3. Şiddet İçerikli Haberlerin Sunma Biçiminin Yol açtığı Sorunlar Bu çerçevede, yaşanan krizlerin, depresyonların, savaşların ve de şiddetin öyküleri bir şok görüntüsü altında seçilerek sunulduğundan (Böylece varolan reel hayatın işleyiş mantığını ve biçimini felaketlerden çıkarsamak durumunda kalırız) hayatı fragmanlar şeklinde yaşayan okurun, bunları kendi yaşam-deneyimleriyle bütünleştirmesi ve sisteme eleştiriyel bir boyut geliştirebilmesi de mümkün olamamaktadır. Okuyucunun bu enforme ediş biçiminde; “Haberin daha çok insanların çoğunu korkutan, toplumsal bir realite içinde yaşanırken ilgi çeken türleri ya kötülüklerin kendi yakın çevremizin dışında olduğunu söyleyen haberlerdir ya da çok garip arada sırada rastlanacak ama ilgi çekici yanları olan haberlerdir” (Oskay 1980: 117). “Ankara’nın Dikimevi semti son aylarda adeta Teksas’a dönmüş, semt sakinleri her gece patlayan tabancalardan kimleri vurulduğunu düşünerek korkulu dakikalar geçirir olmuşlardır” (Hürriyet 03.02.1976: 3). “Liseliler bile tabanca taşıyor. Bazı yer altı örgütleri ortaöğrenime el atmış... İdeolojik kavganın her geçen gün artarak devam ettiği üniversitelerde gençler otomatik silahlarla savaşırken, lise ve ortaokul öğrencileri de artık tabanca taşımaya başlamışlardır” (Hürriyet 04.04.1976: 1). “Türkiye’ye bir yılda 6 milyon silah girdi. Bunun yüzde 20-25’i yakalanmış, geri kalanı, yurttaşın silahlanmasını sağlamıştır. Türkiye neredeyse Western filmlerinin Teksas’ına dönmüştür. Bir fark vardır; Westernlerde okullarına gidip gelen öğrenciler silah taşımazlar” (Hürriyet 26.05.1976: 1). “30 öğretim görevlisi can güvenliği kalmadığı gerekçesiyle silah ruhsatı almak istedi. 33 kuruluşun başkan ve yöneticileri de aynı gerekçe ile silah ruhsatı almak istediklerini belirttiler. İçişlerine verdikleri dilekçede; ‘Saldırı olayları karşısında yeterli önlemler alınamamış ve failleri yakalanamamıştır. Bu koşullar altında can güvenliğimiz bizzat sağlamak amacıyla Kırıkkale yapısı bir tabancayı taşıyabilmek için gerekli ruhsatın verilmesini’ istemişlerdir” (Günaydın 17.01.1976: 1). |