Haberin spotunda yer alan “Aralarında süper liselerin de bulunduğu 81 lisenin öğrencilerinden hiçbirisinin bile üniversiteyi kazanamadığı ortaya çıktı” cümlesi olayın birileri tarafından gizlendiği algısının oluşmasına neden olmaktadır. Küçük bir ayrıntı olsa da kullanılan yüklem algıyı oluşturacak temel öğelerden biridir. Böyle bir algının oluşmasının sağlama cabası habere manüple edilmesine neden olacak bir yaklaşımdır ve bu yaklaşım Basın Ahlak İlkelerine aykırı bir davranıştır. İlk sayfadaki haberin ilk paragrafında hiçbir kanıt olmadığı halde dönemin koalisyon hükümetinde görev alan Mesut Yılmaz suçlanıyor. Ayrıca yine bu paragrafta Vakit Gazetesi kendi ideolojisinden yola çıkarak İmam Hatip Liselerine darbe vurulmasının nedeni olarak 8 yıllık eğitimi ve Mesut Yılmaz’ı gösteriyor. İmam Hatip Liselerinin 8 yıllık eğitimle sınırlandırılması o dönemde bazı ideolojilerle tepkiyle karşılanmıştı. Vakit Gazetesinin Mesut Yılmaz’ı İmam Hatip Liselerine darbe vurduğu savunması o kişiyi hedef konumuna getirdiği açık bir gerçektir. Hiç tartışmasız ki bu yaklaşım biçimi Basın Ahlak İlkelerinin ters bir yaklaşımdır. İlk sayfada yer haberle ilgili fotoğrafta yer alan Mesut Yılmaz va Bülent Ecevit’in fotoğraflarının yanı sıra “İşte eğitim cinayetinin malum failleri” tümcesiyle yine herhangi bir yasal, objektif dayanak olmadan eğitim sisteminde yaşanan sorunu kaynağı olarak bu ikili gösterilmiştir. Soruşturmacı gazetecilik olanakları içinde bulunan bu haber soruşturulmadan hiçbir gerçeğe ulaşmadan , tamamen çıkarımlara dayanarak yazılmıştır. Bu durum da ortaya çıkan haber güvenilir niteliğinde uzak olduğu gibi gazetecilik mesleğinin saygınlığını zedeleyecek bir davranışı içerir. |