|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
07-02-2007, 14:14 | #1 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
|
ÖN SÖZ Gazetecilik son asırlarda -yasama, yürütme ve yargıdan sonra- dördüncü bir güç olarak karşımıza çıkar. Bu güç bazan diğer güçlerden önce bile gelebilir. Tesiri ile her kesimi etkileyip topluma yön verir. Basın son yıllarda ulaşılması zor bir hızla ilerlemekte ve herkesin her şeyden haberdar olmasını sağlamaktadır. 1890’lı yıllarda gazetecilik önemli bir yere sahipti. Gazete ve dergilerin gücünden korkan hükümetler onlara aşırı bir baskı uygulamış, sıkı bir sansür koymaya başlamıştır. Osmanlı topraklarında istediği şeyleri yazamayanlar Avrupaya kaçarak orada gazete çıkarıyorlar ve o gazeteleri gizlice Osmanlı sınırları içine sokuyorlardı. Her grup kendi fikirlerini yaymak, bildirmek için gazete ve dergi kuruyordu. İşte bu yıllarda kurulan yeni edebiyatçılara özellikle özellikle Edebiyat-ı Cedide grubuna karşı kurulan ve açıkça hükümeti destekleyen, eski edebiyat taraftarlarını etrafında toplayan “MALUMAT” dergisidir ki gazete hüviyetindedir. Bu zamana kadar bu dergi hakkında geniş bir inceleme yapılmamış olması bizi bu tarafa yöneltti. İncelenmemiş olan hedef seçtik. Edebiyat tarihçileri diğer gazeteleri nasıl incelemişlerse biz de öyle incelemeye çalıştık. Çalışmamızda (23 Şubat i1894 - 1905) yılları arasında edebiyat sahnesinde görülen “Musavver Malumat” veya “Malumat” adıyla bilinen ve onbeş günde bir çıkan bu derginin 8. ve 28. Sayıları arasındaki yirmi dergiyi inceledik. Gazetenin misyonunu belirtip içinden seçilmiş yazılarını yazdık. Osmanlı Türkçesi ile yazılmış olan bu dergi Türkiye Türkçesi’ne aktarıldı. Çalışma sade bir çeviriden müteşekkil değil, Önce Gazetecilik tarihi hakkında geniş bir bilgi verdik daha sonra derginin yazar kadrosunu tanıttık, en sonunda da dergiden seçilmiş yazılara yer verdik. Daha sonraki çalışma yapacaklara umarız bir faydası olur. Çalışmalarımda kıymetli vakitlerinden bana zaman ayırarak yardımını esirgemeyen ve yolumu aydınlatan hocam Öğretim Görevlisi Sayın M. Fetih YANARDAĞ Bey’e ve Dedem Hacı Hilmi DİRLİK’e teşekkürü bir borç telakki ederim. | ||
|
07-02-2007, 14:14 | #2 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| GENEL OLARAK GAZETECİLİK Türkçe’de gazete için uzun müddet “ceride” kelimesi kullanılmıştır. Arapça asıllıdır. Gazete İtalyanca’dan “gazette” olarak alınmıştır. İlk gazeteler XVII. asırda Avrupa’da görülmeye başlamış. XVII. asırda mühim şekilde gelişmiş, bu asrın sonlarında ise vazgeçilmez bir medeniyet unsuru halini almıştır. Dünyadaki bütün olup biten olayları günü gününe halka bildiren, haberleri kendi görüşü ile yorumlayan, ufkumuzu her türlü bilgileri vererek genişleten, düşüncelerimizi aydınlığa götüren, halkı dar görüşten kurtaran basılmış kağıtlar topluluğuna gazete denir. Haftalık, on beş günlük veya aylık olarak periyodik şekilde yayınlanan ürünlere de dergi adı verilir. İlk olarak yazı ile haber verme işine Romalılar zamanında teşebbüs edilmiştir. Julmius Caesar tarafından tesis edilen Acta diuna mühim haberleri halka bildirmek için meydanlara asılan bir nevi duvar ilanı idi. Şimdiki manasıyla ilk gazete Strasburg’da Alman diliyle yayımlanmıştır. (1609) Bu haftalık