Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08-02-2007, 12:25   #6
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Uzmanlar şiddet sahnelerinin,dışa dönük kişilik özellikleri taşıyan çocuklarda saldırganlığa ve şiddet içeren davranışlara,içe dönük kişilik özellikleri taşıyan çocuklarda ise korkaklık ve pısırık olarak adlandırılan davranışlara yol açtığına dair sayısız çalışma vardır.Can’a göre;’’ Televizyonda sonuçlarını düşünmeden, sadece duyguya ve hırsa dayanan yayın yapılması durumunda ise; çocuklar şiddet,şehvet,tüketim düşkünü,argo konuşan,toplumsal normlara uymayan,toplumda marjinal olmayı başarı sayan bir nesil olarak yetiştirilmiş olur’’

Çocuğun doğumundan sorumlu olan anneler çocuklarına yeterli zaman ayıramadıklarından televizyon bu boşluğu güzel bir şekilde doldurmaktadır.Elbette bu durum çocuğun kişilik ve davranışlarının şekillenmesinde televizyonun etkin bir belirleyici olma şansını artırmaktadır.Bu durumda doğrular, yanlışlar, iyiler, kötüler vb. tüm değer yargılarını çocuğa televizyon öğretmekte ve sosyalleşme süreci televizyonun izin verdiği sınırlarda gerçekleşmektedir.Bunun bizi ne kadar memnun ya da tedirgin ettiği de bu konudaki kişisel duyarlılığımızla yakından ilintilidir.Bütün bu etkiler çocuktan çalınan zaman aslında çocukların oyun saatlerinden, müzik ve eğlence saatlerinden çalınan zamandır.Böylece çocuğun duygu, düşünce ve davranış dünyası olumsuz yönde etkilenmektedir.Bunları yaparken televizyon aceleci davranıp kimseyi ürkütmez.Vermek istediği olumsuz mesajları ve davranış kalıplarını zamana yayarak verir.Çünkü zamana yayılan, alıştıra alıştıra verilen şiddetin etkisi daha az hissedilir, belki daha da kalıcı olur.
  Alıntı ile Cevapla