Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Bæsın Yayın

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 08-02-2007, 16:54   #81
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

2. Söylemin, Gittikçe Artan Bir Etkinlikle ve Yaygınlıkla Kullanılması

Sistemin yarattığı yaşam biçimine denk düşecek şekilde gazeteler, şok niteliğindeki olayları –özellikle şiddet içerikli haberler bu alanda uygun bir malzeme olarak görülmekte- seçerek, bunları bir şok görünümü altında sunmakta ve bu şoklar arasındaki yapıyı hegemonik ideoloji oluşturmaktadır. Hatta basının söz konusu alanda yer yer aynı sözcük ve tanımları kullanma düzeyine varacak biçimde benzer bir söylemi yeğledikleri görülmektedir.
Sözü edilen örnek haberleri oluşturan olayların meydana geldiği dönemlerin –ki ele alınan ilk dönemde; Türkiye’nin askeri darbeye doğru gidişte önemli rol oynayan siyasal şiddet içerikli haberleri göz ardı etmeyecek biçimde, bireysel şiddet içeren haberleri göz önüne alan, ikinci dönemde ise; darbe sonrası, bir anlamda yeniden yapılanmanın tarihi içinde, yine bireysel şiddet içeren haberleri temel alan bir çerçeve çizilmeye çalışıldığı ve bu çerçeve içinde ele alındığını belirtmemiz yerine olacaktır. “Ankara’da Şehir Savaşı. Tabii Senatör Yurdakuler’in oğlu ve iki öğrenci öldürüldü” (Hürriyet 09.04.1976: 1). “Üniversite ve yüksekokulların önünde geniş güvenlik tedbirleri alındı” (Hürriyet 27.04.1976: 9). “Silahlar konuştu: 6 ölü. Gaziantep’te güvenlik kuvvetleri anarşistlerle 23 saat çatıştı” (Hürriyet 10.06.1976: 1). “Şehrin ortasında silahlar konuştu. Azılı gangster Demir ortalığa dehşet saçtı” (Hürriyet 21.05.1976: 3). “Silahlar konuştu. Engin Testaş isimli şahıs tefecilik yapan Mahmut Elseven’e 10 Milyon lira parasını kaptırmıştı. Defalarca tefeci Mahmut’un bürosuna gidiyor. Alacağını istiyor ancak her defasında tefeci tarafından atlatılıyordu. Önceki gün silahını beline koyup tefecinin bürosuna gitti. Burada çıkan tartışmada iki taraf aynı anda silahını çekip ateşledi” (Sabah 09.03.1990: 3). “Analaşamayan iki ortak silahlarını konuşturdu” (Sabah 04.05.1990: 3). “Denizli’de kanlı gün: 6 ölü. Denizli’de dün vahşet ve dehşet dolu bir gece yaşandı” (Milliyet 07.02.1990: 3).
