07-02-2007, 13:17
|
#6 |
Guest | II.Meşrutiyet’ ilanı ve Kanun-i Esasi’nin yeniden yürürlüğe girmesiyle Türk basını yeniden canlanmıştır. Yayınlar üzerindeki sıkı denetim ortadan kalkmış bu da basın hayatında büyük bir canlılığa sebep olmuştur. Bu tarihten sonraki iki buçuk ay içerisinde iki yüzden fazla gazete imtiyazı alınmışsa da bunlardan birçoğu uzun süreli olamamıştır[1].31 Mart Vakası’ndan sonra sansür tekrar basın üzerindeki kontrolünü artırmıştır. 1908 ile I. Dünya Savaşı arasında çıkan gazeteler genellikle, İttihat ve Terakki yanlısı, muhalifi yada tarafsız olmak üzere üç gruba ayrılmışlardı. İttihat ve Terakki yanlısı olanlardan bazıları şunlardır: Şûrâ-yı Ümmet, Tanîn, hak, Tasvîr-i Efkâr, Millet, Hürriyet, İttifak, İttihat, Servet-i Fünûn, Hak Yolu ve Tercümân-ı Hakîkat. İttihat ve Terakkiye muhalefet eden gazeteler ise: Mizan, Tanzimat, Serbestî, Sedâ-yı Millet, Hukûk-u Umûmiye, Hilal, Peyâm ve Alemdâr’dır. Yeni Gazete, İkdâm ve Sabah gazeteleri ise tarafsız kalanlardır[2]. Balkan Harbi’nden sonra Tevhîd-i Efkâr yayın hayatına başlamış, 1917’de Vakit, I. Dünya Savaşı’nın son senesinde ise Âti, Akşam, Yenigün ve Zaman gazeteleri bunu takip etmiştir. I. Dünya Savaşı boyunca yine harp dolayısıyla basın üzerindeki sansür şiddetini korumuştur. Mütareke devrinde ise gazeteler hem İstanbul Hükümeti’nin hem de işgal kuvvetlerinin baskısı altında olacaklardı. |
| |