gazete “Avisa, Relation oder Zeitung” dur. Ondan sonra “Anverste Nieuwe Tijdingen” (1619) gelir. İlk günlük gazeteler Almanya’da “Leipziger Zeitung” (1660) İngildere’de “Davily Courant” (1702), Fransa’da “Journal de Paris” (1777) dir. Bunlar sadece haber gazetesidir. Siyasi gazetecilik İngiltere’de başlamış, ilk başmakaleler 1704’de yazılmıştır. Fransa’da ve Almanya’da ilk siyasi gazeteler Fransız ihtilali sırasında çıkmıştır. Fransız gazetelerini iki sınıfa ayırmak adet olmuştur: a) Haber Gazeteleri: (Parti bağlarından uzak kalmışlardır) b) Fikir Gazeteleri: (Siyasi temayüllerini açıkça belli etmişlerdir.) Gazeteye makale yazmayı, haber toplamayı veya herhangi bir surette gazetenin yazı işlerinde ç alışmayı iş edinen kimseye de gazeteci denir. Gazeteci günün politik ekonomik, kültürel olayları hakkında gazete yolu ile haberler yapma sanatına ise gazetecilik denir. Gazeteci her yazısını yazarken o günün olaylarını, gerçeklerini göz önünde bulundurmak ve bunları geniş topluluklara ulaştırmak zorundadır. Bu bakımdan gazeteci aydın diliyle değil, halk diliyle yazı yazan adamdır. Gerçek gazeteci yazı yazarken, asla adaletsizlik ve düşkünlüğü hoşgörürlükle karşılamaz, taraf tutmaz toplumun mutluluğuna kendini adar, halka karşı sempatisini eksiltmez. Hiç bir zaman hakkın ve halkın hizmetinde bulunduğunu unutmaz. Gazeteler her gün bir toplumdan, bir sorun üzerinde fikir ve görüşe sahip ikinci bir toplum çıkarabilecek kudrette bir çözümleme ve birleştirme organıdır. Gazete sahifeleri hergün yüzbinlerce insanın beraber toplanıp beraber düşündükleri, konuştukları bir toplantı meydanıdır. Demokratik toplumların hayatında en önemli rolü fikirler oynamaktadır. Fikir özgürlüğünün görüldüğü her yerde kişiler çeşitli olanak ve araçlardan faydalanarak fikirlerini savunmak isterler. İşte bu araçların en önemlisi ve en etkilisi gazetedir. | ||
07-02-2007, 14:14 | #3 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Gazeteler daima günlük olarak çıkmaz. Haftada bir, ikinci defa çıkanları, gayrı muntazam çıkanları vardır. Günlük gazetenin kesin şekilde yerleşmesi XVII. asrın sonlarındadır. Gazete toplumun aynasıdır. Toplum, etrafında olup biten olayları onun sayesinde öğrenir. Toplum kendi içinde olanları onunla duyup gördüğü için gazeteye toplumun gözü ve kulağı diyebiliriz. Toplumda olan biten her olayı okuyucuya ulaştırır. Günlük olayların yanında yazarların fikirlerini, düşüncelerini yazdıkları yazılara da yer verilir. Bunlar da kendi başlarına bir haberdir. Bunlar: Makale, fıkra, sohbet, deneme, eleştiri - tenkit, yorum hikaye, karikatür, spor ve çeşitli konuları ele alan resimler ve fotoğraflardır. Okuyucu bu gazeteler sayesinde kendi toplumunda veya ülkesinde olan olaylar, haberlerle yetinmiyorlar. Diğer ülkesinde olan olaylar, haberlerle yetinmiyorlar. Diğer ülkelerin durumunu, olaylarını, kültürel hadiselerini de okuyabiliyor. Hatta diğer kıtalarda olup biten her türlü hadiseyi öğrenebiliyorlar. İLK GAZETE ve DERGİLERİMİZ Ülkemizde basın ve yayının tarih sahnesine çıkış sırasına göre: A- Türkiye’de yabancı dilde yayınlanan gazeteler B- Türkiye’de Türkçe yayınlanan gazeteler olmak üzere iki bölümde incelemek gerekir. | ||
07-02-2007, 14:16 | #4 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| A- Türkiye’de yabancı dilde yayınlanan ilk gazeteler: Basım sanatının 1729’da Osmanlı ülkesine girmiş olmasına rağmen gazetelerin yayınlanması bir süre beklenmesi zorunlu olmuştur. Ülkedeki aşırı taassup nedeniyle Türkçe gazetelerin ortaya çıkması yüz yıl gecikmiş, ilk gazeteler yabancı dilde ve genellikle Fransızca olarak yayınlanmıştır. 1850’de Fransa’da yayınlanan (Annuaire des Deux Mondes) gazetesine göre Osmanlı ülkesinde özellikle İstanbul’da 5 Fransızca, 4 İtalyanca, 1 Rumca, 1 Ermenice, İzmir’de 2 Fransızca 1 Rumca, 1 Ermenice, 1 Musevi dilinde olmak üzere onbeş kadar gazete yayınlanmaktadır. 1. Türkiye’de ilk gazeteyi Fransızlar çıkarmışlardır. İstanbul’da Fransız elçiliği basımevinde basılan ve 1795 yılında Fransızca olarak yayınlanan bu gazetenin adı (Bulletin des Nouvelles) haberler bültenidir. Fransız devriminin getirdiği yenilikleri Osmanlı Ülkesindeki Fransızlara ve Türklere anlatmanın başka yolu olmadığı için Devrimci Hükümetin İstanbul’daki özel temsilcisine bir gazete çıkarma yetki ve görevi verilmiştir. 2. İstanbul’da ikinci gazete Ekim 1796 (Gazette Française de Contantinople) adında aylık ve dört sayfalık bir gazete yayınlanmaya başlamıştır. 3. Fransızca üçüncü gazete Alexandre Blacaue adlı bir Fransız tarafından 24 Mart 1821’de İzmir’de yayınlandı. Haftalık bir gazetedir. Haberlere geniş yer ayırmıştır. 4. Le Smyreen (İzmirli) 1824 yılında İzmir’de Fransızlar aylık olarak çıkarmışlardır. Bu gazete 11 sayı çıkabilmiştir. | ||
07-02-2007, 14:16 | #5 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 5. Le Coıurrier de Smyrne (İzmir Postası) Osmanlıların haklarını yabancı devletlere karşı korumuştur. Yazılarında Osmanlı hükümetinin politikasını savunduğu için Rus ve Fransız büyük elçilikleri kapatılması için Babıali üzerine baskı yapmışlardır. 6. Le Moniteur Ottoman (Osmanlı Gazetesi) II. Mahmud’un isteği ile 1831 yılında İstanbul’da Fransızca olarak yayınlanan yarı resmi bir gazetedir. 7. Yabancı dile çıkarılan diğer gazeteler: a) Journal de Suyrne (1833 m- 1915) b) Echo de Orient (Doğunun Yankısı) (1838 - 1845) c) Journal de Constantinople (1846 - 1866) d) La Turque (1866) e) İmpartital (Tarafsız) (1841 - 1912) f) La Reforme (1869 - 1922) g) Le Phare du Bosphore (Boğaziçi Feneri) (1870 - 1890) h) Levlend - Herald (1867) i) Stamboul (İstanbul) 1875 - 1964 B. Türkiye’de Türkçe Yayınlanan Gazeteler: Türk basınının ortaya çıkmasında etkili olan yabancı dildeki basının yanısıra Mısır’da Mehmed Ali Paşa yönetimi sırasında yayınlanan Vaka-i Mısriyye (1828) bir kenara bırakılırsa Takvim-i Vekayi (18931) Türkçe basının gelişmesinde atılan ilk adımdır. Yayımı haftalık olarak düşünülen bu gazete, düzenli olarak çıkartılamadı. | ||
07-02-2007, 14:16 | #6 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Gazete, arada bir, ilme ve fenne dair yeni bilgiler de veriliyordu. Türkçe’den başka Fransızca, Ermenice, Rumca ve Arapça nüshaları da çıkıyor ve faydalı oluyordu. Cumhuriyet devrine kadar yaşamıştır. 1920’de gazetenin adı, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Ceride-i Resmiyye’ye çevrildi. 