  Alıntı ile Cevapla
Alt 08-02-2007, 16:54   #82
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

“Antalya’da vahşet. İki genç kadın öldürüldü ve yakıldı” (Hürriyet 12.06.1990: 1). “PKK’da vahşet taktiğine dönüş: 13’ü çocuk, 27 kişiyi katlettiler” (Hürriyet 12.06.1990: 1). “Dehşet saatleri. İşte, Sivas Valisi Ahmet Karabilgin’in resmi raporu... Vali, ‘Olay durum raporunda’ yaşanan dehşeti bütün ayrıntılarıyla saat saat kayda aldı” (Günaydın 04.07.1993: 1). “Devleti sarsan dehşet gecesi. Linç edilmek istenen sapık katil komada. İlçede gerginlik. Boyabat’ta sapık katili almak için galeyana gelen halk karşısında yönetim saatlerce aciz kaldı. Vahşi cinayet; Dört yaşındaki kız çocuğuna tecavüz ettikten sonra öldüren 16 yaşındaki katilin, bir ay önce de 11 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz etmeye yeltendiği, başaramayınca onu da öldürdüğü ortaya çıktı” (Milliyet 19.06.1993: 1). “Avrupa’da PKK dehşeti. Münih Başkonsolosluğunu işgal eden militanlar teslim oldu” (Cumhuriyet 25.06.1993: 1) “Münih’te dehşet saatleri Türk Konsolosluğu’nda 20 kişiyi rehin alarak korku dolu anlar yaşatan PKK’lı teröristler 15 saat sonra Alman polisine teslim oldu” (Sabah 25.06.1993: 1). “Münih’te dehşet saatleri. Ve PKK terörü Avrupa’ya sıçradı. 6 ülkede aynı anda 13 temsilciliğimize saldıran teröristler, 18 kişiyi rehin aldılar” (Hürriyet 25.06.1993: 1). “PKK’nın Avrupa cinneti. Almanya, Fransa, İngiltere, İsviçre, İsveç, Norveç, Danimarka’da Tür temsilcilikleri basıldı, binalar tahrip edildi, görevlileri rehin aldı” (Milliyet 25.06.1993: 1) “PKK’nın gözü döndü. Antalya’da turistik yerlere bombalı saldırı... İki çocuk ağır, 28 yaralı” (Milliyet 24.07.1993: 1). “Terörün gözü döndü. Teröristler Sündüz yaylasında gözlerini kırpmadan masumlar katletti. 14’ü çocuk 8’i kadın 26 ölü” (Zaman 20.07.1993: 1). “Hitlerin Piçleri. Nazi kalıntıları, dün yine bir insanlık suçu işlediler. Solgingen’de Türklerin oturduğu evi kundaklayan dazlaklar, 6 vatandaşımızı diri diri yaktılar... Türkler galeyanda. Gözü dönmüş dazlakların saldırısı Türkler arasında büyük infial yaratırken, başta Almanya olmak üzere tüm dünyadan nefretle karşılandı” (Hürriyet 30.05.1993: 1). “Hitlerin Piçleri. Almanya’nın Solingen kentinde bir evi kundaklayan Naziler, dördü çocuk biri kadın 5 Türk’ü diri diri yaktı. Gurbetçi vatandaşlarımız 7 ay aradan sonra Irkçı Dazlakların yeni bir vahşetini yaşadı. Geçen Kasım’da da Kölln’de 3 Türk yakılmıştır. Tüyle ürperten vahşet, Almanya’nın başkenti Bonn’un kuzeybatısındaki Solingen’de meydana geldi” (Sabah 30.05.1993: 1).
  Alıntı ile Cevapla
Alt 08-02-2007, 16:54   #83
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Örneklerini sunduğumuz şiddet olaylarında kendini iyice gösteren bu söylemin, günümüzde, neredeyse düz olayların sunma biçiminde de başat konumuna geldiği görülmekte, bir başka deyişle, yazılı basın, düz olayların (yani, bireysel ve siyasal şiddetin, açık/fiziksel şiddet boyutunu içermeyen yaşam alanlarındaki olayların) sunumunda, şiddet içerikli olayların tanımlanma düzeyinde kullanılan sözcü ve deyimleri (şok, bomba, intikam, kriz, terör, işkence, patlamak v.b.) kullanmakta ve hatta bazen kullanılan başlık düzeyinde aynılık göze çarpmaktadır; “Güneydoğu’da şok önlemler: Cumhurbaşkanı Turgut Özal başkanlığı’nda toplanan Bakanlar Kurulu, Güneydoğu’da sert önlemler alınmasını öngören bir dizi kararlar çıkardı” (Sabah 10.04.1990: 1). “İkinci ’24 Ocak’ geliyor. Koalisyon ortaklarının hazırladığı şok kararları kapsayan ekonomik paket açılınca, yağmur gibi zam yağacak... DYP-SHP koalisyonunun formülü; önce şok tedbirler, sonra rahatlama sağlamak” (Hürriyet 15.11.1991: 1). “Stok ve zam terörü. Pusuya yatan fırsatçılar piyasada mal bırakmadı. Genel seçimler nedeniyle ertelenen zamları bekleyen fırsatçılar, tezgah altında terör estirmeye başladı” (Milliyet 05.11.1991: 1). “Zam işkencesi. Yılbaşından bu yana fiyatı artmayan mal ve hizmet kalmadı” (Hürriyet 27.02.1992: 1). “Vatandaşa zam şoku: ‘Bu kadarının beklemiyorduk’. Son bir hafta içinde dolu gibi yağan zamların üstüne önceki gün yapılan Tekel ve THY zamları da eklenince vatandaş şoka girdi” (Tercüman 18.05.1993: 1). “Memurda zam şoku! ‘Acı reçetenin ilk hapını yutan memurlar, enflasyon altında kalan maaş zammına bütün yurtta büyük tepki gösteriyorlar” (Zaman 15.07.1993: 1). “Sözleşmeliler, bugünkü şoka hazır mısınız? Emlak Bankası’nda çalışan sözleşmeli personele yapılan zam geri alındı” (Milliyet 15.02.1992: 5).
  Alıntı ile Cevapla
Alt 08-02-2007, 16:54   #84
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

“Maaş şoku. Ziraat Bankası milletvekillerinin 22’şer milyonlarını kesti” (Milliyet 17.10.1991: 1). “Poliste şok. Haraç olayı, İstanbul Emniyeti’ni şaşkına çevirdi. Haraç alırken polislerle çatışan 3 gaspçıdan ölü olarak ele geçen kişinin infaz yasasından yararlanan MLSPB militanı, diğer ikisinin Çevik Kuvvet’te görevli polisler, olayın arkasındaki kişinin ise Necati Yıldırım adlı konfeksiyoncu olduğu belirlendi” (Milliyet, 07.06.1991, s.1). “Şok: İnönü’den veda. Eylül’deki SHP Kurultay’ında aday olmayacak. Başbakan vekili aktif siyasetten çekiliyor” (Milliyet 07.06.1993: 1). “ ‘Eylül’deki Kurultay’da Genel Başkanlık’tan çekileceğim’ diyen İnönü şok yarattı” (Meydan 07.06.1993: 1). “İnönü bombası. SHP lideri İnönü’nün dün ‘Genel Başkanlığı bırakacağını’ açıklaması şok etkisi yarattı” (Sabah 07.06.1993: 1). “Banker Amerika’ya kaçtı... Ve 2. Bomba. 2000’i aşkın vatandaşın 250 Milyar parası ile ortadan kaybolan banker Şahap Berker’in 23 Mayıs’ta Amerika’ya kaçtığı anlaşıldı” (Hürriyet 28.05.1992: 1). “Öğretmene şok: Arsa skandalında 2. Bomba. Yılmaz, öğretmenlerden aidat ve araba kampanyası içi toplanan 70 milyarın da şaibeli arsa sahiplerine ödendiğini söyledi” (Hürriyet 14.05.1993: 1). “Çaresizlik bombası: Terör uzmanlarının, PKK’nın son Antalya eylemine bakışı. Uzmanlara göre, turistik tesislere ulaşamayan teröristler, kenar semtlerdeki 3.sınıf otellere saldırarak çıkış arıyor ve bocalama içinde...” (Günaydın 19.07.1993: 1). “Yılmaz’ın Bombası Kemal Ilıcak’ı vurdu. Günlerdir Mesut Yılmaz’ın peşinden koşup yolsuzluk dosyalarının açıklanmasını önlemeye çalışan Ilıcak, haberi gazetelerde görünce beyin kanaması geçirdi. Dün bir dram yaşandı. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, dünkü basın toplantısında isim vermeden Kemal Ilıcak’ın adının karıştığı 346 milyarlık arsa alımıyla ilgili iddialarını açıklarken, Ankara’da beyin kanaması geçiren Tercüman Gazetesi’nin sahibi yoğun bakıma kaldırılıyordu” (Sabah 08.04.1993: 1). “Bu da Çağlar bombası. İlksan’la hükümeti sarsan Mesut Yılmaz, şimdi de Cavit Çağlar-Ziraat Bankası sözleşmesini açıkladı.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 08-02-2007, 16:54   #85
