Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-02-2007, 10:23   #7
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bu ihtilal safhasında dursaydık inkılabımız akim (sonuçsuz) kalırdı. Halbuki
o, genişliyor, derinleşiyor. O henüz son sözünü söylemiş, son eserini vermiş
değildir. Tesviye edilmiş (düzeltilmiş) bir zemin üstünde yarınki Türk
cemiyetinin, kendine has ve kendine uygun binasını kurabilmek için,
inkılabımız derinleşme ve genişleme istikametindedir.
İnkılap bitaraf bir nizam değildir. Onun içinde yaşayanlarırı taraftar
olsunlar veya olmasınlar, ona intibak etmeleri lazımdır. İnkılap ona taraftar
olanların iradelerine, taraftar olmayanların iradelerinin, kayıtsız ve
şartsız, bağlanması demektir.
İnkılabın irade ve menfaati, inkılabı duyan ve yürüten azlık, fakat şuurlu
bir avangardın, azlık fakat ileri bir KADRO'nun iradesinde temsil olunur. Bu
kadro, inkılabın şeniyetinden (gerçeğinden) çıkarılan ve onun seyrine uygun
bir şekilde izah edildikçe şekilleşen prensipleri kendine şuur edinir.
İnkılabın derinleşmesi demek, her şeyden evvel, bu prensiplerin ve onların
ifadesi olan inkılap, ahlak ve disiplinin, ileri kadronun dimağından genç
neslin, şehir halkının ve köylünün dimağına inmesi ve yerleşmesi demektir.--
(Ayraç içindeki sözcükler benim. E.K.) (Kadro, 1932, No. 1:31).
Görüldüğü gibi, Kadro'cuların kullandığı biçimde, --inkılap--, açıkça
--ihtilal--den çok daha geniş ve derin kapsamlı bir sözcüktür. Özellikle
--İhtilal, inkılabın gayesi değil, vasıtasıdır-- sözü, iki terim arasındaki
ilişkiyi ve o zamanki kullanışları arasındaki farkı çok açık seçik bir
biçimde ortaya koyuyor.
  Alıntı ile Cevapla