|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
08-02-2007, 12:24 | #1 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
|
MEDYANIN COCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ ( TV VE ŞİDDET ) Medyanın çocuklar üzerinde bazı etkileri bulunmaktadır.Bunlar çocukların hayatını su araçlar sayesinde etkilemektedirler:Radyo,gazete,dergi,sinema vb.dir.Bunlar iyi hazırlanmış içerikli ve sunum biçimleriyle bireyleri etkisi altına alabilirler.Doğru olarak kullanıldığında iyi bir eğitim aracı ve kişilik gelişimi için önemli rol oynarken kötü amaçlarla kullanıldığında veya çocuğun gelişim dönemine uygun olmadığı taktirde bazı uyumsuz davranışlar oluşmasına neden olabilirler. Çocuk kitapları,Gazete ve Dergiler Her birey için büyümek ile gelişmek paralel olarak gitmeyebilir.Çocuk büyürken, gelişimi az yada çok olabilir.Gelişmenin yeterince olabilmesi için yazılı kültür denilen kitap,gazete,dergi,vb.yayınları izlemesi ve okuması gerekmektedir. Dünyanın birçok ülkesinde,kötü edebiyatın,eserlerin,suça yol açan bir etken olduğu,kanlı katilleri hikaye eden,müstehcen öykü ve resimleri içeren yayınların,polis hikaye ve romanlarının suçluların tavır ve hareketlerini öven yayınların suç işlemede önemli rol oynadığı ileri sürülmüş;bu konuda özellikle cinsel merakları uyarmak suretiyle gençleri kötü yola sürükleyen müstehcen yayınlar üzerinde durulmuştur. Gazete ve dergilerin ise suçluluğu yaygınlaştırmak konusundaki etkileri şöyle açıklanabilir:suç tekniğini öğretmek;suçu olağan,çekici,hatta heyecanlı,yararlı bir faaliyet olarak göstermek,suçluya saygın bir kişilik vermek;suçluyu cana yakın,sempatik bir kişi olarak sunmak;adaletten kurtulmanın kolay olduğunu telkin etmek;adalet mekanizmasını ve polisi gülünç şekillerde göstermek;suçun adeta reklamını yapmak ve ücret aracı haline getirmek,vb... | ||
|
08-02-2007, 12:24 | #2 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Amerika gibi basının toplam tirajının yüz milyonlara yaklaştığı bir ülkede müstehcen,cinsiyeti tahrik edici,suçluluğu ve haydutluğu renkli faaliyetler şeklinde göstermeye elverişli yayınların çocuklar ve gençler üzerinde ne korkunç etliler yapabileceği açıktır.’’Comic Books’’adı verilen resimli serüvenleri hikaye eden kitaplar ve gazetelerdeki resimli romanlar,hikayeler bugün yalnız Amerika’yı değil,ülkemizin büyük kentlerindeki çocuklu ailelerin evlerini istila etmiştir.Araştırmalar göstermiştir ki,uyumsuz,ruhen ve aklen sorunları olan çocuklar büyük bir olasılıkla bu tür kitap ve gazetelerin tutkunu olmaktadır. Televizyon,Çocuk ve Şiddet Televizyon karşısında en savunmasız kalan ve onun zararlı etkilerine en fazla maruz kalan kitlenin çocuklar olduğu sayısız araştırmacı ve bilim adamı tarafından dile getirilmektedir.Türkiye’de ve dünyada,çocukların televizyondan nasıl etkilendiklerini, bu etkilerin çocukların ruh sağlıkları ve davranışları üzerinde nasıl değişmelere yol açtığını anlamak üzere sayısız araştırmalar yapılmıştır.Çocuk gözlerini yaşama açtıktan sonara televizyon cihazı ile burun buruna gelir.Çocuğun televizyondan en fazla etkilenen ve onun karşısında en savunmasız durumda olan kitle olması aslında televizyonun bir tercihi değildir.