üzerinde olumlu etki doğurur. Bu bakımdan gümrük tarifeleri ödemeler bilançosu açık veren ülkelerin çok yaygın biçimde başvurdukları bir araçtır.[1] Dış ticaret üzerinden alınan vergilerin ikinci amacı; yerli üretimi korumak ve teşvik etmektir. Ekonomi içindeki dahili üreticileri dış rekabetten korunak ve serbest rekabetin, ithalata kota ve tarifeler koyarak bir ölçüde ülke içindeki üreticiler için yıkım olmasını önlemek olabilir. Amaç sadece otonomi değildir. Yani tam anlamı ile kendi kendine yeterli bir ekonomi politikası izlenmesi, bir ekonominin tüm olarak uluslararası ticaret ve sermaye akışlarından soyutlanması ve ihtiyaç duyulan herşeyin ülke içinde üretilmeye çalışılması değildir. Zaten çağımızda bu anlamda bir dış ekonomi politikası amacı bulunmamaktadır. Yeni kurulmuş endüstrileri koruttuk için yüksek oranlı gümrük vergilerine, yeni endüstri mamullerine dış pazar bulmak için ihracat sübvansiyonlarına ve dış talebi esnek olmayan geleneksel ihraç mallarının ihracat değerini arttırmak için ihracat vergilerine ihtiyaç vardır. Günümüzde gelişmekte olan ülkeler, uluslararası ticareti kendi ekonomik kalkınmaları yönünde bir araç olarak kullanmak arzusundadırlar. Bu açıdan yeni kurulan genç sanayileri dış rekabetten korumak için ithalata tarife ve miktar kısıtlamaları koyarken, diğer taraftan kalkınmaları için gerekli yatırım malları ithalatlarını arttırmaktadırlar. Ayrıca ithalatı teşvik ederek ekonomik kalkınmanın dış finansmanının bu yoldan sağlanması arzulanmaktadır. | ||
02-02-2007, 11:54 | #3 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Ancak gümrük tarifeleri dış rekabeti sınırlandırarak, yerli üreticileri daha etkin üretim yöntemlerini araştırmak konusunda yavaş davranmaya, uyuşukluğa ve tembelliğe sürükleyebilir. Sırtını gümrük duvarlarına dayamış ve cazip kârlar sağlayan bir üreticiyi etkin davranmaya sevk etmek oldukça güçleşir.[1] Bu nedenle gümrük tarifeleri ile yerli üreticiye koruma sağlanırken dozajın iyi ayarlanması gerekmektedir. Dış ticaret üzerinden alınan vergilerin üçüncü önemli amacı da; devlet bütçesine gelir sağlamaktır. Gelişmekte olan ülkelerde yerli sanayilerin korunması için genellikle ithalattan yüksek oranda vergi alınmaktadır. Az gelişmiş ülkelerin bir kısmı önemli hammaddelerin üretimini yapmakta ve böylece de ihracattan da önemli oranda vergi almaktadır. Bu maddelerin talep esnekliği sert olduğundan, ihracatta bir azalma da ortaya çıkmamaktadır.[2] Dış ticaret üzerine konulan vergilerin, konusunun yakalanmasının kolay olması, tarh ve tahsili işlemlerinin kolay ve maliyetinin düşük olması nedeniyle vergi hasılatı yüksek olmaktadır. Bu nedenle gümrük vergileri devletin önemli bir gelir kaynağını teşkil etmektedir. Gümrük vergilerinin devletin vergi gelirlerini arttırmak için kullanılması gerektiğini ileri sürenler, özellikle vergilendirilecek kaynakları kıt olan ülkelerde uygulanmasını önermektedirler. An çak vergileme ölçüsünün iyi ayarlanmaması halinde, amaçlanan geliri temin etmek bir yana, yüksek gümrük tarifelerinin ithalatı engelleyerek, bu gelirlerde düşüşlere bile neden olabileceğini de özellikle vurgulamaktadırlar.[3] | ||
02-02-2007, 11:54 | #4 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 2. Dış Ticaret Üzerinden Alınan Vergilerin Yeni Yatırım Kararlarına Etkisi Vergilemenin temel amacı bir kısım kaynakların ekonominin özel kesimden kamu kesimine naklidir. Kullanılan vergi çeşidi ne olursa olsun vergilemede daima böyle bir kaynak nakli söz konusudur. Böyle olunca, vergileme tabiatı gereği özel kesim yönünden sınırlayıcı olur.[1] Yatırım Mallarının Fiyatını Değiştiren Vergiler: Yalnızca yatırım mallarından alınan ya da diğer üretim faktörleri ile birlikte yatırım mallarına da konan bir dolaylı vergi kısmen ya da tamamen bu malların fiyatına aksedecektir. Böyle bir vergi konmadan önce, kârını azamileştirecek sermaye ve diğer üretim unsurlarını kombinezonunu tesbit etmiş ve arzulanan sermaye stokuna ulaşmak için belli bir yatırıma karar vermiş bir müteşebbis bakımından vergi nedeni ile sermaye mallarının fiyatında meydana gelen artış; sabit sermaye kullanmanın maliyetini değiştirecek ve yatırım planlarında değişikliği gerektirecektir.[2] Yatırım mallarının fiyatını değiştiren dolaylı vergilerin en belli başlı örneği gümrük vergileridir. Özellikle yatırım mallarının önemli bir kısmının ithal edilmek suretiyle sağlandığı durumlarda gümrük vergilerinin konulup kaldırılması yada oranlarının değiştirilmesi yatırım maliyeti yönünden büyük önem taşır. Aynı şekilde bu vergiler bir defada tahsil ediliyorsa, yatırım kararları üzerinde etkisi olacağı da hiç şüphesizdir.[3]Gümrük vergi oranlarının yüksekliği ölçüsünde de bu önem artar. Gümrük vergileri bu etkiyi yapan vergilerin en belli başlısı ise de tek örneği değildir. Memleket içinde üretilen yatırım mallarının üretim ya da kullanımını hedef alan herhangi bir dolaylı vergi de benzer sonuçlar yaratacaktır. | ||
02-02-2007, 11:54 | #5 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Şayet, devlet yatırımlarının teşviki gayesini hedef alan bir politika içinde ise ve bu politikasını vergi sistemi ile ahenkleştirme çabasını taşıyorsa; bu durumda yatırım mallarının yurda hiç bir gümrük ödemeden veya çok düşük bir oran dahilinde gümrük ödeyerek girmesine müsaade edilebilir. Vergi muaflıkları ile yeni yatırım kararları üzerine etki etmek istenilmektedir. Vergi muaflıkları yatırım için gerekli sermayeyi azaltarak yatırımları etkilemek yerine yatırımın gelecekte sağlayacağı vergi sonrası gelirler toplamını arttırmaya yönelmiştir. Bu yolla teşebbüslerin kârlılıklarının yükseleceği ve böyle bir tedbir olmadan teşebbüslerce girişilmeyecek bazı yatırım projelerinin çekici hale geleceği umulmaktadır. Diğer taraftan yatırımcılar bakımından katlanılması gereken bir başka önemli fedakârlık da gümrük vergilerinden doyabilir. Özellikle yatırım mallarının büyük bir kısmının ithal malı olması zorunluluğu varsa ve bu malların fiyatları ağır bir gümrük duvarı nedeniyle yükseltilmiş ise gümrük vergisinden muaflık yatırımcılar için önem taşıyan bir teşvik tedbiri olabilir. Hele gümrük vergileri gelir sağlama amacından çok yerli müteşebbisleri korumak gibi bir amaç güdüyorsa yeni yatırımlar için gümrük vergisinden muaflık daha kolay savunulabilir. Ancak gümrük vergileriyle ilgili olarak gözden kaçırılmaması gereken bir noktada şudur ki; gelir ve kurumlar vergilerinden muaflık yatırımın ilerde getireceği gelirleri hedef aldığı halde, gümrük muaflığı yatırım maliyetini, ilk masrafları etkilemektedir. Yatırımlar içindeki ithalat payının yüksekliği ile bu ithalat için ödenecek gümrük vergilerinin yüksekliğinden doğan sonuç, gümrük vergilerinden muaflığın ilgili yatırımlar maliyetinde önemli bir düşme sağladığıdır. Bir başka deyişle gümrüklerde alınan vergilerden tam ve kısmi muaflık uygulaması gerek potansiyel gerekse bir yıllık uygulama sonuçları bakımından yatırım maliyetlerini düşürmekte önemli bir tedbir olarak göze çarpmaktadır.[1] | ||
02-02-2007, 11:54 | #6 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Muaflıkların sağladığı avantajlardan faydalanıra derecesi, zorunlu olarak, sektörler arasında çok değişik olmaktadır. Yatırımları geniş ölçüde inşaata dayanan yada makina-teçhizat ihtiyaçları iç üretimle karşılanan teşebbüsler böyle bir avantajdan mahrum kalır ve muhtemelen içerde üretilen yatırım mallarının yüksek nisbi fiyatlarına katlanırken, geniş ölçüde ithalata dayalı yatırımlar teşvik edilmiş olacaktır. Gümrük vergilerinden muaflığın yatırım maliyetini düşürücü etkisi yalnız teşebbüslerin kârlılığını yükseltmekle kalmaz, ayrıca Türkiye'de yatırımları engelleyen çok ciddi bir faktör olan finansman güçlüklerini gidermeye yardım eder. 3. Dış Ticaretin Gelişmesi Ve İthalat İmkanları Gümrük vergileri hasılatında artış, ithalatın artışına bağlıdır. İthalat, bir yandan ihracata ve ödemeler bilançosunu dengeye sokan diğer kalemlere, örneğin işçi dövizleri ve dış yardımlar gibi kalemlere bağlıdır.[1] Dış ticaretten doğan açıklar dış yardım sağlamak suretiyle kapatılabilir. Ancak bu yardımlar, kolaylık temin edilmemekle ve temin edilenlerin gelecek yıllara iadesi söz konusu olmaktadır. Dış yardım sağlanamadığı zaman, ödemeler bilançosu açık verecek veya ithalat imkânları daralacaktır. Dünya piyasasında belli bir fiyat üzerinden satılan malların maliyetleriyle ihraç fiyatları arasında önemli bir kâr marjı varsa bu fazlayı bir üretim, aşırı kâr veya ihracat vergisi aracılığıyla devlete mal etmek gerekir. Söz konusu malı üreten bir yabancı şirket ise, vergi toplam tasarruf seviyesinin yükselmesine yol açar. Çünkü yabancı şirket kârlarını yurt dışına çıkaracaktır. | ||
02-02-2007, 11:55 | #7 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Az gelişmiş ülke ihracat vergisini, dünya fiyatlarındaki büyük yükselişlerin (dalgalanma) iç fiyatları etkileyerek ekonomide yaratabileceği dengesizliği önlemek, bu suretle ihracatçı ve yerli üreticilerin eline geçen havadan inme kârların bir kısmını devlet bütçesine aktarmak amacıyla uygulanmıştır. Dünya fiyatları büyük dalgalanmalar gösteren hammadde ve gıda maddelerinin iç fiyatlarının dış fiyatlara tabi olarak dalgalanmasına müsaade edilmesi iç ekonomik dengeyi tehlikeye düşürür. Ayrıca beklenmedik fiyat yükselişleri dolayısıyla elde edilen havadan inme kârların vergilenmesi sosyal adalet açısından gereklidir. Bu suretle şahsi tasarruflar azalabilirse de kamu tasarrufları artabilir ve dayanıklı lüks tüketim malları gösteriş için tüketim ve lüks inşaatın yerini kamu yatırımları alır. Belli bir kaç zirai mahsul üzerine konulan ihraç vergilerinin uzun vadeli etkisini bu mahsuller yerine daha kârlı olan diğer mahsullerin yetiştirilmesini teşvik olduğu belirtilmiştir. Çünkü uzun vadede dünya piyasasında çeşitli hammadde fiyatları arasında denge oluşacağından havadan inme kârlar kalkar ve bu maksatla konulmuş ihracat vergisine lüzum kalmaz. Bazı mahsullerin üretimi azalırken, diğerlerinin üretiminin artması genel ekonomi politikasına uygun ise (Türkiye'de fındık ve tütünde olduğu gibi) ihracat vergisi, ek bir fayda sağlamış olur. | ||
02-02-2007, 11:55 | #8 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Belli bazı arz ve talep şartlarının mevcudiyeti halinde ihracat vergisine başvurmak milli ekonomi politikası açısından zorunludur. Eğer ihraç mallarına olan talep ve ihraç mallarının arzı esnek değilse, ihracat vergileri ihracat döviz gelirlerinin artmasına yol açar. Johson bir ülkenin mallarına olan dış talebin, uzun vadede, rakip ülkelerin arz esneklikleri dolayısıyla esnek olduğu iddia edilir. Belli bir iklim şartı ve toprak çeşidi isteyen mahsuller için rakip ülkelerin uzun vadede de kalite rekabeti yapmalarına imkân yoktur. Söz konusu mal bir hammadde ise ekonomik fiyatla onu ikame edecek yeni bir malın imali her zaman mümkün olmaz. Ayrıca uzun vadede oluşabilecek piyasa kayıpları ve zararlarının bugünkü değeri, kısa ve orta vadede elde edilecek kârların bugünkü değerine kıyasla önemsizdir. Kalkınma faaliyetlerine kısa ve orta vadede de verilecek hız uzun vadede de sonucu tayin eden en önemli unsurdur.[1] Johson, dış dünyanın belli bir ülkeye turizm ve işçi için talebinin esnek olmadığını; bu itibarla ihraç mallarından ziyade bu iki hizmetin ihracını vergilemek gerektiğini belirtir. Bunun için turizm ve işçi dövizlerinin resmi kanallara intikalini sağlayacak tedbirler almak gerekir. | ||
02-02-2007, 11:55 | #9 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 4. Advalorem Ve Spesifik Gümrük Tarifeleri Gümrük tarifeleri başlıca advalorem ve spesifik olmak üzere ikiye ayrılır. Advalorem vergiler ithal edilen malın değeri üzerinden alınır. Bunlar genellikle ithal malının CIF (mal bedeli, sigorta, navlun) fiyatının belirli bir yüzdesi şeklindedir.[1] Spesifik vergiler ise ithal edilen nalın fizik birimleri başına sabit miktarlarda tahsil edilir. Örneğin, ithal edilen bir otomobilin CIF fiyatı üzerinden % 60' oranında vergi alınırsa, bu advalorem bir vergidir. Eğer vergi ithal edilen her bir otomobil başına 100.000.-TL olarak tahsil edilirse, bu spesifik bir gümrük vergisi olur. Üçüncü bir şekil de gümrük tarifelerinin karma olarak yani hem spesifik, hem de advalorem esasa göre konulmasıdır. Örneğin ithal edilen otomobilden 50.000.-TL spesifik vergi, % 50 oranında da advalorem vergi alınması gibi. Advalorem vergiler, genel olarak pahalı imalât sanayi ürünleri için uygun iken, spesifik vergiler standart mallar için daha faydalı bir gümrük vergi türüdür.[2] Advalorem vergiler, yüksek fiyatlı imalât sanayi ürünlerine, spesifik vergilere oranla daha etkili bir şekilde uygulanabilir. Çünkü tek bir advalörem oran, yurtiçi sanayine özellikle artan fiyatlar karşısında uygun bir koruma sağlayabilir. Bu vergiler birim başına sabit bir miktar olduğu için malın fiyatı yükseldikçe verginin fiyata oranı gittikçe azalır. Advalorem vergiler; fiyatın bir yüzdesi olduğundan fiyatlar artsa da, azalsa da verginin koruyucu gücü değişmez. Oysa fiyatların hızla yükseldiği bir ortamda eğer spesifik vergi tarifesi yürürlükte ise, devletin vergi getirinde hiç bir artış olmaz. Çünkü alınan vergiler miktarlara bağlı kaldığından, fiyat hareketlerini izlemekte çok başarısız kalır. Özellikle fiyat artışları dolayısıyla ithalat azalmış ise, devletin gümrük vergi gelirinde bir düşme de gözlenebilir. | ||
02-02-2007, 11:56 | #10 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Advalorem vergilerle karşılaştırıldığında spesifik vergiler, vergilemede adalet ilkesine ters düşerler. Spesifik vergiler, bir malın düşük kalitelilerini, yüksek kalitelilerine oranla daha fazla oranda vergileme sonucunu yarattığından sakıncalıdır. Çünkü fiziki birim başına alınan vergi o malın kalitesi düşük olduğu için daha ucuza satılan türleri üzerinde daha fazla yük getirir.[1] Bu özellik, sadece, kalitece iyi olmayan malların satınalınmasını baltalamakla kalmaz, düşük gelir grupları üzerindeki vergi yükünü de nisbi olarak ağırlaştırmak yönünde etkili olur. Dolayısıyla vergi adaletine ters düşen sonuçlarla karşılaşılır.[2] Fiyatların hızla yükseldiği yıllarda spesifik oranların etkinliği büyük ölçüde azalır. Bu durumda, gümrük vergilerinin satış fiyatına oranı fiyatları yükseldikçe düşer. Tarifelerin sık sık gözden geçirilip yeniden düzenlenmesi bürokratik zorluklar nedeniyle pratik bir çözüm şekli olamayacağından, hızlı bir enflasyonist gidişin söz konusu olduğu yıllarda spesifik tarifeler anlam ve ağırlığından çok şey kaybeder. Ancak spesifik vergilerin bu sakıncalarına karşılık lehinde söylenecek başlıca noktalar; uygulamasın m kolay olması, malın fiziki birimi gibi objektif kıstaslara dayanması ve anlaşmazlıklara fazla yol açmamasıdır. Fakat daha öncede belirtildiği gibi bazı malların değer, kullanma şekli ve kalite bakımından çok değişik türleri bulunduğundan, bunlar için ayrı oranlar belirlemek ve uygulamak çok zaman alıcı ve güç bir işlem niteliğini taşıdığı gibi ekonomik kalkınmaya paralel olarak mamuller de değiştikçe yeni tarifelerin hazırlanmasını zorunlu hale getirir. Bu nedenle de günümüzde bazı istisnalar dışında spesifik tarifeler yerini advalorem tarifelere bırakmıştır. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
LinkBacks (?)
LinkBack to this Thread: http://besiktasforum.net/forum/dis-ticaret/21217-dis-ticarette-vergiler/ | ||||
Mesaj Yazan | For | Type | Tarih | |
Untitled document | This thread | Refback | 21-03-2008 00:16 |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |