Böylece, habere konu olan olay ve olgulara ilişkin nedensellik bağlarını içerecek ve gerçek yaşamla olan dolaylı ve dolaysız ilintilerinin kurabilmesine yarayacak bir bilgilenmeden uzak bir biçimde sunulan böylesi bir iletişimin, bir yandan, yaşamı şokla şeklinde ve kendi bütünlüğü içinde bir süreç olarak algılamak ve anlamaktan alıkonulmuş bir biçimde yaşama durumunda kalan bireyin yaşam üslubuna denk düşerken, diğer yandan da, aynı bireyin, söz konusu haberlerde yer alan olay ve olguları, kendi yaşam deneyimleriyle algılayabilecek bir eleştiriye tavrı geliştirebilmesine de engel olduğu söylenebilir. Söz konusu sorunsalı ortaya koyabilmek için, incelediğim gazete haberlerinden örnekler sunmak yerinde olacaktır; “homoseksüel iki oğlunun kafasını kesti, katil baba 14 yaşında oğlunu Akşehir, 7 yaşındakini ise Mut’ta öldürdü. Sabıkalı şahıs, homoseksüel olduklarını iddia ettiği 14 ve 7 yaşındaki iki oğlunu boğazlarını gövdelerinden bıçakla ayırarak öldürdüğünü, Akşehir ve Mut’ta gömdüğünü söylemiştir” (Hürriyet 06.02.1976: 1). “ ’25 yıl sabrettim’. Kocasını parçalayan kadın kanlı balta ile karakola teslim oldu. Baltayı, uyurken kocasının başına indiren kadın, ‘o bunu hak etmişti’ dedi” (Günaydın 23.04.1976: 1). Birkaçı ise şöyle; “Kaçan karısının evini buldozerle yıkan koca hırsını alamadı; ‘Dünyayı başına geçirsem de azdır’ dedi” (Hürriyet 01.06.1976: 1). “Liseli kız, babasını satırla doğradı. 17 yaşındaki Neriman ‘Babamı sevgilimle buluşmamı önlediği için öldürmek istedim’ dedi. Uyurken kızının saldırısına uğrayan baba, koma halinde hastaneye kaldırıldı” (Günaydın 10.02.1976: 1). “ ‘Bu çocuk bana benzemiyor’ deyip loğusa karısını öldürdü. Annesinin yanında yatan bebeğin iki yaşındaki kardeşi de, babasının tabancasından çıkan kurşunlarla can verdi” (Hürriyet 23.03.1976: 1). |