Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13-02-2007, 09:50   #12
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

sahip ciddî ve samimî insanlar değillerdir. Ben onları sizden daha iyi bilirim..." Fakat bu tür konuşmaları bir fayda vermedi. Askerler: "Biz Kurân’a karşı kendimizi ortaya atıp meydan okuyamayız, Hz. Ali'nin sözlerini kabul edemeyiz" diyerek savaşmaktan vazgeçtiler. Böylece sulhun akdedilmesi konusunda, Kurrâ ehlinin büyük tesiri olmuştur. Kurrâ ehli, Müslümanların arasındaki sorunun çözümünde Kuran’ı hakem olarak kabul ve tavsiye ediyorlar, herkesi de bu görüşe göre yönlendirerek Hz. Ali'nin de bu görüsü benimsemesi için ona baskı yapıyorlardı. Sonunda Hz. Ali, Muâviye'ye elçi olarak gönderdiği komutanı Ester'i geri çağırarak; "yazıklar olsun! Ester'e söyleyin geri gelsin. Zira fitne çıktı: Artik harbi bırakmaktan başka çare yok" diyerek sulha ister istemez razı oldu... Sonra Muaviye'ye Es'as b. Kays'i göndererek ne istediğini öğrenmesini söyledi. Hz. Muâviye gelen elçiye; "Siz ve biz Allah’ın kitabında emrettiği şeye döneceğiz. Sizden, razı olduğunuz bir kişiyi gönderiniz, biz de bir kişi göndeririz ve bu kişilerin Allah’ın Kitabında olan hükümle karar vermelerine, Kitaptan şaşmamalarına dair onlardan söz alırız. Daha sonra da anlaştıkları şeye uyarız, diyerek plânını açıkladı. Es'as bu teklifi alarak dışarıya çıktı ve bazen bizzat kendisi okumak suretiyle bazen de halka verip okutmak suretiyle ilân etmeye başladı. Nihayet Temim oğullarından bir gruba götürdü. Aralarında Urve b. Üdeyye'nin de bulunduğu bu grup, söz konusu mektubu okuyunca Urve b. Üdeyye "Allah’ın emri dururken tutup ta başka şahısları mı hakem tayin ediyorsunuz? Oysa Allah'tan başka hiç kimsenin hüküm verme yetkisi yoktur" (La hükme illâ billah) dedi.
Hakemlerin seçimi konusunda Muâviyenin tayin edeceği kişi belli idi ki bu Amr b. el-Âs'dan başkası olamazdı. Ancak Hz. Ali taraftarlarından Es'as ve ona tabi olanlar da "biz Ebû Musa el-Esâri'ye razıyız" dediler. Bunun üzerine Hz. Ali "siz daha isin basında bana isyan ettiniz, su an bana karsı gelmeyiniz" diyerek Ebû Musa hakkındaki endişesini açıkladı ve onlara ihtarda bulundu. Hz. Ali'ye göre Ebû Musa el-Es'ârî insanları Muâviye tarafına yönlendirerek kendi sırlarını onlara anlatıyordu. Ancak taraftarları Ebû Musa üzerinde direttiler. Hz. Ali de bunların görüşlerine istemeyerek de olsa uymak zorunda kaldı. Hz. Ali'nin bu kanaati ise Haricîlerin ortaya çıkması neticesinde doğrulanmış oluyordu. Onların da yanlış davranışları hem yeni bir sapık fırkanın dogmasına hem de birçok kimsenin itikadının bozulmasına yol açtı. İki taraf, arasında hakem tayini ile ilgili sözleşmeyi yazarak bunun kabul ve tasdikini garanti altına aldılar. Sözleşmenin özeti söyle idi: "Bismillahirrahmanirrahim". Bu, üzerinde Ali b. Ebi Talib ve Muâviye b. Ebi Süfyan'in anlaştığı bir metindir, Allah’ın hükmüne ve Kitabına göre hareket edeceğiz. Bizi Allah’ın kitabından başkası birleştiremez. Allah’ın Kitabı bastan sona kadar elimizde olduğundan, onun dirilttiğini bir de diriltir; terk ettiğini biz de terk ederiz. Her türlü hükmünü kabul ederiz. İki hakem; Ebû Musa Abdullah b. Kays el-Es'ârî ve Amr b. el-Âs el-Kureysî, Allah’ın kitabında ne bulurlarsa onunla amel edeceklerdir. Allah’ın kitabında bulamadıklarını, bir araya getirici âdil sünnette arayacaklardır. Ali ve Muâviye, Allah'a karsı ahid ve misak içindedirler. Her biri derler ki: "Ben bu sahifedeki şeye razıyım." Abdullah b. Kays el-Es'arî ve Amr b. el-Âs, Allah adına yemin etmişlerdir. Kararı Ramazan ayına ertelemişlerdi. Sonra ikisi, bu sayfada olan şey üzerine: bu hususta zulüm ve saptırmak isteyen ve bu sahifede olan şeyi terk eden kimseye karşı şahitlerin yardımcı olacaklarına dair şahadetlerini yazarlar. On beş safer, hicrî 37."
  Alıntı ile Cevapla