Dünyada Yerel Medya Örnekleri | | Dünyada Yerel Medya Örnekleri Medya sistemlerinde yerellik daha çok Avrupa ülkelerinde kendisini gösteren bir gerilime konu olmuştur. İkinci dünya savaşından sonra Batı Avrupa'da elektronik yayıncılığın tarihi iki döneme ayrılarak incelenebilir.1970 öncesi ve sonrası.
İki Farklı Sistemde Yerellik
Elektronik yayıncılığın başlangıcından itibaren temel olarak iki düzenleme ile karşılaşmaktayız. Çok genel olarak ticari ve kamu sistemi olarak adlandırabileceğimiz bu iki sistem, içinde varoldukları bölgenin, ülkenin devlet ve demokrasi geleneğiyle yakından ilişkilidir. Bu ilişkiyi Amerikan geleneği ve Kıta Avrupası geleneği olarak kurunca iki sistemin neyi ifade ettiği daha anlaşılır kılınmaktadır. Ticari geleneğin içinde doğduğu ve geliştiği Amerikan sistemi iletişim alanını temel hak ve özgürlükler alanı olarak ayırdıktan sonra bu hakkın bireysel boyutuna dikkati çekmektedir. İletişim özgürlüğü bireyin fikir ve ifade özgürlüğü, bilme, öğrenme hakkı kadar iletişim araçlarına sahip olmak olarak tanımlanmış, bireyin temel hakkı olarak görülmüş, diğer alanlar gibi iletişim alanına bireylerin girişi piyasa kurallarının işleyişine bırakılmıştır. Devlet ve birey arasındaki ilişki devletin yalnızca kural koyucu rolüne vurgu yapmıştır. Devlet diğer alanlarda olduğu gibi iletişim alanında da kimi teknik ve hukuki kuralları koyar, bu kurallara uyabilen herkes, gücü yeterse radyo ya da televizyon istasyonu kurabilir. Bu genel düzenleme dışında devlet ve istasyonlar arasındaki ilişki alıcı ve kurum arasındaki herhangi bir ilişkiden farksızdır. İletişim bir ticari pazar olarak görülür ve piyasa kurallarının genel işleyişi iletişim alanını da yönetir. Bu sistemde iletişim kurumlarının sürekliliği reklam gelirlerine bağlıdır. Sistemin belirgin olarak uygulandığı ülkeler A.B.D, Latin Amerika, Avustralya, Tayland ve Filipinlerdir (Kaya,1984,Gurevitch,1990).
Amerikan medya sistemine belirli demokratik ilkelerin hayat verdiği varsayılmaktadır. Bu ilkelerden bazıları medya ve hükümet arasındaki ilişkilerle ilgilidir, tüm yurttaşlar adına hareket eden medya, iktidarın yöneticiler tarafından kötüye kullanılmasına karşı önlem almalıdır. Diğer bazı ilkeler medya ve çeşitli düşünce kaynakları arasındaki ilişkilerle ilgilidir, örneğin medya karşıt görüşlerin buluşabileceği, tartışabileceği herkese açık bir düşünce pazarı sağlamalıdır. Diğer ilkeler ise medyanın en geniş anlamıyla kamuyla ilişkileriyle ilgilidir, medya kamunun bilme hakkına hizmet etmeli, yurttaşlıkla ilgili konularda etkin katılım için destek olmalı ve anlamlı siyasal tercihler için seçenekler sunmalıdır (Gurevitch,1990:269). Medyaya erişmede ve medya araçlarına sahip olmada coğrafi olarak bir sınırlılık olmaması birey, grup ve toplulukların düşünce ve ifade özgürlüklerinin bir uzantısı, ifadeyi yayma özgürlüğünün araçlarına ve sınırlarına da bir sınırlama konulmamasını gerektirir. Ticari sistemde iletişim araçlarının kapsama alanı başlangıcından itibaren herhangi bir sınırlamaya konu olmamıştır. Yayın kurumları ulusal düzeyde olduğu kadar yerel düzeyde de örgütlenebilmektedir. Bu anlamda ticari sistem olarak tanımlanan gelenek içinde yer alan iletişim düzenlemelerinde medya ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde örgütlenebilme olanaklarına sahip olmuştur. |