Başkent Roma'dan bu kadar uzaktaki bir kentte imparator için bir saray inşa edilmesi, imparatorluğun doğu sınırlarının korunmasında Antakya'ya ne kadar önem verdiğini göstermesi bakımından ilginçtir. Bu dönemde ayrıca kentte beş yeni hamam ile bir savaş araçları fabrikası ve zahire ambarları inşa edildi. İmparator Büyük Konstantin'in (Constantinus Magnus, 306-337) Antakya'da inşa ettirdiği en önemli yapı, 327 yılında başlayıp 341'de tamamlanmış olan sekizgen planlı, iki katlı büyük kilisedir (Domus Aurea). Üst katı kadınlara ait olan, zemini taş döşeli kilisenin, ahşap olan kubbesinin iç yüzü altın yaldızla tezyin edilmiş, içi heykellerle süslenmiş, sütunları parlak mermerlerden yapılmıştı. Altın Kilise adıyla anılan bu mabed muhtemelen ada üzerinde, imparator sarayına yakın bir yerde inşa edilmişti. İmparator yeni başkenti Constantinople'a konmak üzere, Antakya'dan bazı hayvan heykelleri götürmüştür. Büyük Konstantin dönemi imparatorluktaki eyaletler asarı ticaret yanında Hint ve Uzak Doğu ile ticaretin geliştiği, bu nedenle Antakya'da ve diğer Suriye kentlerinde refah seviyesinin yükseldiği yıllardır. Pers hükümdarı Şapur II.'nin 337 yılında Mezopotamya'ya saldırması ile yeniden alevlenen Pers tehdidi karşısında Antakya, İmparator Constantius II (337-361) ve sonra İmparator Julian (361-363) tarafından İran'a yapılan seferlerde bir üs olarak kullanılmıştır. Büyük Konstantin döneminde 327 yılında yapımı başlamış olan sekizgen kilise 341 yılında ibadete açılmıştır. |