Tartışmaların İçerik Analizi Hilâfetin tartışmalarında sarsıcı bir muhalefetin yokluğu daha önce vurgulanmıştı. Bununla birlikte zayıf ve tereddütlü sözlerle hilafetin kaldırılmaması yönünde görüşlerle de karşılaşılmaktadır. Bu görüşler zayıf olarak dini mahsurlara, ağırlıklı olarak siyasi mahsurlara değinmektedir. Yine bunun karşısında hilafetin kaldırılması gereği tersine ağırlıklı olarak dini açıdan ve sınırlı olarak siyasi açıdan savunulmaktadır. Hilafetin kaldırılışının gereğini savunanlar dini açıdan mahsursuzluğun ötesinde konuyu “dini bir gereklilik” olarak ta ortaya koymaktadırlar. Benzeri durum siyasi açıdan yapılan savunmalarda da geçerlidir. Hilafetin Kaldırılması Aleyhinde Görüşler Hilafetin kaldırılmasının sakıncaları yönünü belirten karşı görüşler sadece iki üye, Zeki Bey ve Halid Bey tarafından gündeme getirilmiştir. Söz konusu görüşler maddeler halinde aşağıda sıralanmıştır: 1.Hilafet kökleşmiş milli bir anane(gelenek)dir. Bu görüşü dile getiren Zeki Bey “... böyle ananatı milliyemizi ani surette sarsmak ve yıkmak usulleri de dâhil mi idi?” sorusuyla hilafetin kaldırılmasıyla önemli bir milli geleneğin sarsılmış olacağını, halledilmesi gereken daha bir çok siyasi ve iktisadi mesele varken mevcut konunun gündemde olmasının yanlışlığını vurgulamıştır. Aynı bağlamda Halid Bey hilafetin “1300 senelik bir müessese olduğunu hatırlatmaktadır. 2.Hilafetin kaldırılışı daha önce millete palın açıklamalarla çelişki oluşturur. Yine Zeki Bey “Halifenin TBMM tarafından seçilmiş olduğunu ve halifeliğin korunması hususunun karar altına alındığını” belirtir. Bu hatırlatmasıyla Zeki Bey meclisin verdiği bir karardan dönerek milleti yanıltmış olmasının hatalı olduğunu vurgular. Halid bey de “Halifeyi kurtaracağız” diyerek halkı harekete ve milli mücadeleye davet ettiklerini, bu yeni tutumun bir çelişki olarak halkı rahatsız edeceğini belirtir. 3.Hilafet “ittihat-ı İlâma-islam dünyasının birleşmesine” imkan tanıyacak önemli bir vesiledir. “bendeniz ...ittihat-ı İslam taraftarıyım... Hilafetin ilgasını kabul ederek bugünkü vaziyet dahilinde bu müthiş kuvveti düşmanların veyahut diğer hükümetlerin kucağına atmayalım.” söyleriyle Zeki Bey hilafetin İslam birliğine yardımcı olan bir müessese olduğunu; kaldırılması halinde bu gücün başkaları tarafından aleyhimize kullanılabileceğini ifade eder. Aynı konuda Halid Bey İrana, Afganistan’a Fas’a İslam dünyasının gösterdiği teveccüh Türklere çok daha fazla olmasının nedeninin hilafetin Türklerde olmasından kaynaklandığını, son milli mücadelede bazı Müslümanların Türklere yardım edememelerinin onların da esaret altında oluşlarından kaynaklandığını belirtir. 4.Hilafetin kaldırılışı halkın istek ve iradesine muhalif bir harekettir. Yine Zeki Bey “Cumhuriyet ve hakimiyet-i milliye” kavramlarıyla teceddüt edildiğini vurgulayarak yapılan halkın iradesine uygun olmadığını, halkın iradesine göre hareket edilmesi gerektiğini, halkın iradesinin farklı olduğunu ve dolaysıyla “ya arayı umumiyeye müracaat(referandum) veyahut yeniden tecdid-i intihabat(seçimlerin yenilenmesi) yapılması” gerektiğini söylemektedir. Aynı paralelde Zeki Bey devamla “Hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğunu, mevcut tutumla milletin efkarı düşünülerek icraatta bulunulmadığını belirtir. Aynı konuda Halit Bey “Halkın hissiyatına hürmet için, halkın halife makamına olan bağlılığı bilindiğinden daha önce halifeliğin korunacağının halka ilan edilmiş olduğunu belirterek “Eğer o makam bir makam-ı mualla değilse neden halka ilan etmeyi lüzumlu gördük” demektedir. |