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Yılmaz’a göre, Genel Müdür Coşkun Ulusoy’un kasasında saklanan sözleşme ile Çağlar’a 290 milyar haksız kazanç sağlandı” (Milliyet 14.04.1993: 1). “Mesut Yılmaz’ın elinde şimdi de “Ziraat Bombası” var! Mesut Yılmaz, Ziraat Bankası’nın Devlet Bakanı Cavit Çağlar’a 223 milyarlık kıyak yaptığını iddia etti” (Meydan 14.04.1993: 1). “ ‘Yavşak’ intikamı: Mesut Yılmaz kendisine ‘Yavşak’ diyen Cavit Çağlar’dan intikamını alma fırsatını yakaladı. ANAP lideri, Cavit Çağlar’ın herkesten gizlenen Ziraat Bankası dosyasının ele geçirdi. Dosyadaki bilgilere göre, Çağlar’ın Ziraat Bankası’na olan 243 milyarlık borcu 1999 milyar liraya indiriliyor. Böylece, Çağlar’ın o anda 73 milyar kara geçirildiği belirtiliyor” (Sabah 14.04.1993: 1). “Katsayı krizi: Herkes ‘zam’ istedi, maaşlar belirlenemedi. Bakanlar, katsayı ve ek zam tartışmalarında anlaşamayınca, memur maaşları yine belirsizliğe gömüldü” (Milliyet 11.07.1993: 1). “Kına Kırana. Liderlerin vaatleri ve suçlamaları dorukta” (Milliyet 15.10.1991: 1). “Tv’ler Kıran Kırana. Özel Tv’ler büyük bir rekabete giriştiler” (Milliyet 07.07.1992: 1). “Zamlar patladı. Dün de Tekel ve THY fiyat arttırdı” (Tercüman 18.05.1993: 1). “Borsa, radyo patladı. Çiller’in hükümeti kurmakla görevlendirilmesinin hemen ardından borsa, tarihinde en büyük tırmanışını yaptı... Özel radyolar da, Çiller’in vaadi üzerine dünden itibaren yayına başladı” (Günaydın 15.06.1993: 1). “Borsa patladı, radyo açıldı. Çiller’in başbakanlığının kesinleşmesi üzerine iki ilginç gelişme birden yaşandı” (Günaydın 15.06.1993: 1). “DYP cadı kazan: Koltuk kavgası bıktırdı. Bakanlar ve Milletvekilleri grup toplantısında birbirinin üzerine yürüdü, silahlar göründü, görüşmeler önce ertelendi, sonra akşama alındı” (Milliyet 30.06.1993: 1). “DYP kaynıyor. Manisa Milletvekili Ümit Canuyar’dan sonra, Tevfik Diker ve İzmir Milletvekili Nevzat Çobanoğlu’da DYP’den istifa etti. Bakanlar Kurulu listesine damgasını vurduğu belirtilen Devlet Bakanı Necmettin Cevheri, isyancı DYP’lilerin hedefi durumuna geldi” (Sabah 27.06.1993: 1). “DYP, ‘barut fıçısı’ gibi. Canuyar’dan sonra, Tevfik Diker ile Nevzat Çobanoğlu da istifa etti. Küskünler üst üste toplantı yapıyor. Güvenoyu tartışılıyor. İlk büyük patlama Salı günü grup toplantısında olacak” (Tercüman 27.06.1993: 1). “İşte memuru çıldırtan tablo. Kurumu: Karayolları... Görevi: Genel Müdür. Maaşı: 5.941.700 lira. Kurumu: Aynı. Görevi: Genel Müdür Sekreteri. Ücreti: 8.563.100 lira. Kurumu TEK. Görevi: Genel Müdür. Maaşı: 7.421.200 lira. Kurumu: yine TEK. Görevi: Şoför. Ücreti: 11.862.868 lira. Şoförün Genel Müdüre attığı fark tam tamına 4.441.668 lira” (Hürriyet 01.06.1992: 1).
  Alıntı ile Cevapla
Alt 08-02-2007, 16:55   #86
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

3. Şiddet İçerikli Haberlerin Sunma Biçiminin Yol açtığı Sorunlar

Bu çerçevede, yaşanan krizlerin, depresyonların, savaşların ve de şiddetin öyküleri bir şok görüntüsü altında seçilerek sunulduğundan (Böylece varolan reel hayatın işleyiş mantığını ve biçimini felaketlerden çıkarsamak durumunda kalırız) hayatı fragmanlar şeklinde yaşayan okurun, bunları kendi yaşam-deneyimleriyle bütünleştirmesi ve sisteme eleştiriyel bir boyut geliştirebilmesi de mümkün olamamaktadır. Okuyucunun bu enforme ediş biçiminde; “Haberin daha çok insanların çoğunu korkutan, toplumsal bir realite içinde yaşanırken ilgi çeken türleri ya kötülüklerin kendi yakın çevremizin dışında olduğunu söyleyen haberlerdir ya da çok garip arada sırada rastlanacak ama ilgi çekici yanları olan haberlerdir” (Oskay 1980: 117).
“Ankara’nın Dikimevi semti son aylarda adeta Teksas’a dönmüş, semt sakinleri her gece patlayan tabancalardan kimleri vurulduğunu düşünerek korkulu dakikalar geçirir olmuşlardır” (Hürriyet 03.02.1976: 3). “Liseliler bile tabanca taşıyor. Bazı yer altı örgütleri ortaöğrenime el atmış... İdeolojik kavganın her geçen gün artarak devam ettiği üniversitelerde gençler otomatik silahlarla savaşırken, lise ve ortaokul öğrencileri de artık tabanca taşımaya başlamışlardır” (Hürriyet 04.04.1976: 1). “Türkiye’ye bir yılda 6 milyon silah girdi. Bunun yüzde 20-25’i yakalanmış, geri kalanı, yurttaşın silahlanmasını sağlamıştır. Türkiye neredeyse Western filmlerinin Teksas’ına dönmüştür. Bir fark vardır; Westernlerde okullarına gidip gelen öğrenciler silah taşımazlar” (Hürriyet 26.05.1976: 1). “30 öğretim görevlisi can güvenliği kalmadığı gerekçesiyle silah ruhsatı almak istedi. 33 kuruluşun başkan ve yöneticileri de aynı gerekçe ile silah ruhsatı almak istediklerini belirttiler. İçişlerine verdikleri dilekçede; ‘Saldırı olayları karşısında yeterli önlemler alınamamış ve failleri yakalanamamıştır. Bu koşullar altında can güvenliğimiz bizzat sağlamak amacıyla Kırıkkale yapısı bir tabancayı taşıyabilmek için gerekli ruhsatın verilmesini’ istemişlerdir” (Günaydın 17.01.1976: 1).
  Alıntı ile Cevapla
Alt 08-02-2007, 16:55   #87
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

“Muhtarlar silah taşımak istiyor. Mahalle ve Köy Muhtarları Derneği Başkanı, ‘Herkeste silah varsa bizde yok. Bu kadar silahlı arasında muhtarların silahsız olamayacağını silah taşıyanlar daha iyi anlar düşüncesindeyiz’ demiştir” (Hürriyet 24.01.1976: 3). “Bedava yaşıyoruz. Bir otomobilden rasgele sıkılan kurşunlar durakta bekleyen vatandaşı yere serdi” (Günaydın 01.06.1976: 1). “Karakoldan 100 metre uzakta adam öldürdü. Halkın telaşından yararlanan katil kaçtı ama Jandarmanın sıkı takibinden sonra yakayı ele verdi” (Hürriyet 11.06.1976: 5). “Talihsiz liseli kızın katilini bulalım. Handan’ın katilini ihbar edene 100 bin lira veriyoruz. Katil belki yanınızda, belki hemen şurada. Katille birlikte dolmuşa, otobüse biniyorsunuz. Yurdun herhangi bir köşesinde belki de yolda sizi çevirip sigarasını yakmak için kibritinizi isteyen katilin ta kendisi. Belki de yurt dışına çıkmaya hazırlanıyordur” (Hürriyet 18.04.1976: 1). “Sapıklar aramızda dolaşıyor. Küçük hızlara yönelik tecavüz ve öldürme olaylarının failleri bir türlü yakalanamıyor. Boş arazilerde ve inşaat çukurlarında cesetleri bulunan küçük çocukların aileleri mateme bürünürken, sapıklar ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaşıyor ve kendilerine yeni kurbanlar arıyorlar” (Milliyet 14.02.1990: 15). “15 dakikada bir suç. Cinayet, tecavüz ve soygunda Amerika’ya yetiştik. Tüm yurtta işlenen suçların büyük bölümü karanlıkta” (Milliyet 13.02.1990: 1). “Vahşete çağrı. Yaralanmalar, cinayetler süratle artarken hızlı bir silahlanma yarışı da sürüyor. Önemli maçlardaki kavgalardan, gece yarısı karanlığındaki soygunlara, yaralanmalara kadar herkesin elinde bıçaklar, usturalar, saldırmalar var” (Günaydın 23.09.1990: 1). “Eyvah! Teröristler 1 ton dinamit çaldılar. Boğaz köprüsünün ayaklarından birine yerleştirilirse köprünün o ayağı çöker” (Sabah 21.04.1992: 1). “Herkes silah peşinde. Terör korkusu çok sayıdaki kişiyi ruhsat kuyruğuna soktu” (Milliyet 04.04.1990: 3).
  Alıntı ile Cevapla
Alt 08-02-2007, 16:55   #88
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bu enforme ediş biçiminin bir başka boyutta sürdürülmesi ise, çevre ülkelerden kitle iletişim araçları ile gönderilen haberler yoluyla olmaktadır. “Ne zaman çevre ülkelerden, kitle iletişimi yoluyla bir haber ulaşsa, bu mutlak ibret alınması, irkilesi bir olayla olur... Merkez ülkelerin medyaları, dikkatlerinin kendi kültürel alanlarının dışına yönelmeye sadece üç ‘C’ lik bir durum –İngilizce olarak; Darbe (coup), Kriz (crisis), felaket (catastrophy)- varsa razı gelirler” (Uğur 1991: 13-22).
Bu durumu somutlaştıran birkaç haber; “Sokaklarda dolaşmak ölüme randevu vermeye benziyor. İlerici Müslümanlar ile sağcı Hıristiyanlar arasında kanlı iç savaş bütün ülkeyi kaplarken, başkent Beyrut alevler içinde yanmaya devam etmektedir” (Hürriyet 27.03.1976: 3). “Beyrut’ta açlık. Bir kedi eti 350 lira. Herkes birbirinden korkuyor. Kadınlar da savaşıyor” (Hürriyet 13.06.1976: 1).
  Alıntı ile Cevapla
Alt 08-02-2007, 16:55   #89
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

“Sırırlarımızın dibindeki savaş açlık ve felaket getiriyor. Lübnan’da savaş ve açlığın getirdiği felaketlere yepyeni biri daha eklendi. Bulaşıcı hastalıkların en korkuncu olan veba Beyrut’ta yayılmaya başladı” (Hürriyet 15.06.1976: 1). “Beyrut’ta caddeler kanla yıkanıyor” (Hürriyet 29.03.1976: 3). Hemen yanındaki haberin bu haberle ilintisi gerçekten düşünülmeye değer; “ ‘Vatanımız gibisi yok’ Beyrut cehenneminden canlarını güçlükle kurtardılar... Uzun süredir devam eden iç savaş nedeni ile, Beyrut cehenneminden kaçan 300 Türk, Nusaybin sınır kapısından adımını atar atmaz ‘Vatanımız gibisi yok’ diyerek sevinç gözyaşları dökmüş ve toprağı öpmüştür” (Hürriyet 29.03.1976: 3). Aynı çerçevede içinde benzer ilişkiyi bize hissettiren bir başka örnek ise, Körfez Krizi sırasında M. Ali Birand’ın makalesi olmaktadır. Körfez ülkelerinde dolaşan ve orada esen ve esmesi beklenen yıkıcı rüzgarları gören Birand, önce Moskova, ardından Ermenistan’ın Başkenti Erivan’daki gelişmeleri ve hayat koşullarını gördükten sonra düşüncelerini şöyle dile getirmektedir; “ ‘Türkiye bölgesin en istikrarlı ülkesi’ dedikten sonra sözlerini şu satırlarla bitiriyor; ‘Haklısınız. İnsanlar kendi içlerinde bulundukları durumla ilgilenirler. Başkalarının güçlüklerine bakıp ‘Çok şükür biz onlardan daha az kötü koşullarda yaşıyoruz demezler. Oysa bugün günlük sorunların bir parçacık dışına çıkıp, global baktığımızda, durumumuzun ne kadar imrenilecek oranda iyi olduğu fark ediliyor” (Milliyet 24.11.1990: 10).
  Alıntı ile Cevapla
Alt 08-02-2007, 16:56   #90
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Böylece, insanlara toplumun ve dünyanın gidişatı hakkında bilgilendirme ve düşünebilme yeteneği kazandırmayı arka plana iten bir meslek etiği içinde kalan gazetecinin, gitti yerdeki yaşama üsluplarını görmesi, onların ne gibi insansal değerlerden yoksunlaştırmaya uğratıldığını ve bu temel insanal sorunların, hangi toplumsal sistem tarafından üretildiğinin farkına varması da mümkün olamamaktadır. Böyle bir enforme ediş biçimi yerine, “haberleri öyle vermek gerekir ki insanlara, sorunlar var. Ama bu sorunlar aklımızın ermeyeceği sorunlar değil. Bu sorunlar ne hikmetse –Murat Belge’nin çok güzel bir şeyi vardı- sağım, solum, önüm, arkam, düşman filan diye. Suriye düşman, İran düşman, Bulgaristan düşman, Yunanistan düşman. Her taraf düşman. Kala kala bir kahraman Türk kalıyor tek başına. O kahraman Türk’ün de başı nerde, kıçı nerde, o belli değil. Kim yönetiyor, kim şey ediyor, o belli değil” (Oskay 1980: 117).
Oysaki bunlara rağmen, yazılı ve görsel basında aynı söylemin yine devam ettiği görülmektedir; “Suriye, Irak, İran’daki füzeleri karşılayacak savunma silahlarımız yok. Komşularımız silah deposu gibi” (Hürriyet 06.04.1990: 1). “Tek temiz komşumuz Sovyetler çıktı. 18 ülke Türkiye’deki terörü destekliyor. Eskiden en büyük düşman sayılan Sovyetler, şimdi dostluk gösteriyor” (Hürriyet 18.03.1990: 1). “İşte Azerbaycan Katliamı, çoluk-çocuk kadın-erkek demeden acımasızca kurşunladılar. Azeri halkı, bir yandan canı pahasına Sovyet askerlerine direnmeye, diğer yandan Ermeni militanların ardından Kızıl Ordu’nun yaptığı katliamın yaralarını sarmaya çalışırken, kanlı olayların görüntüleri ilk kez basına ulaştı” (Hürriyet 26.01.1990: 1). “Eyvah! Ermeniler azacak. BDT Genelkurmay Başkanı Mareşal Şapoşnikov, dün şaşırtıcı bir açıklama yaparak, üstü kapalı şekilde Türkiye’yi tehdit etti. Şapoşnikov, ‘Azeri-Ermeni anlaşmazlığına üçüncü bir taraf karışırsa, 3.Dünya savaşı çıkar’ dedi” (Hürriyet 21.05.1992: 1).
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 21:03 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580