Çoğu zaman yaşadığı aile ortamı gereği televizyonla en çok çocuğun başbaşa kalması, programları en dikkatli onun izlemesi, orada gördüklerini tekrarlaması, ondan en fazla ve en derin etkilenen kitle olması sonucunu getirmektedir.Bilim adamları,psikologlar, pedagoglar bu etkilerin neler olduğunu anlama ve bu zararlardan çocukları koruma adına çeşitli çalışmalar yapmaktadırlar.Özel televizyon yayınlarıda cinsel içerikli programların yanısıra en çok tartışılan konu şiddet içerikli filimler olmaktadır.Uzmanların büyük çoğunluğu şiddet filmi seyretmenin çocuklar üzerinde olumsuz etkileri olduğunu öne sürmektedir.’’Otuz yıllık araştırma sonuçları televizyondaki şiddetin zararlı etkilerini doğrulamaktadır’.Amerikan Akıl Sağlığı Ulusal Enstitüsü’nde yayınlanan bir raporda;’On yıldan daha fazla bir süreden bu yana yapılan araştırma sonuçlarına göre televizyondaki şiddetin çocuklarda saldırganlığı artırdığını biliyoruz’’denmektedir.Çocuklar ve gençler genellikle yeterince kitap ve gazete okumadıklarıdan,onlar için öncelikle televizyon güçlü ve güvenilir bir bilgi kaynağı olmaktadır.Çocuklar ne kadar zeki ve meraklı olursa olsunlar,yaşlarına özgü nitelikler nedeniyle,düş dünyası ile gerçek dünyaya ilişkin şeyler arasında,filmin yada programın verdiği mesaj hakkında bir ayrım yapabilmek için yeterli bir yorumda bulunma becerisine henüz ulaşmamışlardır.Dolayısıyla düşünsel gelişimleri için çok az kullanacakları yada hiçbir işlerine yaramayacak birtakım film ‘’kahramanları’’nın bombardımanına uğramış olurlar. | ||
08-02-2007, 12:25 | #3 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Çocukluk insanın‘’ağacın yaşken eğilmesi’’misali toplumun değerlerini edinmesi, bilgilenmesi, doğru davranış modellerini benimsemesi,kişiliğinin yapı taşlarını ideal birey ölçütüne göre kurması sürecini en yoğun olarak yaşadığı bir dönem olunca,çocuklar da ister istemez televizyonun en sorunlu,zarar görmeye en açık,güçsüz,dolayısıyla da korunmaya muhtaç izleyici oluyorlar. Televizyonda şiddetin çocuklar üzerinde duygusal etkiler bıraktığı da bulunmuştur. ’’Çocuklar gerçek hayattaki şiddete karşı duyarsızlaşabilmektedirler’.Dünyayı acımasız ve korkulu bir yer olarak görürler.Büyükler de dünyayı benzer şekilde algılarlar.1986 yılında analizi yapılan üç yüze yakın araştırmanın sonuçları,televizyonda izlenen şiddetin,okul öncesi dönem çocuklarında,dokuz on yaş dönemine göre daha anti-sosyal davranışlara neden olduğunu ortaya koymuştur’’ | ||
08-02-2007, 12:25 | #4 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Şiddet içerikli çizgi filmleri izleyen erkek ve kız çocuklar,daha sonra başka bir yerde kendileriyle birlikte şiddet içeren çizgi film izlemeye gelen başka çocuklara hem fiziksel hem de sözel olarak saldırgan davranışlarda bulundular.Bu çocuklar bu çocuklar aynı davranışı kendi oyun alanlarındaki oyuncaklara da sergilediler,bu da bize çizgi film dahi olsa buradaki şiddetin çocukların davranışlarına yansıdığını açık olarak ortaya koymaktadır. Prof.Dr.Atalay Yörükoğlu,devletin çıkaracağı yasalarda bu konuya belli standartlar getirmesini isterken,Psikolog Füsun Ataç ise,Batı’nın sosyo-kültürel değerlerini içeren vurdulu kırdılı yabancı kaynaklı filmlerin çocukları ve gençleri saldırganlığa,dengesizliğe, uyumsuzluğa sürükleyebileceğine dikkat çekmektedir.Prof.Dr.