Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-02-2007, 10:24   #10
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Yine bu çerçeve içinde düşünüldüğünde, 1908 yılında İttihatçıların
Makedonya dağlarına çekilmesi ve Abdülhamid'i Meclis'i toplantıya çağırmaya
zorlaması, siyasal anlamda --devrim--dir. Çünkü, rafa kaldırılmış olan
Anayasa'yı yeniden yaşama geçirerek, Padişah'ın kayıtsız koşulsuz kullandığı
dinsel-geleneksel otoriteye, o dönemin etkin gücü --bürokrasi--yi ortak etmişti.
Belki çok kapsamlı değildi ama, hiç kuşkusuz bir --devrim--di 1908 eylemi.
Üstelik de sonuçları bakımından daha geniş kapsamlı devrimlere de yol açmıştı.
Aynı biçimde 27 Mayıs 1960 --hükümet darbesi-- de sonunda siyasal bir
--devrim--e dönüştü. Çünkü, siyasal iktidara, halkın seçtiği Meclis'in yanında
yargısal ve bürokratik ortaklar getirdi. Böylece bir anlamda siyasal
iktidarın dayandığı güçlerin niteliğinde değişiklik yaptı.
--Devrim-- teriminin siyasal alan dışında da anlamı olduğunu daha önce
belirtmiştik. Ekonomik ve toplumsal anlamda devrim, ekonomik ve toplumsal
ilişkilerde temel değişiklikler yapan bir olaydır.
Bilindiği gibi, toplum, bir dizi --düzenlenmiş ilişkiler--den oluşur. Toprak
ağası-köylü, işçi-patron, anne, baba-evlat, öğretmen-öğrenci ilişkileri gibi.
İşte düzenlenmiş olan bu ilişkilerin tümü --toplumsal yapı--yı oluşturur.
Yukarıdaki tanıma yakından bakarsak, toplumsal ve ekonomik anlamdaki devrimin,
toplumsal-ekonomik yapıyı etkileyen bir olay olarak ortaya çıktığını görürüz.
  Alıntı ile Cevapla