Güney Cephesinde Neler Yaşandığını Biliyormusunuz ? | | GÜNEY CEPHESİ’NDE NELER YAŞANDIĞINI BİLİYOR MUSUNUZ? Birinci Dünya Savaşı’nın son günlerinde İngilizler, Anadolu’nun güneyine kadar gelmişlerdi. Mondros Ateşkes Antlaşması’nın 7. maddesine dayanarak da Urfa, Antep ve Maraş ‘ı işgal ettiler. İşgaller, Türk halkı tarafından protesto edildi. Milli teşkilatlar kurulmaya başlandı. Ancak İngilizler, işgal ettikleri yerlerde Türk yönetimine karışmadılar. Milletin onuruna dokunacak hareketlerden çekindiler. Bu nedenle, silahlı bir direnme olmadı. Daha sonra, kendi aralarında yaptıkları bir antlaşma gereğince İngilizler, bu yerleri, 15 Eylül 1919 tarihinde Fransızlara bıraktılar. Fransızlar, işgal ettikleri yerlerde, beraberlerinde getirdikleri Ermenileri Türklere karşı silahlandırdılar. Ermeniler’den bir polis teşkilatı kurmaya kalkıştılar. Fransızlar tarafından şımartılan Ermenilerin zulme varan davranışları yöre halkını harekete geçirdi. Fransızlar ve onların güdümündeki Ermenilerin saldırılarına karşı koymak amacıyla, Kuvay-ı Milliye birlikleri kuruldu. Sivas Kongresi’nde alınan kararlar gereğince, Temsil Heyeti tarafından bu bölgeye vatansever subaylar gönderildi. Göğsü vatan aşkıyla dolu, Antepli, Maraşlı ve Urfalı yiğitler, Fransızlara karşı kahramanca mücadele ettiler. Türk halkı, 1. Dünya Savaşı'nda, hiçbir savaşta olmadığı kadar çok ezilmişti. Halk arasında "seferberlik" olarak anılan bu savaş, Osmanlı 'nın genel bir seferberlikle giriştiği, modern anlamdaki ilk savaştı. Bu nedenle savaşın her türlü musibetini bütün millet çekmişti. Yine bu nedenle ilk defa savaş bezginliği, savaşa karşı nefret, çok yaygın ve ortak bir duygu haline gelmişti. Enver Paşa ve yanlıları, savaşın baş suçlusu görüldüğü için tüm subaylar ittihatçı sayılıyor ve halk arasında tehlikeli bir subay düşmanlığı duygusu yerleşiyordu. Cephelerden yayılan bozgun havası, doğal yollar dışında ayrıca kaçaklarla da Anadolu içlerine kadar yayılmıştı. 300 bini aşan asker kaçağının önemli bir kısmı, bütün Anadolu'da eşkıyalık yaparak zaten sarsılmış olan devlet otoritesini hiçe indiriyordu. Anavatanın savunulması başlayınca , bunlarla da mücadele etmek gerekecekti. |