Özcan Köknel de bu filmleri küçük yaştaki çocukların izlememesi gerektiğini ve bu konuda ailelere büyük görevler düştüğünü belirtmektedir. Prof.Dr.Haluk Yavuzer ise özellikle çizgi filmlerin yüzde doksanında şiddet olduğunu, şiddet öğesi içeren filmleri izleyen çocukların, birlikte oyun oynadıkları arkadaşlarına da aynı saldırgan tutum içinde yaklaştıklarını söylemektedir. Genelde bu tür yayınlarda şiddet uygulayıcısı fakat kahraman olan karakter, çocukların kendilerine örnek aldıkları idoller haline gelmektedir.Bu görüşü Oktay Küçük yaşlardan itibaren televizyonun sadık izleyicileri olan çocuklar, izledikleri programlardan etkilenirler ve televizyondaki gördükleri film kahramanlarıyla kendilerini özdeşleştirirler ve gördükleri davranışları arkadaşları üzerinde uygulamaya kalkarlar’açıklamasıyla desteklemektedir. | ||
08-02-2007, 12:25 | #5 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Uzmanlar televizyonun zararları üzerinde hem fikirler, bazıları bunu toptan bir bilinçlenme olayı olarak ele alıp sorunu teorik olarak önemsemekte, bazıları ise sözü edilen zararları bir yelpaze gibi gözler önüne sererek karşı karşıya olunan tehlikenin önemini anlatmaya çalışmaktadır.’’ Tv zararlı! Aslında çocuklar için daha zararlı...Kana zararlı, damar, kara ciğere zararlı...Öncelikle günde 3 saatten fazla izleyenlerin metabolizmaları bozuluyor...Metabolizmalarında lipitik değişiklikler hiperkolesterol oluşuyor.Körpe olan sırt omurgaları olumsuz biçim alıyor, artroz ve bel fıtığı tehlikesi artıyor, adelelerin gelişmesi, kuvvetlenmesi önleniyor.Bedensel tembellik başgösteriyor...Işınlar retinayı zedelediğinden miyopi oluşuyor. Vurdulu kırdılı çizgi filmleri ve dizilerle sinir sistemi bozuluyor, hırçınlaşıyor’’ Çocukların televizyon izleme davranışlarına getirilen eleştirilerin en önemlilerinden bir tanesi de onların, zihinsel, duygusal ve bedensel gelişimlerini tamamlayamamış, değerlerini,yaşam felsefelerini oturtamamış, orada olup biten her şeyi yetişkinler gibi değerlendirecek kapasiteye ulaşamamış olmalarından dolayı tamamen etkiye açık bir durumda olmalarıdır. | ||
08-02-2007, 12:25 | #6 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Uzmanlar şiddet sahnelerinin,dışa dönük kişilik özellikleri taşıyan çocuklarda saldırganlığa ve şiddet içeren davranışlara,içe dönük kişilik özellikleri taşıyan çocuklarda ise korkaklık ve pısırık olarak adlandırılan davranışlara yol açtığına dair sayısız çalışma vardır.Can’a göre;’’ Televizyonda sonuçlarını düşünmeden, sadece duyguya ve hırsa dayanan yayın yapılması durumunda ise; çocuklar şiddet,şehvet,tüketim düşkünü,argo konuşan,toplumsal normlara uymayan,toplumda marjinal olmayı başarı sayan bir nesil olarak yetiştirilmiş olur’’ Çocuğun doğumundan sorumlu olan anneler çocuklarına yeterli zaman ayıramadıklarından televizyon bu boşluğu güzel bir şekilde doldurmaktadır.Elbette bu durum çocuğun kişilik ve davranışlarının şekillenmesinde televizyonun etkin bir belirleyici olma şansını artırmaktadır.Bu durumda doğrular, yanlışlar, iyiler, kötüler vb. tüm değer yargılarını çocuğa televizyon öğretmekte ve sosyalleşme süreci televizyonun izin verdiği sınırlarda gerçekleşmektedir.Bunun bizi ne kadar memnun ya da tedirgin ettiği de bu konudaki kişisel duyarlılığımızla yakından ilintilidir.Bütün bu etkiler çocuktan çalınan zaman aslında çocukların oyun saatlerinden, müzik ve eğlence saatlerinden çalınan zamandır.Böylece çocuğun duygu, düşünce ve davranış dünyası olumsuz yönde etkilenmektedir.Bunları yaparken televizyon aceleci davranıp kimseyi ürkütmez.Vermek istediği olumsuz mesajları ve davranış kalıplarını zamana yayarak verir.Çünkü zamana yayılan, alıştıra alıştıra verilen şiddetin etkisi daha az hissedilir, belki daha da kalıcı olur. | ||