4 Kasım 1922’de son sayısını çıkartarak kapanmıştır. Onun yerine Tüürkiye Hükümeti tarafından daha sade bir isimnle Resmi Ceride ve 7 Şubat 1928’den sonra Resmi Gazete oldu, hala çıkıyor. Artık, yalnızca kanunları, tüzükleri, kararnameleri yayınlıyor. Sultan Mecid tahta geçince bir Türkçe gazete daha Ceride-i Havadis çıkmaya başladı. 1840’tan 1860’a kadar yayınına devam eden bu gazetenin başında İngiliz William Churchill vardı. Muhteviyatına Münif Efendi hakimdi. Bu devletin yarı resmi gazetesiydi. Takvim-i Vekayi ise resmi gazete idi. Tercüman-ı Ahval: Türkiye’de doğrudan doğruya Türk aydınları tarafından çıkarılan ve bir gazete karakterini daha kuvvetle taşıyan ilk özel gazete Agah Efendi tarafından çıkartılan Tercüman-ı Ahval gazetesidir. (1860) | ||
07-02-2007, 14:16 | #7 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| İlk sayısı 6 Rabiü’l - Ahir 1277 (22 Teşrin 1860)da çıkmıştır. 24. Sayısına kadar her hafta Pazar günleri çıkıyordu. 25. sayıdan sonra iki günde bir çıkmaya başlamış ve neşir hayatı altı sene sürmüştür. Birinci sayısına Şinasi’nin mukaddimesi ile başlanmıştır. Bu mukaddime dilinin sadeliği ve ifade ettiği “Giderek, bütün halkın kolaylıkla anlayabileceği” bir lisanla kaleme alınacağını belirtmiştir. Churchill bu yeni gazeteye karşı mücadeleye girmiştir. Oğlunun ç ıkardığı Rüzname-i Ceride-i Havadis isimli gazetede Churchill’e yardım etmiştir. Hükümet tenkidine kadar bugünkü gazetecilikte görülen pek çok şeyin menşei bu gazetedir. Tercüman-ı Ahval’de yirmi dört hafta Agah Efendi ile birlikte çalışan Şinasi yirmi dördüncü sayısının neşrinden sonra bu gazeteden ayrılmış ve ayrılışından bir buçuk ay sonra tek başına sahibi olduğu Tasvir-i Efkar Gazetesi’ni kurmuştur. İlk sayısı 28 Haziran 1862’de çıkmıştır. Haftada iki defa basılmıştır. Türk fikir ve edebiyat tarihi bakımından, umumiyetle, Avrupai Türk kültürü yönünden mühim bir neşir organı olmuştur. Bunun sebebi şair ve edib Namık Kemal’in ilk makalelerini bu gazetede neşretmiştir. Şinasi, Avrupa’ya gidince Tasvir-i Efkar’ın başına N. Kemal geçmiştir. O Fransa’ya giderken gazeteyi Recaizade Ekrem Bey’e bırakmıştır. | ||
07-02-2007, 14:17 | #8 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Başlarında büyük edebiyatçılar bulunan ilk Türk gazeteleri, yalnız siyasi ve içtimai bir havadis gazetesi olarak değil, birer fikir ve edebiyat gazetesi olarak da Türk Diline ve Edebiyatına hizmet etmişlerdir. İlk Türk Dergisi 1850’de çıkmaya başlayan Vekaayi-i Tıbbiyye’dir. Meslek dergisidir. Türk mecmuacılığının başlangıcı Münif Paşa’nın 1861’de yayınlamaya başladığı Mecmua-i Fünun iledir. “Muhbir” haftada beş gün yayınlandı. İlk askeri yayın organı Ahmed Midhat Efendi’nin çıkardığı “Ceride-i Askeriyye” ilk ticari dergi Hasan Fehmi Paşa’nın yayınladığı “Takvim-i Ticaret” (1865) dir. Yurt dışında çıkarılan ilk gazete Londra’da yayınlanan “Muhbir” (1867) dir. Aralıklı olarak İngilizce ve Fransızca ek ve özet verdi. “Hürriyet” (1868) de Londra’da çıkarıldı. 1868 - 1872 yıllarında “Terakki”, “Basiret”, “İbret” “Hadika” gibi önemli gazeteler yayınladı. “Terakki” kadınlar için ilk kez haftalık ilave verdi. “Mümeyyiz” çocuklar için ilave yayınladı. İlk mizah gazeteleri de “Diyojen”, “Hayal” ve “Çıngıraklı tatar” dır. Türk basın tarihini, siyasal ve hukuki açıdan belirli olayların damgasını taşıyan, aşağıdaki dönemlere ayırmak ve Türkiye’de basının geçirdiği aşama ve gelişmeleri bu dönemlere göre incelemek zorunlu görülmektedir. | ||
07-02-2007, 14:17 | #9 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 1. Tanzimat Dönemi Basını (1831 - 1876) 2. Birinci Meşrutiyet ve İstibdat Dönemi Basını (1876 - 1908) 3. İkinci Meşrutiyet Dönemi Basını (1908 - 1918) 4. Mütareke ve Kurtuluş Savaşı Dönemi Basını (1918 - 1923) 5. Cumhuriyet Dönemi Basını (1923 ve sonrası) 1. Tanzimat Dönemi Basını (1831 - 1876) II. Mahmud, Abdulmecid ve Abdulaziz’in padişahlık yıllarını kapsayan bu döneme, Türk basınının doğuş dönemi demek daha doğru olacaktır. Çünkü Türkiye’deki ilk gazeteler bu dönemin ürünleridir. Çok kısa bir zaman sürecinde irili ufaklı birçok gazetenin yayın hayatına girdiğini görüyoruz. a) Türkçe İlk Gazete Takvim-i Vekayi II. Mahmud, İmparatorluğu içinde bulunduğu durumdan kurtarmak istiyordu. İmparatorluğa düzeni yeniden vermek için ıslahatlar yaptı. Bu yaptıklarını anlatmak için vak’anüvişlerin yaptığı işi yapacak bir merci arıyordu. Hükümetçe bir gazete çıkarılması fikri meclis toplantısında ortaya atılmış ve II. Mahmud tarafından olumlu karşılanmıştır. Zaten II. Mahmud 1821’deen beri İzmir’de Aleksandre Blacque isimli Fransız tarafından çıkartılan (Spectateur Oriental) adlı gazeteye ilgi duyuyordu. Bu gazete İngiltere, Fransa ve Rusya’ya karşı sert eleştiri yayınlayan, dış haberlere geniş yer ayırıyordu ayrıca azınlıkların sevgisini de kazanmıştı. Yeni çıkarılac ak olan gazeteye ismi bizzat II. Mahmud (Takvim-i Vekayi) olarak koymuştur. | ||
07-02-2007, 14:17 | #10 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Avrupa’dan iki yüz yıl sonra Türkiye’de ilk Türkçe gazete Takvim-i Vekayi yayınlanmıştır. Haftalık olarak yayınlanması kararlaştırılan bu gazete, muntazam haftalık niteliğini hiç bir zaman kazanamamış, düzensiz fasılalarla yayınını sürdürmüştür. Islahatçı ve yenilik taraftarı olan II. Mahmud’un gazete ile yakından ilgilendiği, gazete dilinde sadeliğe önem verdiğini biliyoruz. b) Türkçe ikinci gazete Ceride-i Havadis ve William Churchill) Ceride-i Havadis gazetesinin basın tarihindeki önemi özel çaba ve sermaiye ile çıkarılan ilk gazete olması yönündedir. Kuru bir haber gazetesi olan Ceride-i Havadis yayınlandığı ilk günlerde hiç satılmamıştır. İlk üç sayı bedava dağıtılmıştır. Dış ülkelerde muhabiri olduğu için dış haberlere önem vermiştir. Yazar kadrosu hep Türktür. c) Tercüman-ı Ahval gazetesi ve Agah Efendi Birçok yazar ve düşünürler, Türk gazeteciliğini (Tercüman-ı Ahval) ile başlatmak isterler. Bu nedenle Türkiye’de ilk özel Türkçe gazete olan Tercüman-ı Ahval’in yayınlanmasını hem gazetecilik, hem de edebiyat ve kültür tarihimizin dönüm noktası olarak simgelerler. Ceride-i Havadis’ten yirmi yıl sonra yayın hayatına başlayan Tercüman-ı Ahval özel teşebbüs tarafından ve hazineden yardım almadan çıkarılan ilk Türk gazetesidir. Bu gazetenin çıkmasından önceki gazeteli dönemlerde halk gazete okumaya alıştırılmamıştı. Ülkede fikir gazeteciliği henüz doğmamıştı. Okuma yazma bilenler çok azdı. Ülkeyi yönetenlerin düşünce ve tutumu, özgür basının oluşmasına engel teşkil ediyordu. II. Mahmud’un basına gösterdiği ilgi, Mecid döneminde neredeyse yok olmuştur. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |