Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13-02-2007, 08:50   #15
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Hilafetin kaldırılması Lehinde Görüşler
İki üyenin konuşması dışındaki tüm üyeler hilafetin kaldırılması yönünde görüş serdetmiştir. Bu yöndeki görüşler ezici çoğunlukla hilafetin kaldırılmasının “dinen mahsursuz olduğu” ve hatta “dinen gerekli olduğu” görüşleri etrafında şekillenmektedir. Siyasi gerekçeler konusunda az konuşulmuş olsa da hem siyasi mahsursuzluk ve hem de siyasi gereklilik açısından konu ele alınmıştır. İleri sürülen görüşler incelendiğinde muhalefetin görüşlerinin de aşıldığı, muhalefetin dile getirmediği “mahsur” iddialarının bile çözümlendiği ve cevaplandırıldığı görülmektedir. Şimdi ileri sürülen fikirleri “dini gerekçeler” ve “siyasi gerekçeler” olmak üzere iki başlık altında ele alalım:
Dini Gerekçeler
1. Hilafet Allah’ın adalet sıfatına mazhar olmaktır. Bu görüşü dile getiren Şeyh Safvet Efendi’ye göre “ hilafetin gerçek manasının yer yüzünde hak ve adalet üzere hükmetmektir. İslamın üstün hükümlerini adaletle uygulayan yer yüzünde Allah’ın halifesidir. Mutlak surette şeriatı tatbik etmeyen, adaletle hükmedemeyen hükümete halife denilmesi dini İslama büyük bir iftiradır.” Dolaysıyla halifelik unvanı belli bir hükümetin inhisarında değildir. Kim adaletle hükmederse zaten halifeliğin gereğini yerine getirmiş olur.
2.Hilafet peygamberimizden sonra 30 yıldır. Dolaysıyla aslında bu tarihten sonra gerçek anlamda hilafet olamaz. Şeyh Safvet Efendi Peygamberimizin “Hilafet yani adil ve hak ile kaim bir hükümet benden 30 seneye kadardır.” şeklinde bir hadisi olduğunu vurgulamaktadır. Şu halde “Hz Ali Efendimizin hilafeti müddetleriyle 30 sene tamam olmuş ve zulüm ve adaveti ile Emeviye hükumeti zuhur etmiştir.” Bu görüşe göre görülüyor ki hadiste sözü edilen 30 yıldan sonra artık dini gereklilik çerçevesinde bir hilafet mevcut olmayacaktır. Aynı görüş Zonguldak Mebusu Tunalı Hilmi Bey tarafından da dile getirilmekte ve Tunalı Hilmi Buharide yer alan hilafet konusundaki hadisten dolayı Abdülhamit döneminde Buharinin tercümelerinin toplatıldığını; kendisinin bu adisi kopyalayarak istinsah ettiğini ifade etmektedir.
3.Hilafet makamı sadece belli kimselere münhasırdır. Şeyh Safvet Efendiye göre “Hz Davut gibi idare-i umuru ammeye memur olanlar Allah’ın emrettiği adli ihsan ile her veçhile amil olduklarından Allah hilafeti bu kişilerle sınırlandırmıştır. Peygamberler her türlü günahtan masum olmaları ve her hareketlerinde adil olmaları nedeniyle yer yüzünde Allah’ın halifeleri idiler. Dolaysıyla başka şahısların halife addedilmeleri bu zamanda mümkün değildir. Şeyh Safvet Efendinin bu görüşü ilk görüşüyle çelişmektedir. Belki görüşlerini güçlendirmek için, halifeliğin “adaletin sağlanması” anlamıyla sadece bir hükümetin inhisarında olmadığını vurgusundan sonra aslında Peygamberlerden sonra gerçek anlamda halife olamayacağını da belirtmektedir.
  Alıntı ile Cevapla