Ulusal Burjuvazi Kavramı
--Merkez-çevre-- kuramı, --ulusal burjuvazi-- kavramını tümüyle yadsımaktadır.
Çünkü, hiçbir ulusal sermaye, bir azgelişmiş ülkede, iç kitleleri sömürerek,
dış sermayeye karşı rekabetini sürdüremez. Bu nedenle, siyasal olarak ne
denli bağımsız bir --ulusal devlet-- kurulmuş olursa olsun, ya da ne ölçüde
--devlet kapitalizmi-- uygulanmış bulunursa bulunsun, sonuç değişmeyecek,
azgelişmiş ülke, merkez ülkeleri sisteminin uydusu olacaktır.
--Fakat, yeni sömürge yapısı, (eski klasik) sömürge yapısından farklı olarak
dinamik bir süreç içerir. Bu süreç, özgül olarak sınırlı da olsa bir
sanayileşme ve sınıf yapısının (feodaliteden) farklılaşması sürecidir. Toplum
içinde sınıflar arasındaki çelişki, geniş yığınları emperyalizm ve toplumdaki
gerici güçlerle karşı karşıya getiren, gelişme ile durağanlık arasındaki
çelişkinin yerini almaya başlar (Petras, 1975:306-307) . (Eski) Sömürge
yapısındaki dağınık sınıf bileşiminden farklı olarak yeni sömürge yapısındaki
kapitalist birikim süreci, ötekilerin arasından iki sınıfı ayrıştırır; sanayi
sermayesi ile ücretli emek. Bu iki sınıf arasındaki çelişki, toplumdaki
belirleyici çelişki halini alır. --Sosyalist ideoloji--nin egemen ve sosyalist
alternatiiin geçerli ve gerçekçi hale gelmesi ise, ancak işçi sınıfı
yığınların önderliğini üstlenebileceai ölçüde gerçekleşir.(Gülalp, 1979:86).
Görüldüğü gibi Gülalp, merkez-evre kuramına bağlı karşı-emperyalist devrimi
sosyalist bir devrimle özdeşleştiriyor. |