2) İnkılap
Sözcük anlamı, değişme, bir durunıdan başka bir duruma dönüşme olan ve
günümüzde daha çok --reform--, --evrim--, --değişme-- sözcükleri yerine kullanılan
--inkılap-- terimi, geçmişte çok daha farklı bir anlam yüklenmiştir (Bu arada
--inkılap-- sözcüğünün ikinci sesli harfinin üzerinde nokta olmadığına, bu
harfin --i-- değil --ı-- olduğuna dikkati çekmek isterim.).
Özellikle Atatürk yaşarken, Türk devriminin, siyasal bir iktidar
değişikliğinden daha derin, toplumsal ve ekonomik sonuçları olacağını
görenler, buna --ihtilal-- yerine, --inkılap-- demeyi yeğlemişlerdir. Böylece,
genellikle siyasal içerikli olan --ihtilal-- yerine toplumsal ve ekonomik
içerikli olan --inkılap-- deyiminin kullanılmasıyla, o zaman, olay daha geniş
kapsamlı olarak ele alınmıştır.
Öyle sanıyorum ki, ünlü Kadro dergisinin ilk sayısında yer alan bildirinin
şu satırları, terimlerin 1930'lu yıllardaki kullanılışını çok iyi
belirtecektir:
--Türkiye bir inkılap içindedir. Bu inkılap durmadı.
Bugüne kadar geçirdiğimiz hareketler, şahit olduğumuz muazzam kıyam
(ayaklanma) manzaraları, onun yalnız bir safhasıdır. Bir ihtilal geçirdik.
İhtilal, inkılabın gayesi değil, vasıtasıdır. |