Tekil Mesaj gösterimi
Alt 03-02-2007, 08:58   #7
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Euro Alanı ülkelerinde devresel hareketlerin farklı safhalarının benzerlik derecesinin, Birlik Dışı ülkelerin reel ekonomilerine dış ticaret ilişkileri ve uluslararası piyasalar vasıtasıyla etkide bulunması kaçınılmazdır. Tek paraya geçiş öncesi farklı ülkelerdeki devresel hareketler normal zamanlarda üçüncü ülkeler üzerinde ortaya çıkabilecek bir şokun şiddetini hafifletici yönde etkide bulunabilecekken, Euro Alanı’nda ortaya çıkabilecek refah veya durgunluk hali üçüncü ülkeler açısından tek para öncesine nazaran daha bozucu bir şoka neden olabilecektir. Ortaya çıkabilecek şokun boyutu tabii olarak üçüncü ülkelerin Euro Alanı ülkelerine ticari ve mali açıdan bağımlılık derecesine bağlıdır. Türkiye, Euro Alanı ülkeleri ile dış ticaretin ve mali ilişkilerinin yoğun olması nedeniyle, Euro Alanı’ndaki devresel hareketlerden mevcut duruma nazaran daha fazla etkilenme ihtimali ile karşı karşıyadır. Bu nedenle Türkiye’nin dış ticaretinin ve buna bağlı olarak reel sektörün Euro Alanı’ndaki konjonktürel hareketlerden etkilenme olasılığı oldukça yüksektir.
Her ne kadar Euro gerek uluslarası sermaye hareketleri, gerekse petrol fiyatlarının hızlı yükselişi nedeni ile enflasyonist baskıların ortaya çıkması sonucunda Dolar karşısında bir istikrara kavuşamamış olsa da Parasal Birliğin kurulmasındaki temel amaçlardan birinin fiyat istikrarının sağlanması ve kısa vadede Birlik içi ticaretin artırılması olduğu gözardı edilmemelidir. Euro’ya katılan ülkeler arasında kur riskinin ve uluslararası işlemlerde birden fazla para biriminin kullanılmasının yarattığı maliyetin Euro’nun somut olarak günlük hayata girmesi ile tümüyle ortadan kalkacak olması, ortak pazarın daha etkin çalışmasını sağlayacak ve mal ve hizmet sektörlerinin rekabet gücünün artmasına katkıda bulunacaktır.
Tek para birimi sonucunda Birlik içerisinde daha dinamik ve rekabetçi bir pazarın ortaya çıkacak olması, orta vadede Türk firmaları, kendi pazar paylarını koruyabilmek ve hatta ihracatlarını arttırabilmek için Avrupalı firmalar ile ortaklık kurmak veya birleşmek durumunda kalacaklardır. Bir başka deyişle Euro’nun dolaylı olarak Türk özel sektörünün Avrupa özel sektörü ile entegrasyonu sağlanmış olacaktır. Kuvvetli bir Euro alanının yanında yer alacak olan Türkiye’nin gerek uluslararası ticaret, gerek uluslararası sermaye hareketleri, gerek dış borçlanma gerekse ekonomisini uzun vadede Avrupa Birliği normlarına uyumlu hale getirmesi konularında daha başarılı olacağı açıktır.
  Alıntı ile Cevapla