08-02-2007, 12:25 | #7 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| ‘’Televizyonun çocuklar için hiç yararlı etkisi yok mudur? Var elbette.Televizyon, dil gelişimini hızlandırır, söz dağarcığını artırır.Sözle görüntüyü birleştirdiği için tv. Çocuğu kolay etkiler, kalıcı izler bırakır.Örneğin sözle görüntüyü ustaca ve en ekonomik biçimde sunan reklamları çocuklar hemen kapar ve papağan gibi yinelerler.Söz kalıplarını atasözü gibi benimserler; müziği çabucak tanırlar.Televizyon çocukların bilgisini artırır, hayal alanını genişletir.Çocuk tıpkı oynarken öğrendiği gibi tv. başında eğlenirken öğrenir.Görüp duyduğunu yutarcasına içine alır.Büyülenmiş gibi bakarken uslanır,oyalanır ve ana-babasına sorun olmaktan çıkar.Bu bakımdan tv. iyi bir avutucu,iyi bir çocuk bakıcısıdır.’’ Kısacası çocuğu bilgilendirir, sosyalleştirir, dil ve zihin gelişimini teşvik eder, çocuğa günlük çevrede ulaşamayacağı görüntüleri getirir. Sonuç olarak tv. modern yaşamın bir parçasıdır ve bunu olumlu olarak kullanmak, çocuklara yararlı bir iletişim aracı olmasını sağlamak, topluma yarar getirecektir.İyi kullanılmadığı takdirde şiddet davranışını üreten; iyi kullanıldığında ise dayanışma ve yardımseverlik için iyi bir modeldir.Yazılı ve sözlü basında çıkan, sosyologların, psikologların, doktorların, yazarların ve gazetecilerin açıklamalarında, televizyonun en güçlü iletişim aracı olduğu, halkın kendi kültürünü tanımasını sağladığı belirtilmektedir.Okuma alışkanlığının gün geçtikçe azaldığı, özellikle çocuklar ve gençler üzerinde şuan yapılan televizyon programlarının etkisinin yıllar sonra görüleceğine dikkat çekilmektedir. | ||
08-02-2007, 12:26 | #8 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Video, son yıllarda hayatımıza giren teknoloji ürünlerinden biridir.İstenilen programı, istenilen saatte izleyebilme imkanı verdiği için televizyona göre bazı avantajları vardır.Filmler ve eğitici programlar video aracılığı ile çocukların hizmetine sunulabilir.Ancak bütün ailelerde video bulunma imkanı olmadığından çocuk eğitimi ve gelişiminde çok fazla etkisi bulunmamaktadır.Ekonomik imkanı olan ailelerde çocuğun yaşına ve gelişim durumuna uygun filmler yararlı olabilir ancak çocuğun saldırganlık duygularını uyaran ve uyumsuz davranışlar göstermesine yol açan programlar zararlı olur. Radyolar, çocuklara yönelik yayınların yanında yetişkinler için hazırlanan programlarda çocuklarla ilgili programlara yer vermektedirler.Yine çocukları ilgilendiren sağlık ve eğitim kampanyalarında aktif olarak görev almaktadırlar.Ancak günlük hayatımızda televizyon ve bilgisayar çok yara aldığı için radyo dinleme alışkanlığı pek yaygın değildir.Buna rağmen, radyo her yerde kolaylıkla bulunması ve dinlerken başka faaliyetler yapılmasına imkan vermesi bakımından ayrı bir yer tutmaktadır.Radyo programlarını dinleyen çocuklar görüntülerini kendi hayal güçleri ile oluşturduklarından, zihin gelişimine olumlu etkisi vardır. Diğer kitle iletişim araçlarında olduğu gibi, radyo programlarında da konu ve sunuş biçimi önemlidir.Çocukların ruhsal ve sosyal gelişimlerine katkıda bulunan eğitici ve eğlendirici programlar yararlı olur.Program seçiminde çocuklara yardım ve rehberlik edecek en yakın kişiler, anne-babalardır.Bu nedenle anne-babaların daha dikkatli olmaları çocuklarını olumlu olarak yönlendirmeleri gerekir. | ||
08-02-2007, 12:26 | #9 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Özetle, bu gibi kitle iletişim araçlarının aile ve çocuk eğitimindeki etkileri gözönüne alınarak kültürel değerlerin korunmasına önem verilmelidir.Bu değerler, dil, din, gelenek, görenek ve dünyayı tanıtıcı çalışmalardır.Tabiatı ve insanı seven çocukların geliştirilmesinde katkısı olan konuların işlenmesi gerekir.Bu güne kadar bazı yasaklamalar getirilmiş ve RTÜK( Radyo Televizyon Üst Kurulu ) yasaklara uymayan radyo ve televizyon kanallarına bir takım cezalar uygulamıştır.Ancak bunun yeterli olmadığı görülmektedir.Kitle iletişim araçları ile ilgili olarak devlet ve reklam veren firmalar tarafından yeni tedbirler alınması gerekmektedir.Bu çocuklar için çok faydalı olacaktır. Sinema ve Tiyatro Çocuğun ruhsal ve toplumsal gelişimini sağlayan faktörlerden biride sinemadır.Çocuk 7 yaşından itibaren filme dikkatini vermeye başlar.Oynayan filmin konusunu az çok anlayabilir ve filmin gerçek olmadığını bilir.Tüm çocuklar aynı oranda sinemaya gitmeye fırsat bulamasa da, televizyon dan izlenen filmler çocuğun dikkatini çekebilir.Ancak sinema dendiğinde, özel olarak sinemaya gidip film izlemek anlaşılmalıdır.Sinemaya gitmek çocuklar için son derece haz verici bir olaydır.Sinemayı sevmek ve sinemaya gitmeyi alışkanlık haline getirmek çocuklara farklı bir heyecan ve mutluluk verir. | ||
08-02-2007, 12:27 | #10 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Eğlendirici, komedi, çizgi filmler ve hayvanların yer aldığı filmler çocuklar için daha çekici olmuştur.Sinemayla ilgili tercih farklılıkları 6 yaştan itibaren belirginleşir.Ergenliğe doğru bu farklılık iyice artar.Erkek çocuklar, macera, savaş ve tehlike filmlerinden; kızlar ise,müzikli,danslı, komedi ve çizgi filmlerden daha çok hoşlanır.Çocuklar filmlerdeki, erkek kahramanın, cesur hareketli; kadın kahramanın güzel olmasını bekler.Fiziksel gelişim ve ergenlik dönemi kızlarda daha erken olduğundan kızlar,erkeklere göre daha erken bir dönemde aşk öykülerini konu alan filmlere ilgi duyarlar.Çocukların yaşları ilerledikçe filmlerde ilgi duydukları konular değişmektedir.Ülkemizde 1984 yılından buyana sinemanın yerini televizyon almaya başlamış ve sinema ucuz eğlence kaynağı olmaktan çıkmıştır.Buna rağmen sinemada izlenen filmlerin çocuğun ruhsal ve toplumsal gelişiminde önemi büyüktür.Filmin kahramanları iyi seçilmiş olmalıdır.Çünkü çocuğun film kahramanları ile kendini özdeşleştirdiği bilinmektedir. Model olarak alınan kahramanların, iyi niyetli olması, çocuğun kişilik gelişimi açısından önemlidir.Çocuk filmlerine seçilecek konular, toplumun sosyal ve kültürel gerçeklerini gösteren, eğitici ve uyarıcı nitelikte olmalıdır.Dolayısıyla anne ve babalarda çocuklarını sinamaye gönderirken, gittikleri filmin çocuklarına katkısı olup olmadığını ve yaş düzeylerine uygun olup olmadığını önceden bilmelidirler | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |